GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:44
Tarih:21.12.2016

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kahramanmaraş olaylarıyla ilgili verilen önerge üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Bugün, Fırat Kalkanı Operasyonu'nda 4 askerimiz şehit olmuş, 15 askerimiz yaralanmıştır. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da başsağlığı diliyorum.

Yine, iki gün önce katledilen Rusya Federasyonu Türkiye Büyükelçisi Andrey Karlov'un ailesi ve Rus halkına da başsağlığı diliyorum. Olayın bir an önce açıklığa kavuşturulması en büyük dileğimizdir.

Değerli milletvekilleri, Kahramanmaraş olayları 19-24 Aralık 1978 tarihinde meydana gelmiş, herkesi derinden üzen olaylardır. Dün olduğu gibi bugün de ülkemizin en önemli meselesi bölücü terördür. Bölücü terör her dönemde bir başka şekilde yüzünü göstermiş, başka kılıklarda eylemlerine devam etmiştir. Bugün ülkemizin terör örgütlerinin açık saldırılarından kurtulamamış olması, devletin bölücü terörü tam manasıyla bitirememiş olması üzücü olmakla beraber terörün amaçları göz önüne alındığında, yakın zamanda İstanbul'da 45 şehit, Kayseri'de 14 şehit göz önüne alındığında, her zamankinden daha fazla üzerinde durulmalı, tedbir alınmalıdır.

Değerli milletvekilleri, hiç şüphe yok ki bugün de dış destekli olduğundan asla şüphemiz bulunmayan terör olaylarının ülkemizi bölmekten başka bir amacı yoktur. Zira, Türkiye'nin 80 milyona dayanan nüfusuyla, yüksek teknoloji üreten, ihraç eden bir konuma gelmesi, fert başına düşen millî gelirin 30 bin, 40 bin dolarlar seviyesine çıkması, kısaca, bulunduğu coğrafyada gelişmesi Batılı, Doğulu, Orta Doğulu hiçbir ülkenin hoşuna gitmeyecektir. Bu sebeplerle de hâkim güçler her dönemde ülkemizin iç işlerine karışmış, gelişmesini, kalkınmasını engellemek için de açık kapalı her yola başvurmuşlardır -adı Kahramanmaraş olaylarıdır, başka olaylardır- olaylara bu pencereden bakmak lazımdır diyorum. Olaylara daha geniş perspektiften bakmadan, terörün amacını açıkça ortaya koymadan olayları anlamak mümkün olmayacaktır. Terörün amacını tam olarak ortaya koyduğumuzda terör şeklinde tezahür eden bölücü faaliyetlerle, metot ve teknikleriyle mücadele daha kolay olacaktır.

Değerli milletvekilleri, 12 Eylül darbesine zemin hazırlayan sebeplerden biri olduğu iddia edilen Kahramanmaraş olaylarını, 12 Eylül darbesinin yapıldığı gece ABD Dışişleri Bakanı Muskie'nin Başkan Carter'a "Mr. President, Türk Ordusunun komuta heyeti Ankara'da yönetime el koydu. Herhangi bir kaygıya gerek yok. Kimlere müdahale etmesi gerekiyorsa onlara müdahale etti." şeklindeki beyanında aramak lazımdır, aynı şekilde, 11 Eylül günü de Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya'nın ABD'den döndüğünde aramak lazımdır. İstanbul eski Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Bedrettin Dalan'ın, darbe yapmaya önceden karar verildiği, yapılacak darbenin halkın gözünde meşru görülebilmesi için anarşinin üzerine bilerek gidilmediği ve fırsat kollandığı şeklindeki iddiası da, beyanı da gözardı edilmemelidir. Biz inanıyoruz ki 12 Eylül darbesi ABD'nin bilgi ve desteğiyle yapılmıştır, darbeyi de meşrulaştırmak için teröre göz yumulmuştur. Terörün tırmanmasının, tırmandırılmasının en önemli sebebi budur, o da 12 Eylül darbesini meşru kılmaktır. Terör örgütlerinin hâkimiyet kurma, kendilerinden olmayanları, haraç vermeyenleri sindirmeye yönelik eylemlerine göz açtırılmasaydı, Marksist-Leninist, Maocu bölücülerin, Kürtçü bölücülerin saldırılarıyla etkin mücadele edilebilseydi, ne Kahramanmaraş ne de başka yerde istenmeyen olaylar olmazdı.

Radio France Internationale 27 Aralıktaki yayınında, Kahramanmaraş olaylarında yabancı gizli servislerin, özellikle ABD Merkezî Haberalma Teşkilatı CIA'in rolüne değinmiştir.

BBC ise konuyla ilgili olarak, "Kahramanmaraş olayları, Pakistan, Afganistan ve İran'dan sonra belki de kaos ve belirsizlik içine düşme sırasının Türkiye'ye geldiğini gösteriyor. Başbakan Bülent Ecevit de dâhil olmak üzere "giderek artan sayıda kişi bir iç savaş tehlikesine dikkat çekiyorlar." yorumunu yapmıştır.

Bugün Mısır'da, Tunus'ta yapılanların, Irak'ta, Suriye'de yapılanların, dün Türkiye'de yapılmak istendiğinden hiçbir kuşkumuz yoktur.

Değerli milletvekilleri, üzerinden otuz sekiz yıl geçen bu konu, başta Türkiye Büyük Millet Meclisi olmak üzere değişik platformlarda yüzlerce defa konuşulmuş, tartışılmıştır. Ülkemizin içinde bulunduğu durum itibarıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine gelen bu konuda konuşurken çok itinalı olunması gerektiğini, ülkemizin bugün buna çok ihtiyacının olduğunu belirtmek isterim. Konu yargıya intikal etmiş, eğrisiyle doğrusuyla hüküm altına alınmıştır. Bugün aradan otuz sekiz yıl geçtikten sonra kimsenin kazanacağı hiçbir şey yoktur. Olayları kışkırtan Marksist-Leninist, Maoist bölücü mihraklar hariç, tüm vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum.

MHP, Türk milletinin tüm fertlerini insanların en şereflisi olarak görmektedir, milletin tek bir ferdinin ayağına taş değsin istemez. Ülkemizin Alevi'si, Sünni'siyle bir bütün ve kardeş olduğuna inanmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bu Maraş olaylarıyla ilgili en önemli konu, az önce de söylediğim konudur; bu da dönemin İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı'nın bu olaylardan sonra istifa etmiş veya istifa ettirilmiş olması, yerine de Hasan Fehmi Güneş'in İçişleri Bakanı olmasıdır. Burada İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı'nın neden istifa ettirildiği Maraş olayları bakımından çok önemlidir. İrfan Özaydınlı, olayın gün ışığına çıkarılması için özel bir ekip görevlendirmişti. Özel ekibin ayrıntılı raporu İçişleri Bakanlığına sunulsa da raporun içeriği hiçbir zaman açıklanmamıştır. Ancak, bilinen bir gerçek var ki, olayları yakından izleyen İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı'nın olayların solcuların tahriki sonucu çıkmış olduğunu söylemesidir. Bu söylemi nedeniyle istifa ettirilmiştir.

Dönemin Sıkıyönetim Komutanı Tuğgeneral Tayyar Aygur'un konuyla ilgili verdiği beyanlardan da, demeçten de, röportajdan da bahsetmek istiyorum. Olaylarda Ermeni "Garbis Altınoğlu" adında birinin tespit edildiği, bu şahıs ölenler arasında değilse yakında bir vilayetin başını daha yakacağı beyanı son derece önemlidir sıkıyönetim komutanının. "Soldan her şey elimizde, silahlar, mermiler, dokümanlar, hepsini yakaladık; hatta Ermeni 'Garbis' adında birinin olduğunu tespit ettik. Eğer bu şahıs ölenler arasında değilse yakında bir vilayetin başını daha yakabilir. İnşallah ölen 7 sünnetsizden biri budur." demiştir. Ayrıca, "Olayları kimin çıkardığını biliyorum. Ermeni 'Garbis Altınyan' diye sandık cinayeti faillerinden biri var, 'Doktor Mustafa' diye biliniyor burada. Elbistan-Afşin yöresinde örgütlendi. Bu olayları başlatanların başında o var. Kahramanmaraş olaylarının tertipçilerinden biri de Devrimci Halkın Birliği örgütü lideri Ermeni asıllı Garbis Altınoğlu idi." şeklindedir beyanları. Garbis Altınoğlu, olayların sorumlularını, Türkiye düşmanlarının kimler olduğunu, dış güçlerin müdahalelerini göstermesi bakımından dikkate değerdir. Kahramanmaraş olaylarının tertipçilerinden biri olan Devrimci Halkın Birliği örgütü lideri Ermeni asıllı Garbis Altınoğlu Adana Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numaralı Askerî Mahkemesinde idam cezası almıştır daha sonraki süreçlerde. Son yıllarda, Kahramanmaraş olaylarında Suriye gizli haber alma örgütlerinin parmağı olduğu konusunda da iddialar vardır, söylemler vardır.

Bugün Orta Doğu'daki acımasız savaşın temel sebebi, mezhep kışkırtmasıdır kıymetli arkadaşlar; bugün Suriye'de yaşanan budur, Irak'ta yaşanan budur, bunu görmemiz lazım. Zaman zaman ülkemizde de bu yönde kışkırtmalar yapılmaktadır. Bu oyuna asla gelmememiz lazım, suhuletle hareket etmemiz lazım. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak her türlü mezhep kışkırtması dâhil karşısındayız, her türlü bölücü kışkırtmaya karşı olduğumuzu... Alevi, Sünni'nin kardeş olduğuna da gönülden inanıyoruz.

Şunu söylemek istiyorum: Tabii, üzücü olaylar cereyan etmiştir; otuz sekiz yıl geçmiştir, tarihe mal olmuştur. Ben bunları defaatle buraya getirmenin Türk milletine, bizlere bir faydası olmadığını düşünüyorum. Burada, uyanık olmamız gereken konu da... Bu tür kışkırtmalara, mezhep kışkırtmalarına asla fırsat vermememiz gerektiğini söylüyorum.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)