| Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 01.12.2016 |
AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; olağan dışı bir süreçte ve olağan dışı bir ülke gerçekliğinde olağan ve akıl dışı kararlaşmalarla antidemokratik uygulamalar geliştirilmektedir. Bu ülke kendi tarihinin farklı kesitlerinde, güç ve iktidar ilişkilerini sadece iktidar temelinde kullanan farklı hegemonik ve vesayetçi sevdalılar gördü ancak şunu ifade edelim ki antidemokratik siyasi darbe koşulları bu ülkeye kanıksatılmaya ve olağanmış gibi yutturulmaya çalışılıyor. İfade edelim ki dilimiz döndüğünce ve ayakta olduğumuz, var olduğumuz sürece bu zorbalıkların, bu vesayetin, bu merkezîleşme ve mutlak iktidar sevdalılarının emellerine ulaşmaması için var gücümüzle çalışacağız.
İfade edelim ki bir yıllık bir geçmişe sahip olan bir sürecin sonunda, 4 Kasım 2016 günü yapılan bir siyasi darbeyle, bu ülkede, ülkenin 3'üncü büyük siyasi partisinin eş genel başkanlarıyla beraber 10 milletvekili tutuklandı ve Anayasa'ya aykırı bir biçimde bir maddede yapılan değişiklikle bu aykırılık yine olağanmış gibi bu ülke insanlarına kanıksatılmaya çalışıldı. Bir hatırlayın: 4 turda yapılan Anayasa değişikliğinin son turu 20 Mayıs Cuma günü burada yapılırken, iki gün sonrasında iktidar partisinin bir olağanüstü genel kurulu vardı ve burada ibretlik tablolarla karşılaştık. Zaten kendisi antidemokratik olan bu değişiklikte iktidar partisinin vekillerinin şurada kurulmuş olan oy kabinlerinden çıkarken nasıl kırmızı, beyaz oy pusulalarını oranın önünde bekleyen siyasi komiserlere gösterdiğini bütün Parlamento gördü; biz o süreçlerden geldik. Hepimiz hatırlıyoruz ki seçimle gelen bir siyasi partinin genel başkanının genel başkanlığı ve başbakanlığı iki gün sonra sona erecekken o gün başbakan olan kişi de pusulalarını göstermek zorunda kaldı. Biz bu süreçlerden gelerek... Bir dokunulmazlık garabeti, bir Anayasa değişikliği garabeti ve bir demokrasi oyunculuğu, oyuncakçılığı üzerinden arkadaşlarımızın savunmaları dahi alınmadan dokunulmazlıkları kaldırıldı.
Şunu söyleyelim: 20 Mayısta dokunulmazlıklar Genel Kurulda oylandıktan sonra, bir hafta sonra, yirmi gün sonra ve yirmi yedi gün sonra düzenlenmiş fezlekeler eski tarihli olarak arkadaşlarımıza gönderildi. Bu süreçlerden geldik. Bütün toplum bunu bilecek ve biz burada olduğumuz sürece bu arkadaşlarımızın rehin kalma koşullarını kanıksamayacağız, kanıksatmayacağız. Arkadaşlarımızla siyaseten, sözle, kalemle ve kelamla baş edemeyenler, siyasetle baş edemeyenler ucuz bir güç siyasetiyle iktidarın olanaklarını kullanarak bir kişinin rejimine doğru giden yolda arkadaşlarımızı rehin aldılar ve o arkadaşlarımızı rehin alma koşulları sona erinceye kadar asla bu durumun kanıksanmasına müsaade etmeyeceğiz.
Ünlü İngiliz siyaset felsefecisi Lord Acton'un söylediği üzere "İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar zehirler." Bugün güç zehirlenmesi yaşayan iktidar ve saray gerçekliğinin yaptığı bunun dışında başka bir şey değildir. Yine, Lord Acton'dan alıntıyla ifade edeyim ben: "İktidarlar suistimale yakındır, mutlak iktidarlar suistimal hırsı olmaksızın asla yapamazlar." Suistimalsiz yapamazlar mutlak iktidarlar ve yine Lord Acton diyor ki: "Güç yıkılır, mutlak güç ise mutlaka yıkılır."
Bu anlamda, biz bu antidemokratik koşulların sona ereceği ülke özlemiyle, bu Meclisin utancı olan... Sadece HDP'ye oy vermiş olanların iradesini taşıyor olabilir bu arkadaşlarımız, sadece onların vekâletini taşıyor olabilir ama bu utanç bu ülkenin üzerine düşürülmeye çalışılan bir kara leke gibi bu ülkenin tamamının utancıdır diyorum.
Bütün Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)