GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:50
Tarih:04.01.2017

AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; siyasi iktidarlar eğer vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılayamaz seviyeye gelmişse artık o iktidarın toplum tarafından sorgulanma zamanı da gelmiştir, belli bir süreden beri yaşamın birçok alanında mevcut siyasi iktidarın toplumu rahatsız eden, onun temel ihtiyaçlarını karşılayamayışı üzerinden yürüyegiden tartışmalarda da olduğu üzere.

Elektrik veya enerji ihtiyacı, öyle bir çağda yaşıyoruz ki neredeyse ekmek su kadar acil gereksinimler, temel gereksinimler içerisinde yer almaktadır. Aydınlatmadan ısınmaya, eğitimden sağlığa, kültür sanat faaliyetlerinden günlük yaşamın bütün veçhelerine kadar elektrik enerjisi olmaksızın yaşamımızı idame ettirmenin mümkünatı yoktur. Ancak çarpık bir toplum ve dünya bakış açısına sahip olan siyasi iktidar bu istikamette her geçen gün biraz daha fazla ilerlemekte ve kendi iktidar gerçekliğini toplum nezdinde sorgulatır hâle getirmektedir. Öyle ki toplumun temel ihtiyaçlarını karşılamaktan ziyade şiddet ortamından ve darbe tehditlerinden kurtulmanın tek yolu özellikle aşırı güvenlikçi politikalara başvurmak, yargıyı, kolluğu ve bütün savunma birimlerini siyasallaştırma yöntemiyle siyasi iktidar bir iş gütmektedir.

Burada ifade edelim ki aydınlatmadan ısıtmaya kadar birçok alanda günlük yaşamımızın elektrikle ve bu enerji kaynağıyla bağlantılı olduğunu ifade ettik; internet, bilişim dünyası... Ve şunu ifade edelim ki Türkiye ekonomisinin dibe vurmasını hissettiği bir süreçte -ki Sayın Maliye Bakanı buradayken de ifade edelim- 2016 yılında hiçbir ekonomik parametrede hedefini tutturamamış bir siyasi iktidarla karşı karşıyayız; ne faiz oranlarında ne işsizlikte ne enflasyonda ne orta vadeli planda ne de döviz kurlarının hiçbirinde hedefini tutturamamış bir siyasi iktidarla karşı karşıyayız.

Tabii şunu da ifade edelim: Böyle bir süreçte sanayicinin elektrik kesintileriyle çökme yaşamasıyla ise ekonomik hedeflerini tutturamayan bu Hükûmetin özellikle istihdama dönük alanı da bir daha zorda bıraktığını çok net görmekteyiz.

Yine, geçen sene ülkenin farklı yerlerinde elektrik kesintisi yaşanmıştı, son bir ayda yaşadığımız elektrik kesintileri bu ülkede ilk kez cereyan eden elektrik kesintileri değildir. Ancak, Anadolu'nun farklı coğrafyalarında, özellikle de üretime dönük sanayinin olduğu bölgelerde elektrik kesintileri maalesef görünür kılınmıyor, medyada aynı oranda yer bulmuyor, toplumsal ve siyaset yaşamımızın içerisine aynı oranda girmiyor. Örneğin Batman'da, Urfa'da, Mardin'de, Şırnak'ta, Hakkâri'de, Van'da, yani bölge illerinin büyük bir çoğunluğunda anakronik bir hâl almıştır. Hidroelektrik enerjisinin büyük bir bölümünü elde ettiğimiz, fosil yakıtları termik santrale taşıdığımız oranın büyük bir bölümünün bölgeden çıkarıldığını, ham petrolün neredeyse yüzde 90'dan daha fazlasının bölgeden çıkarıldığını bildiğimiz bu bölge, elektrik kesintilerini anakronik bir sorun olarak yaşamaktadır.

Buradan hareketle, bunun üzerine bir de bu sene, geçen yıl bölgede yaşanmış olan şiddet ortamından kaynaklı olarak evleri yıkılmış, ya yıkık evlerde ya da çadırlarda yaşamaya mahkûm olmuş olan yurttaşlarımız ise ekstradan 2 kat elektrik kesintisinden nasiplenmekte veya tümüyle elektrikten mahrum kalmaktadır.

Bu sene elektrik kesintilerinin daha görünür kılınmasının temel sebebi ise büyük sanayi alanlarında yaşanıyor olmasıdır. Hükûmet yetkilileri çıkıp "Elektrik problemi çözüldü." diye bir müjde veriyorlar. Oysa, böyle bir çağda elektriğin kesilmiş olması, Hükûmet tarafından onarım sonrası bir müjde değil, bir hesap verilebilirlik sebebidir. Siz, elektriği bu kadar kestiğiniz, üretimi bu kadar durdurduğunuz için onarım sonrası müjde veremezsiniz, bu kesintinin yaşanmış olmasından kaynaklı olarak ancak hesap vermek durumundasınız. AKP iktidarlarının on dört yıllık kötü yönetimi, dış politikadan ekonomiye, eğitimden sağlığa, spordan adalete kadar her noktada yaşadığımız gibi enerjide de artık hissedilir bir noktaya gelmiş bulunmaktadır.

Neyle açıklanıyor? Siber saldırı varmış. Ne varmış? Enerji nakil hatlarının eskiliği söz konusuymuş. Neymiş? Doğal gaz sıkıntısı gibi bahaneler uyduranların özrü kabahatinden büyüktür. Tam da bunlar, bir ülkeyi yönetememenin, bir ülkedeki toplumun temel ihtiyaçlarını karşılamamanın itiraflarıdır. Eğer enerji nakil hatları kırk elli yıllık ise iktidar on dört yıldır yatmıştır. Bunu dile getirdiğimizde ne kadar modernize olmuş bir ülke gerçekliğinden söz ediyordu Hükûmet yetkilileri. Sormazlar mı enerji sistemi bu büyüklükteki bir siber saldırıya nasıl açık hâle geldi veya sormazlar mı enerji nakil hatları kırk elli yıllık bir şebekeyle nasıl onarılmadı on beş yıllık iktidarınız döneminde veya doğal gaz sıkıntısı yaşıyorsak neden çaresine bakacak politik adımlar atılmadı?

Tabii, ortada dolaşan rivayetler var. Özelleştirilen santrallerde şirketlerin bazıları zarar ettiği için bilinçli olarak özellikle üretimi kısma işine girişmişler. Dev şirketler olarak halkın enerjisini şirketlerin insafına terk edersek onların himmetine muhtaç hâle gelmiş oluruz.

Yine, mevcut iktidarın 7 Haziran öncesi bölgede kaçak elektrik kullanımını belli kesimlere karşı politik bir argüman olarak kullandığını ve o zaman da biz enerji nakil hatlarının eski olduğunu, kaçakların bundan kaynaklı olabileceğini söylediğimizde ise bunu reddetme, inkâr etme yoluna gitmişlerdi.

Bakın, ülkenin öncelikleri o kadar değişti ki sadece sosyal medya üzerinden insanlarımızı suçlamaya dair ibret verici bir örnek anlatayım. İstanbul İkitelli Organize Sanayi Bölgesi'nde Şehmus Seven adında aynı isimli şirkete sahip bir yurttaşımız, bir müteşebbis Twitter'da Sayın Bakana bir mesaj atıyor: "Sayın Bakanım, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi'ne beş gündür elektrik verilmiyor, zararımız çok büyük, yardımcı olur musunuz?" Vay, ne büyük günah işlemiş bu adam! Ondan sonra ak troller tarafından nelere uğruyor adam; İsrail ajanı ilan ediliyor, "Bu, Esad'ın ajanıdır." deniyor, Marksist ve Leninistlikle itham ediliyor, "Bölücüsün." deniyor. Adam da buna cevaben şunu söylüyor: "Ben sadece elektrik yok diyorum ama buna karşılık bölücü oluyorum. Marksist ve Leninistlik nedir bilmiyordum, bu sayede öğrenmiş oldum. Yine, ben sadece elektrik istedim, milliyetçi bir insanım. Yanımda da 7 işçi çalıştırıyorum. Onların da, benim de mağdur olmamam için sadece bir talepte bulundum." Ama bunun üzerinden ak trollerin ne gibi saldırılarına ve ithamlarına uğradığını ibret verici bir şekilde görüyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bakın, Türkiye'nin dışa bağımlı olarak temin ettiği doğal gazın kaynağı 1 Aralık 2016 günü 25 Aralığa göre yüzde 20 oranında azaldı. Düşünün, elektrikte doğal gaz kaynağına bağımlılığı azaldı. Neden? Çünkü elektrik üretimi için 1 Aralık 2016'da yüzde 19'una denk gelen bir şekilde sarfiyatımız var iken 14 Aralıktan itibaren doğal gaz tüketimi önce yüzde 10'a, 21 Aralıkta yüzde 6'ya ve en son, 22-23-24 Aralıkta ise yüzde 4'e düşüyor. Böyle makro ölçekli bir planlamayı ancak böyle bir Hükûmet, öngörüsüzlükle, insanları bu kadar mağdur ederek yaşatabilir. Bunun adı bir öngörüsüzlük, bunun adı planlama. Siyasi iktidar gücünü, enerjisini, varını yoğunu aşırı güvenlikçi politikalara, tek adamcı bir sistemi inşa etmek için harcamaktan kaynaklı olarak insanların veya toplumun temel ihtiyaçlarını karşılama noktasından uzaklaşmış oluyor. Bu anlamda, bir siyasi iktidarın toplumun temel ihtiyaçları üzerinden, daha fazla demokrasiyi, daha fazla özgürlüğü, daha fazla refahı, daha fazla temel ihtiyaçları karşılayan bir şekilde planlaması gerektiğini ifade ediyorum.

Önergenin lehinde oy kullanacağımızı söylüyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)