GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:41
Tarih:15.12.2016

MHP GRUBU ADINA DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 4'üncü maddesi üzerinde konuşmak için söz almış bulunmaktayım. Aziz Türk milletini ve Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, milletimizin kurumlarının bütçesini konuşurken aynı zamanda, milletimizin bütçesine de şöyle bir bakıp değerlendirme yapmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Yine memura, emekliye, BAĞ-KUR'luya yapılacak zamları dikkate alırsak belki de onların bütçelerini daha rahat değerlendirebiliriz. Bu zamları az çok biliyoruz. Memurlar ve memur emeklileri yüzde 3 oranında zam alacak, memur böylece 67 lira, emekli ise 55 lira zam almış olacak, durum bunu gösteriyor. Yine, SSK, BAĞ-KUR emeklileri yüzde 3,73 oranında zam alacak ki bu, tarım emeklisi 39 lira, esnaf BAĞ-KUR emeklisi ise 48 lira zam alacak demek. Benzine, mazota, yine, ete, süte, yumurtaya, sebzeye yapılan zamlar ortada ancak bir de maalesef, büyükşehir belediyelerinin kendi keyfiyetine göre yaptığı zamlar söz konusu. Yapılan tüm itirazlara rağmen, seçim bölgem olan Aydın'da Büyükşehir Belediyesi tarafından alınan kararla yapılan son zamlarda 1 Ocak 2017 itibarıyla 1 ton su Efeler, Nazilli ve Söke'de hanede yüzde 45 zamla 2 lira 20 kuruş liradan 3 lira 20 kuruşa çıkıyor, ticarethanelerde ise yüzde 35 zamla 2 lira 90 kuruştan 3 lira 93 kuruşa çıkıyor. Kuşadası'nda yüzde 42 zamla 3 lira 20 kuruştan 4 lira 55 kuruşa çıkıyor su ücreti; yine, ticarethanelerde ise yüzde 34 zamla 4 lira 25 kuruştan 5 lira 71 kuruşa yükselmekte. Didim'de yüzde 37 zamla 3 lira 50 kuruş olan su ücreti 4 lira 80 kuruşa, ticarethanelerde ise yüzde 29 zamla 4 lira 75 kuruştan 6 lira 17 kuruşa çıkmakta. Yine, Bozdoğan, Buharkent, Çine, Germencik, İncirliova, Karacasu, Koçarlı, Köşk, Kuyucak, Karpuzlu, Sultanhisar ve Yenipazar'da yüzde 42 oranında yapılan zamla 2 liradan 2 lira 84 kuruşa, ticarethanelerde ise yüzde 28 zamla 2 lira 90 kuruştan 3 lira 72 kuruşa çıkmış durumda. Yapılan tüm bu zamlar enflasyonun üzerindedir. Su tarifesine yapılan artışların normal hayat şartlarına uygun olmadığı da aşikârdır. Türkiye'nin en sıcak illerinden biri olan Aydın'ın bu yüksek fiyatlarla su almasının, memleketimizde yaşayan insanlar, arazilerini sulayan çiftçilerimiz ve hayvan besicilerimiz için haksızlık olduğunu ve onlara büyük bir yük getireceğini hatırlatmak istiyorum.

Ayrıca, ilçe belediyelerinin sayılı gelir kalemlerinden biri olan ve uzun zamandır yine keyfî bir şekilde büyükşehir belediyesi tarafından tahsil edilmeyen katı atık bedeli, yargı vasıtasıyla tekrar toplanmasına karar verilince vatandaşlarımıza hem toplu olarak hem de faiziyle iletilerek tepkilere sebep oldu ve vatandaşlarımızı da zor duruma düşürdü. Devletin bu tarz keyfî uygulamalarının önüne geçmek için mevcut büyükşehir ve bütünşehir yasalarında, bunlarla ilgili kanunlarda alınacak önlemlerle vatandaşımızın bütçesine getirilen bu yükün, verilen zararın önlenmesi gerekmektedir. Bu uygulama tekrar göstermektedir ki büyükşehir, bütünşehir yasası uygulaması çok kötü sonuçlar doğurmaktadır. Bu yasa üzerinde ciddi çalışmalar yaparak hizmetlerin düzgün bir şekilde yerine ulaştırılması gerekmektedir.

Tarıma dayalı ekonomiye sahip Aydın'da tarım sektöründe yaşanan olumsuzluklar, üreticinin malını değerinden satamaması, girdi fiyatlarının yüksek maliyeti nedeniyle sıkıntı yaşayan çiftçilerimizden bize gelen şikâyetlerden bir tanesi de her yıl yaşanan Menderes Nehri taşkınlarıdır. Menderes havzasında en son 2015 Aralık ayında sette yırtılma sonucu arazileri su basması şeklinde münferit taşkınlar yaşanmıştır. Maalesef bu taşkınlar aşağı yukarı her yıl yaşanmaktadır. Ekili alanlarda 5 bin dönüm tarım arazisi su baskınından etkilenmiştir. Menderes havzasında geçen sene havza başına düşen yağış, ortalamaların yüzde 88,5 üzerindedir. Değişen iklim şartları, artan yağışlar ve taşkınlar sebebiyle benzer mağduriyetler yaşanmaması için gerekli önlemlerin bir an önce alınması gerekmektedir. Her taşkında ekili alanlar zarar görmekte, çiftçilerimiz zarar görmekte, üreticilerimiz zarar görmekte ve daha da kötüsü toprak kaybı yaşamaktayız çünkü Menderes Nehri'nin taşkınlarıyla birlikte toprağımız denize doğru akmakta.

Yapılan çalışmalar yetmiyor, beraberinde alternatif çözümlerin üretilmesi gerekiyor. Eğer bu daha da gecikmeye uğrarsa kaybımız daha da fazla demektir. Sorun sadece taşkınlar da değil, Menderes Nehri ve havzasının temizliğiyle ilgili de sorunlarımız var. Menderes Nehri'nin doğduğu Dinar Afyon'dan, Uşak, Denizli, Aydın, bütün havzada, nehrin kirliliği nedeniyle yaşadığımız çevre kirliliği söz konusu. Bu sadece Aydın'ın sorunu değil; Aydın'ın ürettikleriyle beslenen tüm Türkiye'nin veya ihraç mallarını da düşünürsek, yurt dışına giden ürünleri de düşünürsek herkesin sorunu.

Aslında, şöyle bir bakarsak, bütçeden Aydın'ın tam anlamıyla hak ettiği payı da alamadığını görüyoruz. Değerli milletvekilleri, 23/10/2016 tarihli İhlas Haber Ajansı haberinde -burada mı kendisi, bilmiyorum ama- Adalet ve Kalkınma Partisi Aydın Milletvekili Sayın Mehmet Erdem, Aydın-Denizli Otobanı'nın 2016 yılı içerisinde ihale edileceği zamanı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan tarafından yapılan açıklamayla birlikte kendi röportajında belirtmişti. Lakin, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından dağıtılan bütçede, biz bu yolun 2016 değil de 2023'te bitirilmesinin hedeflendiğini görüyoruz. Hemşehrilerimizi ve İzmir Limanı ile iç kesimler arasındaki bu hattı kullanarak otobanın bir an önce bitmesini bekleyen, açılmasını bekleyen uzun yol sürücülerini bu karar hayal kırıklığına uğratmıştır.

Yine, maalesef Çıldır havalimanı da, bu da seçim vaatleriniz arasındaydı, hayal olmuştur.

Bütçeyle ilgili söylenmesi gereken elbette çok fazla şey var. Ben, bununla birlikte, kadrolara da değinmek istiyorum ama her şeyden önce bir kez daha hatırlatmak istiyorum ki seçim bölgem olan Aydın, bütçeden hak ettiği hizmeti alamamaktadır. Bunun bir an önce düzeltilmesi gerektiği kanaatindeyim.

Bütçelerle ilgili, yine, kadrolarla ilgili ben biraz konuşmak istiyorum. Kadro bekleyen çok sayıda mezun adaylarımız var, iş bekleyen gençlerimiz var. Keza, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hazırlanan projelerle atanmayı bekleyen ziraat mühendisleri, su ürünleri mühendisleri ve veterinerler için projelere bir an önce başlanması gerekmektedir. Üniversite tercihlerini yaparken ve okula başladıklarında bu projelere istinaden kafalarında gelecekleriyle alakalı plan kuran gençlerimiz, bu projelerin iptali ve doğru orantılı olarak kadroların atanamaması sebebiyle eğitimli işsizler sınıfına katılmak zorunda bırakılmışlardır.

Aynı şekilde, tıbbı personel atamalarında gerçekleştirilen taşeron ve eğitimsiz personel yerine, mesleğin eğitimini almış kişilere yer verilmesi ve taşeron sistemden vazgeçilmesi gerekmektedir. Anayasa'nın 128'inci maddesi "Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür." demektedir. 35 bin öğretmen ve ön lisans mezunu tıbbi sekreter atama beklerken de taşeron sistemle, taşeron firmalar aracılığıyla veri hazırlama elemanı çalıştırılması büyük bir haksızlıktır.

Benzer bir konu da öğretmen atamalarıyla ilgili. Tüm branşlarda yapılan, hakkaniyete ve liyakata dayalı atama sistemi olan KPSS'den vazgeçilmemesi gerekiyor. FETÖ-PDY soruşturmaları nedeniyle biz 53.854 öğretmenin açığa alındığını ve bunun ancak 7 bininin iade edildiğini biliyoruz. Bunun yanı sıra, emekli olan öğretmenlerimiz de mevcut. 2017 Şubat ayında 30 bin öğretmenin göreve alınacağı belirtilmişti ancak şu anda çok sayıda bekleyen öğretmen adayımız, mezunumuz mevcut. Bu öğretmen adaylarımızın hayallerinin yıkılmaması ve boş kadrolara bir an önce atamalarla iş sahibi yapılmaları, istihdam edilmeleri gerekiyor. Yine, bu adayların bilimsel bilgilerinin ve eğitim becerilerinin yansız, objektif bir şekilde ölçüldüğü bir yöntemle göreve alınmaları gerekiyor. Sözleşmeli öğretmenlik doğru bir uygulama değil. Mülakat sistemi kalkmalı, kaldırılmıyorsa mülakatlar kamerayla kayıt altına alınmalı.

Bütün bunları dikkatinize sunuyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.