GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:27
Tarih:25.11.2016

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 405 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 23'üncü maddesi üzerine vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım.

23'üncü madde Bakanlık müfettişlerine ödenecek tazminatları konu ediyor ve bunu düzenliyor. Benim konuşmam, tazminat ödemeyi unuttuğunuz kişiler hakkında yani tazminatlarını kestiğiniz, hukuksuzca davrandığınız birilerini size hatırlatmak istiyorum. Tam 1.060 kişi. 1.060 kişiden oluşan şahsa bağlı eğitim uzmanları. 14 Mart 2014 tarihine kadar ilçe millî eğitim müdürü olarak görev yapan, il millî eğitim müdür yardımcısı olarak görev yapan bu eğitimciler, maalesef, bu tarihten sonra "şahsa bağlı eğitim uzmanı" unvanıyla kızağa çekiliyorlar. Yani nitelikli elemanlardan yararlanmayı bırakıyorsunuz, bunlardan yararlanmıyorsunuz, bir kenara atıyorsunuz, görev bile vermiyorsunuz. Hukuka uymadığınızı zaten biliyoruz ama bunlar dava açıyorlar, davaları kazanıyorlar, bu davaların sonuçlarına bile itibar etmiyorsunuz; varsa yoksa yandaşlar. Liyakat nerede diye soruyorum.

Anayasa Mahkemesi 13 Temmuz 2015'te eğitim uzmanlığı kadrolarını iptal ediyor ama siz bu karara da uymuyorsunuz. Hâlen bu hukuksuzluk devam ediyor. Hukuk, adalet, vicdan anlayışıyla Anayasa Mahkemesi Anayasa'ya aykırı bularak bu kararı iptal ediyor. Yani hakları yenilenleri neden göreve iade etmiyorsunuz? Ben onun için burada size soruyorum. Hukuksuzlukta ısrar etmenin, hukukun ve Anayasa'nın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerine aykırı düşeceği tartışmasızdır.

Kısacası, daha önceden ilçe millî eğitim müdürü olarak görev verdiğiniz -uzun yıllar bu görevlerde durdu bu arkadaşlar- il millî eğitim müdür yardımcısı olarak görevlendirdiğiniz -eğitim gönüllülerini demeyelim- eğitimde çalışan bu uzmanları tekrar eski kadrolarına atamalısınız.

Ayrıca, sadece bu yöneticilerin maaşlarını dondurdunuz. Herkesin maaşında artış var, bunların maaşlarında artış yok, ödeneklerini kestiniz. Artık, hukuksuzluklar bitsin istiyorum.

Liyakat sistemi son derece önemli. Bakın, bize bir sürü telefon geliyor, bir sürü vatandaş bizi arıyor, diyor ki: "AKTİFSEN diye bir sendika var. Bu sendikaya girmek benim doktoram için gerekliydi." Niye? "'Doktora yapman için bu sendikaya girmen gerekli.' dediler." Başka bir sendika söyleyeyim: EĞİTİMBİR-SEN. "Bu sendikaya girersen müdür olursun, müdür yardımcısı olursun." Ya, peki, sınavlarda başarılı olanlar niye atanmıyor da illa sizin gibi düşünenleri, "Benim sendikamdan olsun, benim gibi düşünsün." dediğiniz kişileri bu görevlere atıyorsunuz, bu kişilerden yararlanıyorsunuz?

Anayasa huzurunda herkes eşittir, herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Herkese eğitim şansı belki tanıyamıyor bu devlet ama sınavlarda başarılı olanları... "En azından benim yandaşım." diyerek düşünmeyin, "Benim gibi düşünsün." diye düşünmeyin; sonra, bir dönem beraber düşündüğünüz kişilerle ters düşersiniz, burada da sürekli bu konuları tartışırız.

Daha kendi içinizde bile hesaplaşma yapmadınız. Bakan kendi ağzıyla bir belge açıkladı ama o belgeyi bile kendi aranızda tartışmıyorsunuz, Cumhuriyet Halk Partisine saldırıyorsunuz. En kolay yolu seçiyorsunuz. Neden kendi içinizde hesaplaşmayı tercih etmiyorsunuz, neden her alanda liyakata dikkat etmiyorsunuz?

Kim doktor olur, kim hâkim olur? Ben size söyleyeyim, çok basit: Sınavlarda kim başarılı oluyorsa. Kim birinci gelir? 100 metrede en iyi kim koşarsa, en hızlı kim koşarsa.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.