| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 9'uncu Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 14.12.2016 |
ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisi saygılarımla selamlıyorum, aziz Türk milletimizi de buradan selamlamak istiyorum.
Hazır yeri gelmişken sicil affı konusunda -Sayın Bakanımız şu an yerinde değiller ama- bir uyarıda bulunmak istiyorum. 28 Ocak 2009 tarihinde biliyorsunuz ki bir sicil affı geldi. Esnaf ve kredi kartı mağduru olan vatandaş belki bir nebze psikolojik olarak rahatlamış oldu ama bankalara gittikleri zaman memzuç kayıtları bankalarda tekrar kopya olarak mevcut olduğu için onlar psikolojik olarak da şu reflekse girdiler: O gelenlere, memzuç kayıtları yani kara listedeki kayıtlar silinmiş olmasına rağmen, maalesef, krediyi vermeyle ilgili "Biz bankamızın düzenini değiştiremeyiz. Bu manada da siz silmiş olsanız da bu konuyla alakalı biz vatandaşa kredi veremeyiz." diye özellikle uyarıda bulundular. O dönemde sicil affı konusu sonucuna çok ulaşamadı. Bunu buradan belirtmek isterim.
Değerli milletvekilleri, hazır Maliye Bakanımız buradayken yine turizmle alakalı ve terörün turizmi ne kadar etkilediğiyle alakalı, yapılan düzenlemelere ilave nelerin yapılması gerektiğiyle alakalı da birtakım tespitlerde bulunmak istiyorum.
Terör, özellikle 2015 senesinin Kasım ayı itibarıyla İstiklal Caddesi'ndeki esnafı vurmaya başladı, kepenkler bir bir inmeye başladı, daha sonrasında Kapalıçarşı esnafı ağır bir kriz içerisine girmeye başladı. Kapalıçarşı dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden biridir ve bilindiği gibi özellikle son senede ülkemizi kasıp kavuran terör turizmi olumsuz yönde etkilemiş olmasına rağmen her yerde, Kapalıçarşı'da daha derin bir krize sebebiyet vermiştir. İstanbul Kapalıçarşı esnafının en önemli kaynağı biliyorsunuz ki kruvaziyer gemileriyle gelen turistlerdi. Bu noktada belirleyici olan, bu gemilerle gelen turist sayısını tekrar etmektir. 2012 senesinde 382 tane gemi gelmiş, 46.920 turistimiz gelmiş; 2013 senesinde 381 gemi gelmiş, 78.505; 2014 senesinde 317 gemi gelmiş, 74.941; 2015 senesinde ise 345 gemi gelmiş, 100.734... Bu, İstanbul için geçerli. 2016'nın ilk dokuz ayında ise 45 gemiye düşmüş bu yani yüzde 60 oranında bir düşüş olmuş turist sayısında.
Tabii ki terörün önlenmesiyle ilgili Milliyetçi Hareket Partisi her tür desteği vermeye devam edecektir ve etkin mücadeleye de mutlaka devam etmemiz gerekiyor. Belki burada turistin gelmesini kısa vadede sağlamak mümkün değil ama yapılması gereken... Özellikle Kapalıçarşı özelinde bakıldığı zaman, özellikle işlerin iyi olduğu dönemlerde 500 bin ziyaretçi alan Kapalıçarşı artık siftah yapamaz duruma gelmiştir. 3.600 dükkânın sekizinci aya kadar 600'ü kapanmıştır, yıl sonuna kadar 1.500'e çıkması öngörülüyor oradaki esnafla yaptığımız görüşmelerde ve tespitlerimizde. 2016 yılının ilk sekiz ayında turist sayısında genel anlamda yüzde 30 civarında bir azalma olmuştur. Kuyumcu sayısı mesela, Kapalıçarşı içerisinde 1.000'den 600'e düşmüştür. Kapalıçarşı esnafımız yaşanan bu zor günleri aşabilir ancak burada özellikle Hükûmetin alacağı tedbirler önemli.
Önemli bir tespitimi de iletmek istiyorum. Kapalıçarşı'nın üzerindeki yollar ana yol olarak ve ara yol olarak esnafın önündeki yerler. Buraya belediye tarafından işgaliye talep edilmektedir. İki günde bir gelen belediye memurları "İşgaliye verilmezse yerinizi kapatırız ya da toplayın eşyalarınızı." demekteler, bunu da Sayın Bakanımıza buradan iletmiş olayım. Bu bizim için çok önemli, özellikle üzerinde durulursa göz bebeğimiz olan Kapalıçarşı'nın yaşatılmasına katkı sağlamış oluruz.
Bu arada, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza da iki konuda bilgi aktarımında bulunmak istiyorum ve soru da sormak istiyorum.
16/12/2015 tarihinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanına -bir önceki Bakana- bir soru önergesi vermiştim "Bakanlığınıza bağlı çocuk bakımevlerinde çalışanlar ne kadar denetim altında ve bunlar ne kadar eğitilmekte?" diye. Gelen cevapta, çocuk bakım kuruluşları ve çocukevlerinde hizmet yapan bakım elemanlarının, sağlık meslek liselerinin hemşirelik ve acil tıp teknisyenliği, kız meslek liselerinin çocuk gelişimi bölümünden, mezun olduklarını söylediler yazılı cevapta ancak yuvalarda hâlâ az sayıda bu bölümlerden insan bulunmakta, hatta ve hatta ilkokul mezunu, işin ehli olmayan insanlar bulunmakta. Enteresan metotlar kullanılmakta. Bunun da mutlaka tespitinin yapılması şart.
Zamanım bittiği için diğer konuyu bir sonraki konuşmama bırakacağım.
Tekrar Gazi Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)