| Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 01.12.2016 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 405 sıra sayılı Yasa Tasarısı'yla ilgili olarak 74'üncü madde üzerinde vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum.
Evet, maalesef, Aladağ'da yaşadığımız yangın felaketiyle ilgili hissettiğimiz acıları ifade etmeye kelimeler bulamıyoruz ve "Çocukların ölümleriyle ilgili siyaset yapılmasın." deniyor ama düşünüyoruz, taşınıyoruz, maalesef, bu tarz felaketlerin altından hep siyasi iradenin yaptığı yanlışlar, siyasi iradenin çıkardığı yasalar, siyasi iradenin aldığı kararlar, uygulamadığı yönetmelikler çıkıyor. O yüzden biz bu eksikleri dile getireceğiz ve siyasi olarak da sizleri bu uygulamaları düzeltmeye, çocuklarımız için, geleceğimiz için düzeltmeye davet edeceğiz.
Şimdi, yasa dışı eğitim kurumlarının açılmasıyla ilgili olarak Türk Ceza Kanunu'nda bir hüküm vardı ve bu kişilere ceza öngörülüyordu. İktidarınız önce 2005'te bu cezayı azalttı, daha sonra, 2013 yılında tamamen bu cezayı Türk Ceza Kanunu'ndan kaldırdı. Dolayısıyla yasa dışı eğitim kurumları açılmasını teşvik etmiş oldu.
Peki, o gün ne diyordunuz? 17 Nisan 2013 tarihli tutanakta Bülent Turan -kendisi burada değil ama- şöyle diyor: "Muhalefet partisi milletvekili arkadaşlarımızın... Kanuna aykırı eğitim kurumu kurulmasındaki hapis cezasının kaldırılmasının bir sorun olarak önümüze konulduğunu gördük. Değerli arkadaşlarım, öncelikle içiniz ferah olsun diye, rahatlayın diye bir şey ifade etmek istiyorum: Kaldırılan hapis cezası üç aylık alt sınırı olan bir hapis cezası yani çok fazla yaptırımı olan, çok fazla korkulacak bir şey değil. Siyasetin esası millete güvendir, millete güvenmek zorundayız değerli arkadaşlar. Üç aylık ceza kaldırıldı, hurra, herkes gitti, kaçak eğitim okullarında, kaçak kurslarda çocuğunu okula başlattı. Böyle bir Türkiye yok." diyor ve devam ediyor.
Gördük ki hurra, herkes gitmiş, bu yasa dışı eğitim kurumlarına çocuklarını emanet etmiş. Evet, biz millete güveniyoruz, millete güveniyoruz ama iktidara güvenmiyoruz. Biraz önce hatiplerin birçoğu söyledi, dünkü felaketle ilgili, aileler ne diyor: "Biz mecbur kaldık çünkü çocuğumuzu verebileceğimiz başka bir yurt yok. Köyümüzde okul yok." Yani iktidar milleti o yasa dışı eğitim kurumlarına, yurtlara muhtaç ediyor. Diyor ki devamında: "10 binin üzerinde eğitim kursu olmasına rağmen açılan dava sayısı 28 Şubattan bugüne çok az işte, o yüzden çok problem yok. Zaten yasaya aykırı şeyler varsa diğer kanunlara göre bunlar kapatılıyor." Ama Karaman'da da gördük, Aladağ'da da gördük, bir sürü eksiğine rağmen, bir sürü yasaya aykırı yönüne rağmen bunlar denetlenmiyor ve kapatılmıyor. Yine, Yılmaz Bey'in de benzer konuşmaları var, ona çok değinmeyeceğim.
Sayın Bakan, dün size dedim ki: Bakanlar Kurulu 2007'de bir yönetmelik çıkarıyor binaların yangından korunmasıyla ilgili ve bazı şeyleri, kurumların bazı binalarını kapsam dışı bırakıyor. Bunlardan bir tanesi de eğitim kurumları ve bununla ilgili Elektrik Mühendisleri Odası bir dava açıyor, bu davayı kazanıyor, şu anda karar düzeltme aşamasında. Siz de bana bir mahkeme kararı gönderdiniz Sayın Bakan. Benim söylediğim olayla gönderdiğiniz bu mahkeme kararının hiçbir ilgisi yok. Bürokratlarınız sizi yanıltıyorlar. Ben şimdi o mahkeme kararını bu kürsüden ayrılınca size ulaştıracağım ve en azından bari bundan sonra çocuklarımız yanmasın diye, bundan sonra çocuklarımız bu felaketleri yaşamasın diye bu yönetmeliği artık karar düzeltme yolunu vesaire beklemeden uygulamaya sokun. En azından, yasa dışı kurumları denetleyemiyorsunuz, kendi yurtlarınızda, kendi eğitim kurumlarınızda yangınla ilgili algılama sisteminin hepsini lütfen hayata geçirin. Bakın, sarayın elektrik faturasını birazcık kıssanız zannediyorum bütün yurtlara yangın algılama sistemi kurabilirsiniz diyorum ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkürler. (CHP sıralarından alkışlar)