| Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 29.11.2016 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, 405 sıra sayılı Tasarı'nın 43'üncü maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunuyorum.
Adana Aladağ'da meydana gelen yurt yangınında yaşamını yitiren yavrularımızı rahmetle anıyorum, ailelerine sabır diliyorum. O babanın feryatlarını duydunuz mu bilmiyorum. Feryat ediyor adam kızını ararken, diyor ki: "Burası devletin yurduydu, yıktınız, Süleymancılara verdiniz."
Bu yurdun Süleymancılara ait olması, Fetullahçılara ait olması, çethullahçılara ait olması, methullahçılara ait olması bizi ilgilendirmez. Soru şu: Büyük, güçlü Türkiye Cumhuriyeti devleti yurt yapmaktan aciz midir? Soru bu arkadaşlar. Hastane istemiyoruz, çok teşekküllü bir yapı istemiyoruz, fabrikalar kurun demiyoruz, yurt yapın diyoruz ya! 4 tane duvar, içine ranzalarını koy, devletimin denetiminde olsun, adam gibi yapılsın. Zor mu Allah aşkına ya! 4 tane duvarı dikmek zor mu? Niye bizim yavrularımızı geçmişte Fetullah'ın kucağına ittiniz? Niye bizim yavrularımızı şimdi Süleymancıların yurdunda barındırıyorsunuz? Ne farkı var bunların birbirinden?
Değerli arkadaşlar, beraber yol yürürken iyi, ne zamanki bunlar ters düşerler, bu sefer sıkıntı ortaya çıkıyor. Sıkıntıyı şimdiden göreceğiz. Biz, Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan insanlar, Fetullah'ı mı seviyor, Süleyman'ı mı seviyor, Tayyip'i mi seviyor, Kılıçdaroğlu'nu mu seviyor, bununla ilgilenmiyoruz, gönül nereye konarsa konar, bizi ilgilendirmez. Ama bizim devletimiz bu insanlara muhtaç olmamalı, yavrularımızı da bunlara muhtaç etmemeli.
Bir çocuk hekimiyim ben, deminden beri ciğerim yanıyor orada, o çocuklar o duman içerisinde, o alevler içerisinde nasıl öldüler diye ben burada sinir krizi geçireceğim neredeyse. Bunu yapmaya hakkınız yok. Bunu hiçbir şekilde kabul etmemiz mümkün değil. Çocukları bu şekilde bir yandan öldürürken bir yandan da çocukların beynini öldürüyorsunuz.
Bakın, biz muhalefet partisi olarak bir şey söylediğimiz zaman "Eleştiriyor." diyebilirsiniz. Şimdi, size iki tane araştırma sonucunu söyleyeceğim. Ha, bunlar da eğer Fetullahçı çıkarsa bilmem, ha, gelip de "Efendim, bunlar da CHP'nin yandaşı." derseniz onu da bilmem. Ama bunlar uluslararası düzeyde araştırma yapan ve Türkiye'yi de hiçbir şekilde karşılarına almak istemeyen, Türkiye düşmanı olmayan araştırma şirketleri ya da araştırma kuruluşları.
Bir tanesi, uluslararası fen bilimleri ve matematik ölçümlemesi yapıyor ve diyor ki: "4'üncü sınıfa gelen bir evladımız matematik alanında 35'inci sırada." Kaç ülke arasından? 50 ülke arasından. Burada 1'inci sırada Singapur var, puanı 606, bizim puanımız 469. 50 ülke arasında 35'inciyiz, 4'üncü sınıf. Bizi kim geçmiş biliyor musunuz? Bakın, Polonya, Romanya, Hırvatistan, Malta, Kazakistan, Sırbistan bizi geçmiş.
8'inci sınıfa geldi evladımız. 8'inci sınıfın matematik ölçümlemesini yapıyor ve burada da diyor ki: "42 ülke arasında Türkiye 24'üncü sırada." Bizi kim geçmiş biliyor musunuz? Birleşik Arap Emirlikleri, Romanya, Ermenistan, Kazakistan.
Peki, hakikaten bunu siz mi yapıyorsunuz? Evet, siz yapıyorsunuz. Bakın, 2003 yılında ülkeyi devraldığınızda matematik alanında 35'inci sıradayız, üç sene sonra, 2006 yılında düşüyoruz 43'e. 2009 yılında, 2012 yılında istikrarlısınız, hep 43 gidiyorsunuz. 35'le alıp 43'e düşürüyorsunuz.
Fen alanında, 2003 yılında 33'le alıyorsunuz, 33'üncü sıradayız, 2006'da 44, 2009'da 43, 2012'de istikrar bozulmuyor, yine 43.
Yani çocukların sadece bedenleri ölmüyor değerli milletvekilleri, sizin sayenizde beyinleri de ölüyor. (CHP sıralarından alkışlar)