GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:54
Tarih:10.01.2017

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisinin grup önerisi hakkında grubumuzun görüşlerini arz etmek üzere söz aldım. Başkanımızı ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlarken Gaziantep'te bugün meydana gelen menfur terör saldırısını lanetle kınıyorum, eğer orada yaralanan güvenlik güçlerimiz varsa onlara şifa diliyorum. Tabii, Gaziantep, neredeyse IŞİD'in eylem üssü olmuş durumda.

Yine, bugün, maalesef, sosyal medyaya düşen haberlerden az önce veya birkaç saat önce öğrendiğimize göre, bir buçuk aydır IŞİD'in elinde olan 2 astsubayımız maalesef katledilmişler.

Keza, günlerdir soruyoruz yanıtını alamıyoruz; IŞİD'in bütün dünyada hâlen serviste olan 2 askerimizi yakma görüntüleri hakkında hâlâ bir bilgimiz yok, doğru mudur değil midir?

Yine, bugün 10 Ocak Birinci İnönü Zaferi'nin 95'inci yıl dönümü. Bu vesileyle, Ulusal Kurtuluş Savaşı'mıza vücut veren, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere, bütün kahramanlarımızı rahmetle ve şükranla anıyorum.

Çalışan Gazeteciler Günü'nü, ne kadar çalışan gazetecimiz kaldıysa onlar için kutluyorum.

Bu girişten sonra 15 Temmuz Allah'ın lütfu darbesiyle ortaya çıkan olağanüstü hâl döneminin kararnameleriyle hallaç pamuğu gibi atılan devlet bürokrasisinin hâlipürmelalini konuşacağız şimdi. Çünkü sizin bu darbe külliyatınız bir hayli gelişti yani her yere işte "15 Temmuz Darbe Şehitleri Köprüsü, tepesi" falan gidiyor ama darbeyle ilgili sorulması gereken soruların sorulmaması üzerine kurulmuş bir Darbeyi Araştırma Komisyonu da işte, idare eder şekilde kapandı gitti. Yani bir darbeyi araştırıyoruz, darbenin tam göbeğinde olan Genelkurmay Başkanını, MİT Müsteşarını, Mehmet Dişli'yi yani Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı bir arkadaşımızın kardeşini, Mehmet Partigöç'ü falan dinleyemiyoruz o Komisyonda ama işte neredeyse Kızılay Başkanı, Yeşilay Başkanı, işte bülbül ötüşlü kanarya sevenler derneği başkanı kim varsa gelip konuşuyor ve o darbenin ne olduğunu samimiyetle, doğru biçimde ortaya çıkarmadığımız için, şimdi "FETÖ'yle mücadele" adı altında 100 binden fazla insanın bu darbeyle bir biçimde ilişkilendirildiği bir süreci yaşıyoruz.

Son kararnameyle 631 akademisyenin görevine son verildi. 20'nci yüzyıl, darbeler tarihidir. Tamamını okumuş bir arkadaşınız olarak, özellikle AKP'li kardeşlerime hatırlatmak isterim ki 20'nci yüzyılda 100'ün üzerinde askerî darbe içinde akademisyenlerin darbe yaptığı bir örnek yoktur, öğretmenlerin darbe yaptığı bir örnek yoktur, devlet memurlarının darbe yaptığı bir örnek yoktur.

Darbe, mevcut hükûmeti görevden uzaklaştırmak üzere bir silahlı harekettir ve ancak ondan daha güçlü silahlı güç tarafından bastırılır ya da bastırılmazsa o gelir işte, bastırmayanları bastırır; darbenin sistematiği budur. Bizim 15 Temmuzda karşılaştığımızın ne olduğunu elbette tarih yazacaktır, biz de konuşmaya devam edeceğiz.

Ama, sevgili arkadaşlar, 20 Temmuzdan beri, altı aydır -şimdi, üç ay daha uzattınız hani bu "Bir-bir buçuk ayda bitiririz." dediğiniz OHAL'i- biz olağanüstü hâl koşullarında yaşıyoruz; siz, güya, FETÖ'yle, "FETÖ" adını taktığınız on dört yıllık kankanızla mücadele ediyorsunuz ama faşizm dalga dalga ülkenin bütün hücrelerine nüfuz ediyor, her yere nüfuz ediyor. Dün Meclisin Dikmen Kapısı'nın önündeydi faşizm. Faşizminizin içinde TOMA'lar var, gaz var, tazyikli su var, Ankara Büyükşehir Belediyesinin damperli kamyonları var Meclis kapısında. Değiştirmek istediğiniz Anayasa, diyorsunuz ya "darbe anayasası." Hayır, yüzde 70'i değişmiş bir Anayasa'dan söz ediyoruz, biraz da AKP anayasası o. Şimdi, AKP'nin reisinin istediği yeni darbe anayasasını hayata geçirebilmek için, sizin bu eyleminize karşı sesini yükseltmek isteyen baro avukatlarına tazyikli su sıkıyorsunuz, sendikacılara tazyikli su sıkıyorsunuz; Büyükşehir Belediyeniz de otobüsleriyle yardımcı oluyor.

Şimdi, arkadaşlar, bu darbenin anayasasını yapacağız tabii. Yani, Sayın Recep Tayyip Erdoğan daha Temmuz 2015'te Rize'de "Ben seçildim. İsteniz de, istemeseniz de bu ülkenin yönetim şekli değişmiştir. Şimdi bu fiilî duruma göre anayasa yapın." dedi; dedi, sevgili MHP'li kardeşlerim, aynen böyle dedi. Şimdi bunu yapıyorsunuz, iki grup -yani Meclisimizin bir tarafı ile öbür tarafı- yapıyorsunuz; güzel. Keşke, hakikaten bir anayasa yapıyor olsanız.

Bakın, sevgili arkadaşlar, bu anayasayı yaparken Türk ordusunu darmadağın ettiniz. Bir daha söylüyorum; bakın, samimi söylüyorum sevgili kardeşlerim, beni lütfen CHP'li diye dinlemeyin; bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı, kırk üç yıllık bir hekim, bu ülkeye ömrünü vermiş bir adam sıfatıyla söylüyorum: Bu orduyu Balkan Savaşı'nın Osmanlı ordusuna döndürdünüz. İçine siyaseti soktunuz, bunun bedelini çok ağır ödeyecek çocuklarımız, buradan söylüyorum.

Genelkurmay Başkanını Saray'ın danışmanı yaptınız. Bir çavuş kadar emrinde asker olmayan bir duruma geldi. Bir çavuş kadar emrinde asker...

ŞAHİN TİN (Denizli) - Darbe yaparken siyasetçi olmuyor değil mi?

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Darbeler... Beyefendi, darbeler davet edilir.

ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - 1980 darbesini biz mi yaptık? 1960 darbesini biz mi yaptık?

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Darbe yapılmaz. Darbeyi birileri davet eder, o da gelir yapar. Bunun örneği, yüzlerce örneği dünyada var; açın, okuyun. (CHP sıralarından alkışlar)

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Kim davet etti ya? Nerede çıktı ya? Allah Allah! Kim davet ediyor darbeyi?

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - GATA'yı yok ettiniz, Kuleli Askerî Lisesini kapattınız. 1773'te Osmanlı'nın açtığı Deniz Lisesini kapatarak darbe önlediğinizi zannediyorsunuz ama askerî öğrenciler, er ve erbaşlar, sayısız astsubay okulu öğrencileri; GATA'daki hocalar, doktorlar; askerî hâkimler, savcılar; sivil hâkimler, savcılar yüzlerce, binlerce...

İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Şehitler, gaziler...

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Evet, çok doğru. 15 Temmuz şehitleri için ayrımcılık yapıyorsunuz. Bu ülkenin şehitleri her tarafta var, 15 Temmuzda değil sadece.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Bütün şehitlerimiz aynı. Bütün şehitlerimiz bizimdir.

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Sadece 15 Temmuzda değil; doğu, güneydoğuda... Bak, Suriye'de tam 48'inci şehidimizi verdik. IŞİD'in yaktığı şehitlerin adını gelin, bu kürsüde anın, IŞİD'in cayır cayır yaktığı askerlerin hesabını verin bu kürsüde. (CHP sıralarından alkışlar)

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - IŞİD propagandası yapma. IŞİD propagandası yapmayın.

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Onun için, burada şehit edebiyatı yapacak en son siyasi parti Adalet ve Kalkınma Partisidir. Sakın ha bunu yapmayın.

ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Siz IŞİD'den yana mısınız, Türkiye'den yana mı, onu söyleyin. Siz terör örgütünden mi yanasınız? Biz mi istedik yakmayı?

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Sevgili kardeşlerim, akademisyenlerle darbe edebiyatı yapıyorsunuz ama siz, ama siz sevgili arkadaşlar darbenin gerçek hesabını asla sormuyorsunuz.

ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Ayıp ya! Hamaset yapıyorsun.

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Bakın, burada Anayasa değiştiriyorsunuz ama şu arkamdaki kabine girip de perdeyi çekip o beyaz oyu atma lüzumunu hissetmiyorsunuz, ortalıkta göstererek oy kullanıyorsunuz. Sonra da bir sayın bakan kalkıyor, diyor ki: "Evet, suç işliyorum. Sana mı soracağım?" Tabii ki bana sormayacaksınız sayın bakan.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Açık oylama suç değil.

ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Kameraları alıp öyle coşmanız, bizi resimlemeniz suç.

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Suç işleme özgürlüğü eğer sayın bakanlar için varsa işte bu ülkede artık darbelerin asla önüne geçemezsiniz, yeni darbeleri tevlit edersiniz; bunu sakın yapmayın. Anayasa'ya, yasalara sevdiğiniz, beğendiğiniz için değil, onlar Anayasa ve yasa olduğu için uyulur yoksa bunu, bu şekilde yaparsanız... Bakın, açın milletvekili olurken ettiğiniz andı okuyun. "Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma namusum ve şerefim üzerine söz veririm." diyen bir sayın bakan kalkıp burada "Suç işliyorum. Sana mı soracağım?" diyemez, dememelidir.

Sizi, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)