| Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 30.11.2016 |
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Devlet terörü estiren zalim Esed -tabii, ben Esad diyorum- hükümdarlığına son vermek için oraya girdik, başka bir şey için değil." açıklamasında bulundu. Bu ifade, Parlamento iradesinin gasbıdır. Parlamento Hükûmete, IŞİD, PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadele ve sınır güvenliğimiz için yetki verdi. Bu ifade, Anayasa'yı ihlaldir, Parlamentoyu yok saymaktır, başka bir ülkeye açık bir savaş ilanıdır. Bu yetki Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir, devredilemez.
Türk Silahlı Kuvvetleri El Bab'a ilerlemektedir. Esad, 407 kilometre uzaktaki Şam'dadır. Bu ifadenin ayrıca bir inandırıcılığı yoktur, halüsinasyon belirtisidir.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, dün gece Adana Aladağ'da bir kız yurdunda yitirdiğimiz değerli öğrencilerimize Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Tabii, bu yurtta yaralanan öğrencilerimizin, hayatlarını kaybeden öğrencilerimizin... Yıllardır ülkemizde üniversite yurtlarının yapılmadığını, devletin yurtlar yaparak öğrencilerine, çocuklarına sıcak bir dayanışma, onu kucağına alma, benimseme, yetiştirme olgusu olmadığını görüyoruz. Biz diyoruz ki: Bundan sonraki hükûmet inşallah... Dün akşam gelen kazadan sonra, Türkiye'de, cemaatlerin kucağına atılmayan ve devletin sıcak yuvasında kendi eğitimlerini sürdüren bir yurt yapısının Türkiye genelinde hayata geçirilmesini temenni ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, 405 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 52'nci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. 405 sıra sayılı Kanun Tasarısı'yla asıl yapılmak istenen, kariyer ve liyakati ortadan kaldırarak yandaş yöneticilerinizi görev başına getirmek. Millî Eğitim Bakanlığı, taşradaki yetkileri merkezde toplayarak, genel müdürlüklerin ve okulların adlarını değiştirerek yöneticileri "vekâlet"e dönüştürmektedir. Amaç, baskıyı artırmak, yandaş olmayan yöneticileri elemek, okul ve kurum müdürlüklerine yandaşları atamaktır. Kadrolaşmayı yaparken cemaatlerin talepleri doğrultusunda hareket ettiklerini bizzat kendileri açıklamışlardır. Asıl hedeflenenin personel hareketliliğiyle kadrolaşma olduğu açıktır.
Eğitimi siyasi bir rant ortamına çevirdiniz. İnsanların birbirine güvenmediği... Sınavları şaibeli hâle getirmiş bulunmaktasınız; soru çalmalar, vermeler gibi... Gelinen son nokta da 15 Temmuz darbesi. Dün olduğu gibi bugün de aynı yandaşlarla devam ediyorsunuz. Kariyer ve liyakat için, yarışma sınavları yerine, AKP'ye bağlılık derecesi ölçülüyor. Cemaatin biri gider diğeriyle iş tutmaya kalkarsınız. Günün birinde yine kandırılmış olabilirsiniz. Suçu sonradan bize atmayasınız diye buradan sizleri uyarıyorum: Yurttaşlık bağını esas alalım, vergi veren ve her türlü yasal yurttaşlık sorumluluklarını yerine getiren insanlarımızın arasında ayrım yapmayalım. Yarışma sınavları esas alınsın. Bilgi sahibi, birikimi olan yetkilileri makam sahibi yapalım. Millî Eğitim Bakanlığının, bundan sonra yapacağı atamalarda, liyakat sahibi olanları ve makamı en iyi şekilde temsil edenleri yerine, görevine getireceğine inanıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Zeybek.