GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:30
Tarih:01.12.2016

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, eğitim geleceğe hazırlamaktır. Toplumların geleceği çocuklardadır. Çocukların geleceği de iyi bir eğitimdedir.

Eğitim konularını konuştuğumuz bu günlerde Adana'da Aladağ ilçemizde kız öğrenci yurdu olan Süleymancılara ait yurtta 11 evladımızı ve 1 görevliyi maalesef kaybetmiş bulunuyoruz. Ne kadar sahip çıktığımız, ne kadar ilgilendiğimiz ve eğitime ne kadar önem verdiğimiz az çok buradan da belli oluyor. Cemaatlere ait yurtlarda bu tür felaketler sürekli hâle gelmeye başladı. Artık "Bir sonraki ne zaman olacak?" diye büyük bir endişe içindedir toplumumuz. 12-13 yaşlarındaki kız çocuklarımıza tecavüz edenleri zorla o kızlarla evlendirmeye çalışarak ve bunları affederek kızlarımızı yakıyoruz ve şimdi de, yine aynı şekilde, yurtlarda eğitim almaya çalışan kızlarımızı da maalesef diri diri yakıyoruz.

Millî eğitimimiz artık zıvanadan çıkmıştır. "Endüstri meslek liselerinde mesleki eğitim kalitesini, öğretmen ve öğrencilerin becerilerini geliştirmek amacıyla" diye bir sürü şey düzmüşüz biz bu maddede. Bir taraftan bu maddede bunları düzerken, diğer taraftan da kaliteli eğitim veren liselerimizin öğretmenlerini tarumar ederek okulların kalitelerini iyice düşürüyoruz. Bunların yanında da seçkin üniversitelerimizin dünya çapında yetişmiş öğretim elemanlarının seçtikleri rektörleri göreve atamayarak hiç aday olmayan birisini getirip rektör yapabiliyoruz.

Binaları endüstri meslek lisesi olarak tasarlanmış, atölyeleri, derslikleri ona göre dizayn edilmiş, tefriş edilmiş okullardan bu binaları alıp mevcudu olduğu hâlde imam-hatip okullarına tahsis ediyoruz. Sizler, herhâlde, teknik eğitimle donatılmış teknik elamanlarla değil de imam-hatip mezunlarıyla kalkındırmak istiyorsunuz ülkemizi. Afganistan örneğinde görüyorsunuz, Talibanlar bugün Afganistan'ı ne hâle getirmişlerdir. Millî gelirleri 400 doların altına düşmüştür. Dünyada dinî eğitimle kalkınan bir tane devlet varsa bize örnek gösterin, biz de öğrenmiş olalım bunu.

İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Dinle alıp veremediğiniz ne sizin?

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, biliyorsunuz da üst akıl bu ülkede ne emrederse siz onu yapıyorsunuz. Çünkü, üst akıl bu ülkede cahiller ordusu istiyor, çağdaş bilimi takip edecek bir insan yetişmesin istiyor.

İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Dindarlar sizden daha çağdaştır.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Onun için, bilim üretilmesin, sanat üretilmesin, zanaat, teknoloji, çağdaş hizmet üretilmesin, plan-program üretilmesin! Siz her istediğinizi yapacak, istediğiniz yere oy verecek kapı kulları istiyorsunuz. Onun için, içinizden birisi çıkıp "Bize ilkokul mezunu, hatta okuma yazma bilmeyen insanlar lazım." diyebiliyor. Bir diğeri de çıkıp "Bize, teknoloji üretmek ne lazım, çağdaş toplumlar üretsin, biz onlardan alırız." diyebiliyor fakat bunu almak için dövizi nereden bulacağını da bir türlü açıklayamıyor. Buradan, muradınızın ne olduğu apaçık bellidir zaten: Siz sürü istiyorsunuz, çobanı da hazırladınız zaten. Anlı şanlı üniversitelerimize, okullarının yetiştirdikleri öğretim elemanlarının aday göstermesini değil de bir çobanın oraya aday göstermesini istiyorsunuz.

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Çoban kim?

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Hükûmet ülkemizi cemaatlere teslim etmiştir. Cemaatle hiçbir şey olmaz. Eğitim cemaatlerde, emniyet cemaatte, ordu cemaatte, yargı cemaatte, ticaret cemaatte ama bir şeyi cemaatlere veremediniz: Sanayiyi. Çünkü sanayi ciddi iştir, çünkü sanayi titizlik ister.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Sanayi bizim işimiz.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Sanayiye el sürmediniz, sadece ticaretle uğraşıyorsunuz.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Yapma yahu, yapma yahu.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Niye sanayiye el süremiyorsunuz?

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Dünyayı bir gezin, dünyayı bir izleyin dünya neler söylüyor.

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Bu bilgileri nereden aldın Sayın Hatip?

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Onları çok açık bir şekilde söyleyeyim size: Çünkü sanayi ciddiyet ister.

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Sen nerede yaşıyorsun Sayın Hatip?

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Çünkü sanayi yalakayla değil, yandaşla değil, tembelle değil, kaytarmacıyla değil, cahille değil, bilgisizle değil, yeteneksizlikle değil, disiplinsizle değil, hamasetle değil...

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Gözlük numaralarınızı değiştirin bence, gözlük numaranızı, iyi göremiyorsunuz dünyayı, Türkiye'yi.

BAŞKAN - Sayın Kayan, teşekkür ederiz.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Devam edin.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Bunları yaparsanız Jet Fadıl gibi otomobiliniz bir gün yere çakılacaktır.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Dünya Türkiye'yi örnek alıyor, merak etme sen.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Türkiye'yi yere çaktınız, Türk insanını yere çaktınız. (CHP sıralarından alkışlar)

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Zorlama kendini, zorlama, kimse inanmıyor bunlara, zorlama.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Ama bu ülkemizin insanları, bu değerli insanları sizi tanıdı on dört yıldır.

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Sen nerede yaşıyorsun bilmiyorum ki ben, sen hangi ülkede yaşıyorsun?

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - On dört yıldan sonra sizlere bundan sonraki seçimlerde ne yapacağını çok iyi biliyor. Sizlerle beraber biz de göreceğiz diyoruz.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Evet...

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)