| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 30.11.2016 |
MAHMUT ATİLLA KAYA (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Ha De Pe" grup önerisi aleyhine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
AHMET YILDIRIM (Muş) - "He De Pe", "Ha De Pe" değil. "A Ka Pe" diyelim biz de "A Ke Pe" değil.
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Bu vesileyle yüce heyetinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Adana Aladağ'da dün 11 çocuğumuzu ve 1 de vatandaşımızı kaybettik. Bu olayda ölen çocuklarımız için acımız çok büyük, anlatılabilir, tarif edilebilir bir acı değil. Sayın grup başkan vekilimiz de, Hükûmetimizin yetkilileri de net şekilde ifade ettiler. En küçük ihmali olanların da cezalandırılmasının hem Hükûmetimizin hem de bu Meclisimizin en önemli görevleri arasında olacağını düşünüyorum.
Evet, Türkiye'de temel hak ve özgürlüklerin gelişmesi, demokratik siyaset alanının genişlemesi için en çok çaba sarf edilen dönem AK PARTİ'nin iktidar dönemi olmuştur. Türkiye'nin el atılmamış birçok sorunu yine AK PARTİ hükûmetlerince çözümlenmiştir. Birçok alanda AK PARTİ, bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı sırasında tarihî adımlar atmıştır. Milletimiz yapılanları takdir ve tasvip ettiğini her defasında AK PARTİ'yi tek başına iktidara getirerek göstermiştir. AK PARTİ hükûmetleri döneminde gerçekleştirilen bu demokratik hamleler, devletimizin bütün kurumlarınca eş güdüm hâlinde yürütülen projelerle hayata geçirilmiştir ve burada amaç, Türkiye'yi demokrasinin geliştiği güçlü bir ülke hâline getirmektir. Bugün geldiğimiz noktada amacımız hâlâ budur.
"Ha De Pe" tarafından verilen grup önerisinde bazı "Ha De Pe"li milletvekillerin antidemokratik yollarla tutuklandığı -hatta "rehin" ibaresi kullanılıyor- o yönde propaganda yapıldığı görülmektedir. Önce, bir hususu kesin bir biçimde dile getirmek zorundayız: Duvarında "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir." yazan bu Meclisin çatısı altında her görüş dile getirilebilir, her farklılık ve dünya görüşü bu çatı altında kendisine yer bulmaktadır ve bulacaktır. Fakat bu farklılıkların hepsi Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti devleti merkez alınarak düşünülmek ve ifade edilmek zorundadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; demokrasi sadece bir amaç ve söylem değil, aynı zamanda yöntemler bütünüdür. Halkın oylarıyla seçilen ve bu yüce çatı altında görev yapmaya hak kazanmış hiçbir milletvekili, Meclis üyesi bulunmanın tanıdığı hak ve imtiyazları demokrasinin altını oyacak, demokratik yöntemleri itibarsızlaştıracak şekilde kullanamaz. Halk "Ha De Pe"yi Mecliste görev yapması, Türkiye'nin sorunlarına demokratik zeminde çözüm önerileri getirmesi için oy verdi. Oysa, bazı "Ha De Pe"li vekillerin demokratik yolları kullanarak elde ettikleri konumlarını yasa dışı ve antidemokratik eylemlerle sürdürme hatasına düştüklerini de bu süreç içerisinde hep birlikte gördük.
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Savcı mısınız, hâkim misiniz böyle konuşuyorsunuz?
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Bu yapılanları hiçbir hukuk devleti hoş görmez ve bugün de Türkiye'de gerçekleşen durum budur.
15 Temmuz sonrasında Millî Güvenlik Kurulumuzun önerisiyle birlikte Bakanlar Kurulumuz OHAL'i ilan etti ve Milliyetçi Hareket Partisinin desteğiyle de Meclisten OHAL kararı çıktı. Bu OHAL'de amaç, hem FETÖ'yle hem PKK'yla hem DAEŞ'le daha etkin mücadele edilmesinin sağlanmasıdır.
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Cumhurbaşkanı dün öyle söylemiyordu, "Esad'ı devirmek için gittik." diyordu.
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Ve bu amaçla hem Hükûmetimiz hem de devletimizin diğer kurumları yoğun bir biçimde çalışmalarına devam etmektedir. Evet, 15 Temmuzdaki süreçten sonra FETÖ ile PKK'nın ve DAEŞ'in birbirlerine ne kadar net bir biçimde iç içe girdiklerini ve tek merkezden yönetildiklerini gördük. Evet, her birimiz, burada 20 Mayıs 2016'da, hatırlarsınız, 154 milletvekili arkadaşımızın devam eden dosyalarına yönelik olarak dokunulmazlıklarını Anayasa'mızın 83'üncü maddesine eklediğimiz geçici bir maddeyle kaldırmış olduk. Bu milletvekili arkadaşlarımızdan büyük kısmı -Milliyetçi Hareket Partisi lideri Sayın Devlet Bahçeli de, Cumhuriyet Halk Partisi lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da- gittiler, ifadelerini verdiler. Ama Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 145'inci maddesi gereğince, hepimiz biliyoruz, artık dokunulmazlık kalktıktan sonra normal bir vatandaşın hukuki durumu neyse milletvekilleri açısından da aynı usul ve yöntem uygulanacaktır ve aynı şekilde, hukuktaki eşitlik ilkesine dayanır bir biçimde, CMK 145 gereğince -davet edilen milletvekilleri gidip ifadelerini vermediler- bu ifadeler verilmezse zorla getirilecekleri zaten belliydi ve 146'ncı madde gereğince de daha sonraki süreç içerisinde gerekli işlemler yapıldı.
Bakın, bu noktadan sonra, özellikle burada her birimize, daha önceki süreçte dendi, hep beraber gördük: "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde yargılanacaksınız." Evet, daha demin işte yine bir konuşmacı, burada sayın milletvekilimize "Yargılanacaksınız, göreceksiniz." dedi. Hatamız, kusurumuz varsa biz Türk adaletine zaten hesap vermeye hazırız, bundan çekinecek, gocunacak da hiçbir noktamız yok. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Hangi hâkim hangi savcı çağırdıysa bizim tüm milletvekillerimiz gitti ve ifadelerini verdiler yüce Türk adaletine.
AHMET YILDIRIM (Muş) - 4 Bakan nerede, 4 Bakan? 17-25 Aralıkta niye vermediniz?
GARO PAYLAN (İstanbul) - Bakanları niye göndermediniz?
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Ama siz hem Türkiye Cumhuriyeti devletinin yargısını, adaletini tanımayacaksınız, "Ben ifadeye gitmem." diyeceksiniz...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Cumhurbaşkanı söylüyor onu, iftira atma Cumhurbaşkanı söylüyor.
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - ...ondan sonra da gelinen süreç içerisinde gözaltına alındıktan sonra da "Ben milletvekiliyim, bana dokunmayın, bana bir şey yapmayın..."
BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - Savcı değil hâkim değil bizim sorunumuz, talimatla yürüyen yargıdan bahsediyoruz biz.
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Bakın, yok öyle bir yağma, yok öyle bir yağma. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunlar kabul edilebilir şeyler değildir.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Saraya söyle, saraya!
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Türkiye Cumhuriyeti devleti bir çadır devleti değildir, bin yıllık devlet geleneği olan bir devlettir ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsız mahkemelerinin...
LEZGİN BOTAN (Van) - Bir yalanı savunmak çok zordur, çok zor; ayıp bir şey ya!
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - ...ve bağımsız...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Bağımsız(!)
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - ...yargısının -ne gerekiyorsa- o süreci hızlı şekilde yönettiğini görüyoruz.
BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - Doğru konuşmuyorsunuz.
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Ama, bakın, ben sizin sıkıntınızı biliyorum, sizin sıkıntınız bu değil. Gözaltına alınma süreçlerinden sonra çağrılar yaptınız; bölge halkına, ülkemizin diğer yerlerinde yaşayan Kürtlere çağrılar yaptınız...
BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - 15 Temmuz gecesi neden halka çağrı yaptınız?
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - ..."Meydanlara çıkın." dediniz, "İnin." dediniz, "Direnin." dediniz, "Tepki gösterin." dediniz; 1 kişi dahi çıkmadı.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Tabii, faşizmle cevap veriyorsunuz.
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Sokağa çıkma yasaklarıyla mı...
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Bakın, siz sanıyorsunuz ki -"suni denge teorisi" diye bir şey uydurmuşsunuz- "Ben orada yaşayan bölgedeki vatandaşların üzerine baskı kurayım, üzerlerine silah kullanayım, tehdit edeyim; ondan sonra bunlar da bana destek versin." 7 Haziranda belki böyle oy almış olabilirsiniz kendi kafanız içinde ya da 1 Kasımda, yine oylarınızdaki azalmaya rağmen, yine o bölgede çoğunluk alınarak, milletvekilli olarak seçilmiş olabilirsiniz. Ama, bakın, size bunu, buradan açık, net şekilde söylüyorum: O bölgede yaşayan vatandaşlarımız, o bölgedeki Kürtler sizlerin silahından korktu diye size oy vermediler; onlar barış istediler; onlar demokratik hak ve özgürlüklerinin daha genişlemesini istediler; onun için size oy verdiler. Siz ne yaptınız?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Elinizi indirin. Böyle tehdit eder gibi konuşmayın lütfen.
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - 1 Kasımdan beri, şu Meclis içerisinde, ben, bir "Ha De Pe"li milletvekilinin -bölge halkı içerisinden- orada yaşayan vatandaşların sorunlarına ilişkin, bölge halkının sorunlarına ilişkin, şu kürsüden, bir ilçe için "Van'ın şu ilçesinde şöyle şöyle bir şey var. Bakanlıktan bir köprü istiyoruz, bir yol istiyoruz..." Böyle bir talep görmedim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Köprü sizin işiniz.
DİLEK ÖCALAN (Şanlıurfa) - İnsanlar ölürken köprüyü ne yapacağız?
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Yapılanları da yıkıyorlar.
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - PKK'nın, PKK'ya karşı Hükûmetimizin ve devletimizin ve polisimizin, güvenlik güçlerimizin o sürdürdüğü şanlı mücadeleyi engellemek için ne yapabiliriz; bunların burada yollarını aradınız.
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Çok konuşma! Aptalca şeylerden bahsediyorsunuz.
LEZGİN BOTAN (Van) - Hediye Ataman'ı yakarak şanlı mücadele mi vermiş oluyorsunuz! Utan! Ayıp ya!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Rahatsız olmayın, rahatsız olmayın; hatip konuşuyor, rahatsız olmayın.
LEZGİN BOTAN (Van) - Ne rahatsızlığı ya?
SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkanım, lütfen müdahale edin.
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Bakın, bu geldiğiniz nokta itibarıyla şunu net şekilde görün...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Elini kaldırma! Zoruna mı gitti doğrular? Doğruları konuşuyor.
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Kürtler sizden korktukları için oy vermiyor filan değil ya da artık, o bölgede yaşayan vatandaşlarımız sizden korktukları için oy verme şeyi değil...
LEZGİN BOTAN (Van) - Hediye Ataman diye bir kadını yaktınız. Ayıptır!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Adam konuşuyor, ne var!
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Başkanım, müdahale eder misiniz...
BAŞKAN - Sayın Botan... Sayın Botan...
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Sayın Başkanım, lütfen müdahale eder misiniz. (HDP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkanım, müdahale eder misiniz, hatibi konuşturmuyorlar.
BAŞKAN - Müdahale ediyorum.
SALİH CORA (Trabzon) - Lütfen ama ya hatibi konuşturmuyorlar.
LEZGİN BOTAN (Van) - Ülkeyi kan gölüne çevirdiniz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Sen çevirdin!
LEZGİN BOTAN (Van) - Utanmaz adamlar!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Sensin utanmaz!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Kürtler artık size niye destek vermiyor biliyor musunuz?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Terörün propagandasını yapacaksın, terörün arkasında duracaksın, konuşacaksın...
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Artık, sizin gerçek yüzünüzü gördüler. Eski bir "Ha De Pe"li vekil de çıktı, ne dedi Kürtler için? "Meydanlara inmediler, direnme çağrınızı dinlemediler diye olur olmaz Kürtlere ifade ettiler." İşte, bakın, sizin Kürtlere bakış açınız bu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Evet, bravo!
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Orada yaşayan vatandaşlarımız bunu net şekilde gördü.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - O Kürt kızlara ne oluyor? Dağa kaçırdıkları çocuklara ne oluyor?
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Kürtlerin artık sizden tek bir isteği var: O da yakalarından düşmeniz. Yakalarından düşün artık.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Oraya bakın, oraya. Oraya anlatın yalanlarınızı.
LEZGİN BOTAN (Van) - Türkiye'nin yakasından... Hırsızlar, hırsızlar!
AHMET YILDIRIM (Muş) - Öyle bir düşeceksiniz ki.
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakın, bugün bu açılan davaların hiçbiri, böyle, işte, yolda geçerken konuşmayla vesaireyle olmuş hadiseler filan değil. İşte, bakın, "Ha De Pe"li 55 milletvekili hakkında 434 tane şu anda devam eden dosya var ve bunlara ilişkin kovuşturmalar devam ediyor.
Şimdi, Selahattin Demirtaş, Eş Başkanınız "Ben hiçbir şey yapmadım." 6-8 Ekim olaylarını unutmadık hiçbirimiz.
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - 258 insan 15 Temmuzda öldü ya.
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Bakın, bunu buradan açık net şekilde ifade edeyim. Sizin diğer Eş Başkanınız sırtını terör örgütü PYD'ye, YPG'ye dayıyordu, değil mi? Bunda da bir şey yok değil mi? Değerlendirilemez.
LEZGİN BOTAN (Van) - Sen El Nusra'ya dayamışsın.
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - 15 Temmuzda 258 insan öldü.
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Ankara'da bombalı saldırı gerçekleştirdikten sonra o teröristin cenazesine giden milletvekiliniz suç işlemedi, değil mi?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Ankara) - Kim?
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Hepsini bakın, burada görüyoruz. O cenazelere gitmenin de hesabını verecekler.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Ya IŞİD'e giden silahlar?
Siz de vereceksiniz siz de.
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Bakın, Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir devlettir ve yargısı bağımsızdır.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Yargı sizindir sizin.
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Yargı organlarımız bugün gereğini yapmaktadır.
LEZGİN BOTAN (Van) - Yargı bağımsız olsaydı Fetullahçılar bugün burada oturmazdı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT ATİLLA KAYA (Devamla) - Şunu net şekilde bilin ki Türkiye Cumhuriyeti devleti yenilmeyecek ve Türk milleti de hiçbir zaman eğilmeyecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaya.