GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: FINDIK FİYATLARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:4
Tarih:04.10.2012

SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yeni yasama yılının hayırlı olması dileklerimle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Fındık konusunda, fındık üreticilerinin sorunları konusunda söz aldım. Bugünkü gündem gereği konuşmamı ikiye bölmek durumundayım. Önce fındık üreticisinin sorunlarıyla ilgili konuşmak istiyorum.

Geçen sezon fındık 7 liradan kapandı, bu yıl da fındık sezonu 4 liradan açıldı. Ne oldu da arada üretici aleyhine 3 liralık bir kayıp ortaya çıktı? Fındık fiyatları açıklandıktan sonra gerçekten bölgemizde iktidar partisinin milletvekillerinin de bu fiyatlardan rahatsız olduğunu gördük. Partilerini koruma refleksiyle, kafa karıştıran, bilgi kirliliği yaratan açıklamalarda bulundular. Örneğin, Giresun Milletvekili Sayın Canikli on yıldır gizli bir elin fındık üzerinde oyun oynadığını anlattı. Bu gizli el kimdir? On yıldır iktidarda kim var? On yıldır iktidarda siz değil misiniz? Gizli eli niye bulmadınız? Biz de gizli elin olduğunu on yıldır söylüyoruz ve bu konuda bulunması için de size destek vermeye hazırız. Gizli el kimdir? Gizli el, üreticinin sigortası olan, güvencesi olan FİSKOBİRLİK'i ortadan kaldıranlardır, gizli el odur.

Yine Sayın Canikli "Fındık fiyatları belli bir miktarın altına düştüğünde müdahale ederiz" diyor. Siz iktidara geldiğinizde fındık fiyatları 1,6 liraydı yani müdahale etmeniz için fındık fiyatının 1,5 liraya mı düşmesi gerekiyor? Farklı kuruluşların yaptığı değerlendirmelerde 1 kilogram fındığın üretim maliyetinin 4 lira olduğunu biliyoruz ve bugün fındık 4 liradan satılıyor. Peki, bu üreticiler ne yiyip ne içecekler? Bunu düşünmemiz gerekiyor. Evet, gizli el net bir şekilde ortadadır. FİSKOBİRLİK'i, fındık üreticilerinin hakkını hukukunu koruyan, onların güvencesi ve sigortası olan FİSKOBİRLİK'i tasfiye sürecine sokanlar ve onu tasfiye edenler gizli elin kendisidir.

Bugün erken toplandık, gündem belli. Başını ABD'nin çektiği kapitalist emperyalist sistemlerin bunalımını çözmek için yapılan senaryolar var. ABD'nin geçirdiği ekonomik bunalım dünyada tüm ülkeleri de etkiliyor ve ülkemiz de bundan etkilenmiş durumda. Hükûmetin, siyasal iktidarın da bu ekonomik bunalımlar karşısında sağlıklı ekonomik tedbirler aldığını söylemek mümkün değildir. Onun için de ülkemizde derinleşen ekonomik sıkıntıları çözmek adına demokratik yapıdan biz de totaliter, otoriter bir yapıya geçtik ve dünyanın bütün ülkelerinde, faşizmin yaşandığı bütün ülkelerde de burjuva demokrasisinden faşizme geçişin en büyük nedeni de büyük sermayenin, finans kapitalin sorunlarının derinleşmesidir. Bu da bugün Türkiye'de uygulanmaktadır ve bu sorunları çözmek için iki klasik yöntem kullanılmaktadır. Birisi, geniş emekçi halk kitlelerinin üstüne ağır vergi ve zam yükleriyle sistemin tüm sorunlarını yüklemektir. Eğer bu da başarılı olmazsa kapıda savaş var demektir ve bugün de ülke savaşla karşı karşıyadır. Hiç kimse bu ülkeyi savaşa taşıma hakkına sahip değildir. (CHP sıralarından alkışlar) Ve bugün Suriye sınırında yaşanan olaylarda kendi iç sorunlarıyla uğraşan Suriye'nin bilinçli olarak Türkiye'ye saldırması söz konusu olamaz. Eğer bugün bir sınır ihlali olduysa bu sınır ihlalinin arkasında olan güçler, Özgür Suriye Ordusunu destekleyen kimlerse bu sınır ihlalini yapanlar da onlardır. Dünyada haklı olan bir savaş türü vardır. Bu da emperyalizme karşı verilen savaş mı? Örnek mi istiyorsunuz? Bizim Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızdır. (CHP sıralarından alkışlar) Onun için diyorum ki: Kahrolsun emperyalizm ve iş birlikçileri, kahrolsun faşizm. Yaşasın barış, savaşa hayır diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Karaahmetoğlu.