GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:41
Tarih:15.12.2016

CHP GRUBU ADINA AHMET AKIN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın 3'üncü maddesi hakkında grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

Öncelikle, geçtiğimiz cumartesi gecesi Beşiktaş'ta yaşanan alçak terör saldırısını şiddetle lanetliyor, tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, acılı ailelerine sabır ve yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Ülkemizin ve halkımızın bugün en çok ihtiyaç duyduğu, huzur ve güvenliktir. Bu da iktidarın asli görevi ve sorumluluğudur.

Değerli milletvekilleri, konuştuğumuz madde bütçe dengesiyle ilgili. Kesin hesap kanunu raporuna göre 2015 yılında merkezî yönetim konsolide bütçesi 23 milyar 525 milyon 193 bin 15 lira açık vermiş durumda. Yani devletimiz topladığı vergilerle giderlerini karşılayamamış. Elbette, Hükûmet, buna farklı gerekçelerle birçok neden ve bahane gösterebilir. Yalnız, halkımızın bütçesi de maalesef her ay açık veriyor ama onlar gerekçeler ve çareler bulamıyor, alacaklılar bahane dinlemiyor, borçları hızla artmaya devam ediyor, aileleri yıkılıyor. Devlet borçlu, özel sektör borçlu, hane halkı borçlu; kısacası tüm Türkiye borçla yaşamaya çalışıyor.

Şapkadan tavşan çıkarır gibi karşılığı olmadan, hesap yönetimi değişikliğiyle, bir gecede, sanal olarak kafanıza göre verdiğiniz bir kararla millî geliri kişi başına 2 bin dolar artırdınız. Daha önce yine Hükûmetiniz tarafından millî gelir aynı yöntemle artırılmıştı ama vatandaşımızın borçları azalmıyor, aksine de artıyor. Bu yöntem değişikliğine gerekçe olarak AB standartlarını gösteriyorsunuz. AB'nin hak, hukuk, özgürlükler ve demokrasi standartları için demediğinizi bırakmıyorsunuz ama işinize geldiği için bunu hemen uyguluyorsunuz. Hâlbuki demokrasi standartlarını AB standartlarına yükseltmiş olsanız, zaten üretim de, refah da, zenginlik de artacak ve millî gelir artışı için böyle numaralara başvurmak zorunda kalmayacaksınız. (CHP sıralarından alkışlar)

Son günlerde döviz kurundaki artışa yetişmek mümkün değil. Milleti lütfen kandırmayın değerli arkadaşlar. "Başkanlık istikrar getirecek." diyorsunuz. Kapalı kapılar ardında Anayasa değişikliği hazırlıyorsunuz, Meclise getiriyorsunuz, döviz yükseliyor; her "başkanlık" dediğinizde, ağzınızdan her "başkanlık" çıktığında döviz fırlıyor. Bu nasıl bir istikrardır, bilmiyoruz.

Ekonomimizde tehlike çanları çalıyor ama sizin başkanlık sevdanız maalesef devam ediyor. Değerli arkadaşlar, bırakın şu başkanlık sevdasını. Siz iktidardasınız; sevdanız millet olsun, sevdanız halkımız olsun, sevdanız garibanlar olsun. (CHP sıralarından alkışlar)

Demokrasinin, şeffaflığın, denetimin, özgürlüğün, güvenilir hukuk sisteminin olmadığı bütün ülkelerde ekonomiler istikrarsızdır ve yatırımcılar da böyle ülkelerde durmaz, buralardan kaçar gider.

Meclise getirdiğiniz başkanlık sistemi, her şeyin bir kişiye bağlı olduğu, açık ve net olarak bir tek adam sistemidir. Bu sistem, tek adamın başkan, cumhurbaşkanı, başbakan, parti başkanı, bakan, Başkomutan, başsavcı, başyargıç, başrektör, başmemur, başkonsolos, başmuhtar, başöğretmen, başekonomist, başantrenör olduğu ve ülkemize büyük baş belası olacak bir sistemdir. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu sistem sizin demokrasi anlayışınızla uyuşabilir ama halkımıza ve dünyaya bunu "demokratik bir sistem" diye satmaya çalışmayın, çok mahcup olursunuz, komik duruma düşersiniz; ülkemizin itibarıyla oynamaya hakkınız yok. Dünyanın belli ülkelerinde, kurmak istediğiniz sistemin benzerleri var, onlara da ne dendiğini siz daha iyi biliyorsunuz. Ama dünyanın gelişmiş ülkelerinin hiçbirinde böyle bir sistem, sizin istediğiniz gibi bir sistem yok. Sizi herkes aldatıyor, rahatlıkla kandırıyor; bunu artık bütün Türkiye biliyor. Yeter artık, halkımızı da kandırmaktan vazgeçin. (CHP sıralarından alkışlar)

AKP iktidara geldiğinde 1,67 olan dolar kuru, bugün 3,5 lirayı geçti. 1 litre benzin 2002 yılında 1,6 lira iken bugün 5 lirayı geçti. Döviz kurundaki en ufacık artışı hemen akaryakıta zam olarak yansıtırken ham petrol fiyatlarındaki büyük düşüşlerde dahi herhangi bir indirim uygulamıyorsunuz. Akaryakıt, elektrik ve doğal gaz devlet için en kolay vergi toplama aracı olarak görülüyor. Bu ürünlerde vicdanları zorlayan vergiler de var. Mesela ısınma. Siz ısınmayan bir evde yaşayabilir misiniz değerli arkadaşlar? Yaşayamazsınız. Ama doğal gazdan hem ÖTV hem de lüks tüketimmiş gibi, yüzde 18 oranında KDV alıyorsunuz. Evlerde ısınma amacıyla kullanılan doğal gazda ÖTV'nin kaldırılması ve KDV'nin yüzde 1'e indirilmesi için bir kanun teklifi verdim. Halktan yana olduğunuzu her fırsatta iddia ediyorsunuz, işte size bunu kanıtlamak için bir fırsat. Gelin, kanun teklifime destek verin, halk yararına olan bu teklifi hep birlikte yasalaştıralım. Borç içindeki halkımızın hiç olmazsa ısınma faturasını bir nebze olsun düşürelim.

Değerli milletvekilleri, AKP döneminde enerji konusunda yaşanan bazı gelişmeleri de bu vesileyle dikkatinize sunmak isterim.

Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre 2015-2040 yılları arasında küresel ölçekte enerji sektörüne toplam 68,2 trilyon dolar yatırım yapılacağı tahmin ediliyor. Dünya ölçeğinde yapılacak yatırımlarda 21,8 trilyon dolarla en büyük payı enerji verimliliği alıyor. Enerji verimliliği de önemli bir enerji kaynağıdır. Türkiye'de artan enerji talebinin karşılanması, özellikle enerji verimliliğine önem verilmesi ve bunun bir devlet politikası hâline getirilmesiyle gerçekleşir. Türkiye birim gayrisafi hasıla üretebilmek için OECD ülkelerinden yüzde 30 daha fazla enerji harcıyor. Ülkemizde bina sektöründe yüzde 30, sanayide yüzde 20, ulaşımda yüzde 15 olmak üzere 4 Keban Barajı inşa edebilecek yaklaşık 7,5 milyar lira değerinde enerji tasarrufu etme potansiyelimiz var.

Değerli milletvekilleri, 2008 yılında yayınlanan Enerji Performans Yönetmeliği hükümlerine göre, ülkemizde bulunan yaklaşık 9 milyon binanın 2 Mayıs 2017 yılına kadar enerji kimlik belgelerini almaları gerekiyor. Bu sürenin sonuna yaklaşılmasına rağmen, binaların sadece 442.500 adedinin yani yüzde 5'lik bir kısmının bu belgeyi alması enerji verimine verilen önemin ve değerin örneğini açık ve net olarak sergiliyor.

Enerjide dışa bağımlılık oranımız yüzde 75. Bu oran 2000 yılında yüzde 67'ydi. Sadece 2010 ile 2014 yılları arasında bağımlılığımız yüzde 4,6 oranında daha da arttı.

Değerli milletvekilleri, ülkemizi enerjide dışa bağımlılıktan kurtarmanın yolu, yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızı hızla devreye almaktan geçer. Hükûmet yerli kaynak anlamında yaptığı düzenlemelerle yerli kömürü öne çıkarırken temiz ve yenilenebilir kaynaklarımız hak ettiği ölçüde öne çıkarılmıyor. Çok ciddi potansiyele sahip olduğumuz güneş ve rüzgârdan istediğimiz oranda faydalanamıyoruz. Bakın, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak enerji politikalarında devamlı çözüm önerilerimizi ortaya koyuyoruz. Dünyada çok sayıda örneklerini görebileceğimiz, dışa bağımlılığımızı azaltacak, temel ihtiyaç olan enerjide halkımızı yüksek fiyatlı rant sisteminin eline bırakmadan üretimde söz sahibi yapabilmek için enerji kooperatifleri güzel bir yoldur. Elektrik sektöründe kamu payı, yapılan özelleştirmelerle hızla azalıyor. Bu ortamda, enerji kooperatifleri sektörde önemli bir aktör hâline gelecek ve kamu yararına önemli işlevler gerçekleştirecektir. Biz, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerimizde enerji kooperatiflerimizi kurmaya başladık. Yakın zamanda halkımızla beraber, halkın çıkarına, temiz, ucuz yenilenebilir enerji projelerimizi hayata geçireceğiz.

Lisanssız elektrik üretiminde var olan karmaşık ve zor izin süreçlerine bir de kooperatiflere özgü sıkıntılar, zorluklar eklenince, kooperatiflerin kısa sürelerde enerji üretimine başlamaları mümkün olmuyor. Bu açıdan, lisanssız elektrik üretiminin önündeki engeller kaldırılmalı ve izin prosedürleri basitleştirilerek hızlandırılmalıdır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.