| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 05.01.2017 |
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, aslında, her torba kanunda karşılaştığımız bir durumla yine burada karşı karşıyayız. Mutlaka, gelen torbayla ilgili -burada tekrar gözden geçiriliyor- şu eksik kaldı, bu tarafı eksik kaldı, şöyle tekrar gözden geçirilmeli diye düşünüyoruz ve burada hem zaman ekonomisi açısından hem de kendi kişisel zamanımızdan ve halka da kalitesiz yasa çıkarmakta bir rol üstlenmiş oluyoruz.
Değerli arkadaşlar, söz konusu kanun (446) aslında, birbirinden bağımsız, birden çok ihtisas komisyonunu ilgilendiren bir torba. Bakın, kanunları ilgili ihtisas komisyonlarında tartıştırmıyoruz, sonra bir torbanın içine atıyoruz ve buraya alelacele getiriyoruz.
Değerli arkadaşlar, şimdi, bu ülkede sanki Meclis bir yasama, bir yasa çıkarma fabrikası gibi işlev görüyor. Hâlbuki, bizim, vekiller olarak burada ikinci bir görevimiz var, aynı zamanda bir denetim görevimiz var. Şu anda Meclis denetim görevini tamamen devre dışı etmiş bir durumda. Örneğin, burada araştırma önergeleri veriliyor; bu ülkenin gündemiyle ilgili, yaşadıklarıyla ilgili, yaşamla ilgili, ekonomiyle ilgili, yaşadığımız terör belasıyla ilgili, yaşadığımız dış politikayla ilgili çeşitli önergeler veriliyor ama bu önergelerin hiçbir tanesi dikkate alınmıyor. Meclisin gündemiyle halkın gündemi tamamen birbirinden farklı, bağımsız bir şekilde gidiyor. Halkın can güvenliği sorunu var, halkın çalışma güvenliği sorunu var, halkın seyahat sorunu var, halkın eğitim sorunu var ve çalışma sorunu var, iş güvenliği sorunu var ama biz bunların hiçbir tanesinde, maalesef, bugüne kadar burada bir yol almış değiliz.
Değerli arkadaşlar, burada günübirlik yasalar çıkararak, aslında AKP'nin, öteden beri zengini daha zengin ettiği ama yoksula, emekçiye gelince göz ardı ettiği... Sürekli "Aman ha yatırımı iyileştirelim." diyoruz ama değerli arkadaşlar, barışın olmadığı bir ülkede yatırım yapmanın koşulu yoktur. Ne kadar yasalarla oynarsanız oynayın, ne kadar yasa çıkarırsanız çıkarın eğer yatırımcı bu ülkede kendisini güvencede görmüyorsa yatırımcının bu ülkeye gelmesi mümkün değil. Biraz önceki konuşmacı arkadaşım söyledi, şimdi, buraya gelip burada irtibat kurmak isteyenler, eğer bu ülkede can güvenliği sorunu olduğunu düşünüyor ve bundan dolayı gelmiyorsa siz istediğiniz kadar burada yasa çıkarın... Eğer burada yatırım ortamı yoksa bu çıkardığınız yasaların da bir karşılığı yok.
Bakın, emekçilerle ilgili, emeklilerle ilgili... Dünyada, emekli olduktan sonra yaşam koşulları en kötü olan bir ülkeyiz. Hepiniz görüşmüşsünüzdür, bir Fransız'ın, bir İngiliz'in ya da bir Alman'ın emekli olduktan sonra bir maaşıyla dünyada seyahat ettiğini ve yaşamını çalışmadan idame ettirdiğini ama Türkiye'de -genelde bir karikatür gösterilir- bizimkiler ya sokakta simit satıyor ya limon satıyor ya da ikinci bir iş bulmakla zamanını geçiriyor. Çünkü verdiğiniz ücret bir emeklinin kendi yaşamını idare ettirmesini sağlamıyor.
Bir diğer önemli nokta, değerli arkadaşlar, bu döneme kadar tüm siyasi iktidarlar böyleydi ama AKP döneminde, resmen şaha kalkmış gibi, kendi yandaşına, çeşitli tarikatlara, çeşitli cemaatlere avantaj sağlayan yasalar çıkarmakla zaman geçiriyoruz. Bakın, her ülkenin temel görevi yurttaşlarına kaliteli sağlık ve eğitim vermesidir ama biz, bunu şu anda cemaatlere, tarikatlara tamamen devretmiş durumdayız. Aslında, 15 Temmuzda bu yaptığımızın ne kadar hatalı olduğunu gördük, yaşadık ama maalesef ders çıkarmadığımız anlaşılıyor. Dolayısıyla, böyle ne bir yasama faaliyeti yapılır... Aslında, burada yaptığımız iş bir angaryaya dönüşmüştür diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Toğrul.