| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 15.12.2016 |
DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 13'üncü maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Aziz Türk milletini ve Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, Halep'teki drama değinmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, maalesef, Halep'te sivilleri taşıyan konvoylar bombalanıyor, siviller öldürülüyor; ellerinde silah taşımayan yaşlılar, kadınlar, çocuklar öldürülüyor. Çocukların öldürüldüğü bir dünya masumiyetini ve vicdanını yitirmiş demektir. Hele bunca insan bu vicdansızlığa, bu katliama sadece gözlerini yumarak ya da sesini çıkarmayarak tepkisiz kalabiliyorsa, o zaman insanlık değerlerine bakacak olursak, hepimiz birçok değerimizi kaybetmişiz demektir. O nedenle, bu katliama, bu acıya son vermek adına sesimizi yükseltmek, bu sıkıntıya, bu drama dur demek gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, ülkemize sığınan 3 milyon mülteci mevcut. Sayın Bakan bir konuşmasında, bölgede Türkiye'nin cazibe merkezi hâline geldiğini ifade etmişti. Aslında, bakarsanız, ben biraz anlamakta zorluk çekiyorum. Turizme bakıyorum, turist gelmiyor yani turizm için cazibe merkezi olmaktan çıkmışız. Ben, kendi seçim bölgem olan Aydın'ın Kuşadası ilçesinde, yaz aylarında, akşam saat 17.00'de ilk kez kepenklerin indirildiğini gördüm. Bakıyoruz, maalesef, yatırımcılar da gelmiyor Türkiye'ye. O zaman biz ne için cazibe merkezi olduk? Sayın Bakan bu konuda gelen mültecilerin sayısına bakarak mı değer verdi bilmiyorum ama bu mültecilerin de sorunlarını dikkate almamız gerekiyor, o da ayrı bir nokta. Kaldı ki bu mültecilerin, 3 milyona yakın mültecinin yarısının çocuk olduğunu da unutmamamız gerekiyor. Bu çocuklar, kendi çocuklarımızın sorunlarını çözerken onları da unutmamamız gereken emanetlerimiz. Mültecilerin ve çocukların yaşadığı sorunların çözülmesi için uzmanlar tarafından yapılacak ciddi çalışmalara ihtiyacımız var. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı böyle bir birimin olduğunu biliyorum ancak bu birimde çalıştırılan görevlilerin hangi kriterlere dayanarak işe alındığı, hangi alanlardan mezun olduğu noktasında da ciddi endişelere sahibim.
Değerli milletvekilleri, bizim üniversitelerde sosyal hizmetler uzmanlığı olarak açılmış bölümlerimiz var. Bana geliyor mailler, mutlaka sizlere de geliyordur; sosyal hizmet uzmanı mezunlarının sayısı 5 bini geçmiş bulunmaktadır ancak istihdam sorunu yaşamaktadırlar. "Sosyal çalışma görevlileri" adıyla çalışma alanı olan diğer uzmanları düşünürsek sosyal hizmet uzmanlarının, bu konuda asıl eğitim almış uzmanların dışarıda bırakılması çok da mantıklı değil.
Zor bir coğrafyada, tarihin farklı dönemlerinde zorluklarla, ağır bedeller ödeyerek koruduğumuz eşsiz vatanımızda, yine farklı sorunlarla mücadele ederek yarınlarımızı inşa etmeye çalışıyoruz. Okuma hakkını tamamlayamayan çocuklarımız var. Henüz kendi çocuklarımızın sorunlarını da çözmüş değiliz. İyi bir eğitim alamayan çocuklarımız var. PISA değerlendirmesindeki sonuçlar bizi üzüyor ama Millî Eğitim Bakanlığının, Sayın Bakanın bu konuda yaptığı yorumlarsa daha da endişelendiriyor. Okuduğunu anlamayan bir nesil yetiştiriyoruz. Bu çocuklar okuduğunu anlayamıyorsa aralarındaki iletişim ileride nasıl olacak acaba? Kavgayla dövüşle mi anlaşacaklar? Mesleki becerileri, yetenekleri nasıl olacak? Yine, yapılan açıklamaları da değerlendirdiğimizde, 72 ülke içerisinde 50'nci sırada olmayı nasıl başarı olarak kabul edebiliyorsunuz, anlamak mümkün değil.
Hükûmet yaptıklarıyla övünmeyi bir kenara bırakmalı, bardağın boş tarafına bakmak durumunda olmalı çünkü dolu tarafına bakmakla sorunları çözmek mümkün değil. Bazen bu kürsüye çıkan değerli AKP milletvekilleri ve bakanlar öyle şeyler söylüyorlar ki bazen aynı yerde mi yaşıyoruz, aynı yerde yaşıyorsak aynı boyutta mı yaşıyoruz diye endişe ediyorum, anlamakta zorluk çekiyorum. Hangi perde arkasından bakılıyor ülkenin sorunlarına? Ama, biz başta çocuklarımız olmak üzere ülkemizin tüm sorunlarını çözmek zorundayız.
Çocuklarla ilgili olarak da günlük politikalarla bu sorunları çözmek mümkün değil. Çocuklar için ayrı bir bütçe ayrılması gerektiğini sizlere hatırlatıyor, gereğinin yapılmasını da rica ediyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Depboylu.