GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:45
Tarih:22.12.2016

ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı'nın 115'inci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi, bizleri ekranları başında izleyen aziz Türk milletini ve kıymetli basın mensuplarımızı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışanlarını saygılarımla selamlıyorum.

Henüz İstanbul patlamasının yaraları sarılmadan, yüreğimizdeki yangını sönmeden, henüz Kayseri patlamasının yaraları sarılmadan, yüreğimizdeki yangını sönmeden bu kez El Bab şehitlerimizin haberlerini almaya başladık. Maalesef, yüreğimiz bunlarla yanmaya başladı. Her birine Allah'tan rahmet, kederli ailelerine sabır ve büyük Türk milletine başsağlığı diliyorum.

Türkiye kırk yıla yaklaşan bir süreden beri terör illetiyle mücadele etmektedir. Bu mücadele özellikle hepimizde çok derin yaralar açmıştır. Takvimler ise 2002 yılını gösterdiğinde neredeyse PKK terör örgütü yok edilmiş durumdaydı. Kasım 2002'den günümüze kadar neler yaşandı, buradan bir kez daha anlatmak istemiyorum. İnanın, istatistiki verilerle de burada hiç zamanınızı meşgul etmeyeceğim. Zira şehidimizin biri de bir, bini de bir. Zira gazimizin biri de bir, bini de bir. İşte, Milliyetçi Hareket Partisini belki farklı kılan, işte, yüreği vatan sevdasıyla atan tüm insanları farklı kılan da budur, bunu da buradan belirtmek isterim.

2002'den bugüne kadar terörle mücadele konusunda nice hatalar yapıldı. Buradan sadece özetle şunu söylemek istiyorum: Bu hatalar tekrar yapılmaması gereken hatalar olduğu gibi, bundan sonra izlenecek olan yol konusunda da Milliyetçi Hareket Partisi etkin olarak terörle mücadele konusunda desteğini vermiştir, vermeye de devam edecektir.

Ülkemiz yangın yeri, yüreğimiz yangın yeri. Her sabah kalktığımızda "Acaba bugün bir olayla karşı karşıya kalacak mıyız?" diye tereddüt ve tedirginlik içerisindeyiz. Evlatlarımızı kapıdan uğurlarken "Acaba bir olayla karşı karşıya kalacaklar mı?" diye bir tedirginlik içerisindeyiz. İstanbul'da Haseki Hastanesinde tedavi altında olan, yoğun bakımdan çıkmış olan kardeşlerimizi ziyaret ettim, aileleriyle konuştum. İstanbul patlamasında yaralanan kardeşlerimiz bunlar. Birçoğu, bırakın yaralarının sarılmasını, psikolojik olarak ağır etki altındalar. Her gün o manada başhekimimizin de gayretli çabaları sonucu o kardeşlerimize psikolojik terapi de verilmektedir.

Buradan bilinmeli ki gazilik, o kadar, sadece "gazilik" makamı gibi görülmemeli, "gazilik" unvanı gibi görülmemeli. Gerçekten, o insanların yaşadığı travmalar, o travmaların sarılması, ailelerin bununla mücadele etmesi noktasında da gereken gayret gösterilmeli. Terör, darbe, iş kazaları, yangınlar, doğal afetler, tam da 2016 senesinin son günlerinde... Çok hareketli, felaketlerle dolu bir yılı geride bıraktık. 2017 senesinde, gelin, yangın yerlerine dönen vatanımızın yiğitleri olan gazilerimiz ve şehitlerimize beklentilerini verelim. Nedir bu eksikler, nedir beklentiler? Nedir aslında kendilerinin dertleri? Bilmiyorum, iktidar partisi bu manada kulaklarını ne kadar açıyor ama gelin onları ben buradan tekrar edeyim.

Ocak ayında gelecek olan torba kanunda bu konuyla ilgili düzenlemeler gelsin. Terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılmayan kardeşlerimizin tamamının istediği sadece o şerefiye, diyorlar ki: "Benim evladım ben ahirete intikal ettiğimde 'Benim babam terörle mücadele etti ve gazi sayıldı.' desin, başka hiçbir şey istemiyoruz." Yine aynı şekilde, gelin, bu bizim mücadelemiz olmasın, bunu birlikte çözelim, kahramanlarımıza bu haklarını verelim. Gelin, şehit aile ve yakınlarına istihdam konusunda her birimiz feragatte bulunalım, onlara istihdam sağlayalım ve aralarındaki farkı kaldıralım. Gelin, yine gaziler arasındaki farkı da kaldıralım. Muharip gazisi de bizim gazimizdir, Kore gazisi de bizim gazimizdir, Kıbrıs gazisi de bizim gazimizdir; aralarında hak farklılıkları var.

Değerli milletvekilleri, gelin, bunları bir masaya yatıralım, dert ne dinleyelim ve buna bir çözüm getirelim.

Gazi Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Erdem.