GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:44
Tarih:21.12.2016

AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bakanla da daha önce yaptığımız görüşmelerde, özellikle ülkenin kendi öz varlıklarının ve endemik ürünlerinin hem tescillenmesi hem bir marka hâline getirilmesi hem de uluslararası dolaşımda bir marka değerine sahip olması üzerinden bir paketle karşı karşıyayız. Ama ben bir önceki konuşmamda söyledim; yerlilik ve millîlik üzerinden geliştirilen bir siyasi söyleme karşın, ülkenin bütün yer altı, yer üstü zenginliklerinin uluslararası sermayeye -deyim yerindeyse- peşkeş çekildiği bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bu ülkenin son dönem yapılan bütün büyük, mega projelerinin sahibi bu ülkenin ne devletidir ne milletidir, yabancılardır, bu, çok net ortada. Yapılan ve milyarlarca dolara mal olan köprüler, tüneller, geçitler, şehir hastaneleri, havaalanları hepsi yabancıların.

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Milletin malı.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Son üç yılda yapılanları araştırabilirsiniz.

Bir diğeri: Bakın, şu yeryüzünde 200 ülke içerisinde kendi komünikasyonunu, iletişimini yabancıya devretmiş tek ülkeyiz biz. TELEKOM'u biz yabancılara devretmişiz. Şu yeryüzünde TELEKOM'unu, komünikasyonunu bir yabancı sermayeye devretmiş ikinci bir ülke gösteremezsiniz. Biz bu kadar yerli, bu kadar millîyiz.

Bir diğer husus: Bakın, hepimizin çocukluğumuzdan beri eğitim sürecinde, eğitim yaşantımızda bildiğimiz bir geleneğimizi hatırlatayım size. Bu ay, Yerli Malı Haftası'nın kutlandığı bir ay Sayın Bakan. Şimdi, eskiden biz Yerli Malı Haftası kutlandığı zaman ilkokulda, ortaokulda gerçekten bu ülkenin insanlarının alın teriyle ürettiklerini alır okula götürürdük ve yerli malı üretiminin bilinci tartışılırdı. Şimdi, ben bir öğretmen eşi olarak söyleyeyim ve çevremdeki öğretmenlere sorduğumda "Çocuklara bu Yerli Malı Haftası'nın önemini kavratma konusunda güçlük çekiyoruz. Biz bir şeyler getirin diyoruz, Coca Cola getiriyorlar..." Bu kadar yerliyiz, bu kadar millîyiz. Yani bu ülkenin öz kaynaklarını, alın terini, göz nurunu kendi çocuklarımıza kavratmaktan uzaklaşmış ve buna yabancılaşmış bir ülke gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Yabancı markaların yerli markalardan çok daha iyi bilindiği bir ülkeye dönüştük biz. Bunu öncelikle kabul edelim, ya değilse yerlilik ve millîlik iktidarın sadece kendi iktidarını tahkim etmek ve sürdürmek için kullanacağı bir argüman olmaktan çıkarılmalıdır. Dilimize pelesenk edeceğiz yerliliği ve millîliği ama yaşamımızın hiçbir alanında; dilde, kültürde, üretilen ürünlerde, doğal ürünlerde, kültürel süreçlerde yerliliğe dair, millîliğe dair hiçbir şey kalmamıştır. Anadolu, Mezopotamya veya Trakya coğrafyasına ait gerçek ürünlerin bilinmesinden daha ziyade, özellikle bu ülkenin kendi üretimi olmayan markalar çocuklar tarafından daha iyi biliniyor. Bunu müzikte, sanatta, kültürde, birçok açıdan görebiliriz.

Şimdi, değerli milletvekilleri, böyle bir ülke gerçekliği. Şimdi, birileri böyle bir ülkenin bu hâldeki yerliliği ve millîliğinden gurur duyuyorsa duyabilir ama böyle bir yerlilik benim açımdan da, öyle sanıyorum bu ülkenin büyük bir çoğunluğu açısından da gurur duyulacak bir yerlilik değildir.

Yine özellikle demokratik teamüller; farklılıklara tahammül etme, farklılıklara saygı duyma anlamında da gittikçe dejenere olan bir nesil ve jenerasyonla karşı karşıyayız biz. Bizim gibi düşünmeyen, bizim gibi yaşamayan, bizim gibi doğmamış, Allah'ın bizim gibi özellikleri bahşetmediği, farklı farklı yarattığı insanların farklılığına saygı duyan bir noktada değiliz. Böyle bir toplumsal gerçekliğimiz de yoktur. Bilakis Allah'ın vermiş olduğu bu farklılıkları insanların toplumsal gruplar anlamında birbirlerine karşı kaşıyan, kışkırtan bir iktidar gerçekliğiyle maalesef karşı karşıyayız biz. Etnik, dinsel, mezhepsel farklılıklarımız bizim için bir zenginlik değil, siyasette pespaye bir rekabet sebebidir.

Bu ülke maalesef böyle bir ülkeye dönüşmüştür diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)