| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 10.01.2017 |
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET İYİMAYA (Ankara) - Kurucu iktidar yetkisini kullanmakta olan yüce Parlamentoyu sözlerimin başında saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, görüşmekte olduğumuz teklif gerçekten sistemin ruhunu, iliğini ortaya koyan bir tekliftir. Türkiye'nin tarih içinde bir anayasa sorunu hep olmuştur ve maalesef, var olan, yürürlükte olan anayasaların mimarları özellikle çok partili dönemde millet olamamıştır. Yüce Parlamentonun, hiçbir siyasi partiyi hariç bırakmaksızın ifade edeyim ki en büyük kusuru, demokratik dönemlerde, olağan dönemlerde sivil, rasyonel devlet ve anayasa alanını gerçekten düzenlemiş bir anayasayı milletine sunamamış olmasıdır. Bu, siyaset kurumunun ortak kusurudur ve ister istemez bu kusurun, bu ayıbın altında ezilen de siyaset kurumudur. Bugün daha çok teklifin, modelin retoriği ortaya kondu konjonktürel hararetlere atıf yapılarak, demokrasiye atıf yapılarak. Maalesef, bir Fransız, bir Amerikan, bir gelişmiş ülke parlamentolarında kurucu iktidar yetkisi kullanılır iken var olması gereken anayasa mühendisliği meselesi, mekanizma kolaycı üsluplarla gerçekten konuşmaya boğulmuştur.
Değerli arkadaşlar, Türk anayasalarımızın özellikle bir hükûmet sistemi vardır ve 1982 Anayasası'nın kuruluşundan bütün dönüşümlerine rağmen şu ana kadar bir hükûmet sistemi meselesi var, Parlamentoyla yürütme arasındaki ilişkilerin modellendirilmesinde sorun var. Evvela bugünkü cari hükûmet sistemi bir parlamenter sistem midir? Büyük harflerle ve altını çizerek ifade edeyim, Türk Anayasası, parlamenter sistem, saf bir parlamenter sistem modelinden mahrumdur. Üç tane unsuru var: Cari, Anayasa'mızın hükûmet sistemleri var. Bir, çıkış garantili vesayet sistemidir, Çankaya'nın modellemesi öyledir; Anayasa Mahkemesi modellemesi öyledir ve Millî Güvenlik Kurulu modellemesi öyledir yani darbe dönemi iradesinin demokratik dönemde de var olması için garantiler öngörmüş, vâkıâ, 2010 ve 2007 reformları vesayet kapasitesini büyük ölçüde geriletmişse de hâlen ortadan kaldırabilmiş değildir.
İkinci özellik, ikinci karakter: Mevcut Anayasa'mız başkanlık veya yarı başkanlık sistemine modellenmiş bir yürütme tarifi yapmaktadır. Anayasa'mızın, yanlış söylemeyeyim, 104'üncü madde olmalı, Cumhurbaşkanına verilen yetki ve hele son fıkrasında kanunlarla da cumhurbaşkanına verilecek görev formatı içerisinde, Anayasa'mızın bir parlamenter sistem tarif ettiği düşünülemez. Geride üçte 1'lik bölüm, etrafı kuşatılmış, soluğu kesik bir parlamenter sistem. Üzülüyorum ben. Burada parlamento sorunuyla parlamenter sistemi birbirinden ayıralım. Ben gerçekten acil bir parlamento reformuna ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. O konuda da "Siyaset Kurumunun Ortak Günahı Yasama Reformu" adıyla da makaleleştirdim o konuyu.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Hocam, bu değişikliklerle ilgili ne diyorsunuz?
AHMET İYİMAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, ne var, bu sistemin arızaları ne?
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Hocam, bu değişikliklere gelelim Hocam.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Sakin ol, Hocam anlatıyor.
AHMET İYİMAYA (Devamla) - Bir: Çift başlılık, gerçekten bu sistemin en büyük arızası ve ben şahsen büyük Atatürk'ten başlamak üzere Başbakan-Cumhurbaşkanı arasında kavganın...
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Yapma Hocam, yapma!
AHMET İYİMAYA (Devamla) - Değil efendim... Efendim, bakın...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Siz Genel Kurula hitap edin, bir manifesto yazıyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, istirham ediyorum, lütfen dinleyin, müdahale etmeyin.
AHMET İYİMAYA (Devamla) - Tarihi çok iyi biliyorum. Kurucu liderler İnönü'ye, Atatürk'e saygımız sonsuz ama gerçek bu. Herhangi bir cumhurbaşkanı veya başbakan örnekleyelim ki aralarında kavga olmasın.
İki: Koalisyon krizleri. Bakın, azınlık hükûmetinin kurulması görüşmelerini ben yürüttüm. Bir kişi, Parlamentoda bir temsilcisi var ve hükûmet kurmakla görevlendirildi. O görüşmeden sonra azınlık hükûmetine dönüldü ve arkadaşlar, zor zamanların büyük sorunlarını bu yapıyla çözemeyiz.
Çare var mı? Parlamenter sistem noktasında çare var mı? Var. Fransa denedi 1948'de, rasyonelleştirme reformu yaptı, olmadı; geldi De Gaulle, yarı başkanlığa geçti. Peki, şu anda parlamenter sistemi rasyonelleştirme... Olur, aşkın temsil, İtalya, Yunanistan. Yüzde 35'e yüzde 60 gücü verirsiniz, çift başlılık hariç ama koalisyonun problemlerini ortadan kaldırırsınız.
Şimdi, cumhurbaşkanlığı sistemi bir zarurettir. Keşke vaktim olsa, genişçe tartışsam ama burada, şu soru sorulabilir: Bu model, Adalet ve Kalkınma Partisinin kurucu iktidar yetkisini harekete geçiren teklif modeli çok mükemmel mi? Söyleyemeyiz. Bir defa, yeni bir deneme ve şöyle...
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Hocam, bu nasıl, bu; bu değişiklik nasıl?
AHMET İYİMAYA (Devamla) - Şu anda bu model, bizce, bize göre, emsallerine göre bu sorunu çözebilecek bir modeldir. Geçiş süreci, bizim en büyük öğretmenimiz olacaktır. Tercihimizdeki hatayı, tercihimizdeki dönüştürme zaruretlerini bu geçiş süreci bize anlatacaktır.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Ondan sonra ilk 4 madde mi var Hocam? Geçiş sürecinden sonra ilk 4 maddeyi mi değiştireceksiniz?
AHMET İYİMAYA (Devamla) - Sadece Meclisi feshetmeyle ilgili unsuru sizlerle paylaşmak istiyorum arkadaşlar. 1993'te, rahmetli Özal büyük anayasa mühendisi George Wedel'i Türkiye'ye davet etti ve başkanlık sistemi, cumhurbaşkanlığı sistemi konusunda geniş bir tartışma açıldı Demokrasi Vakfında. Orada, bakın, değerli arkadaşlar, parlamentonun feshi değil, infisah etkili fesih yani immobilizasyon, hareketsizlik durumunun meydana gelmesi hâlinde iki gücün, yasama ve yürütme, bir mekanizmayla bir çözüm noktasına getirilmesi için "Ben senin görevine son veriyorum ama benim de kellem kesilecek..." O aynen şöyle: Bu, medeni terördür. Nedir o? Zorunlu uzlaşmadır. Öyle uzlaşalım ki mekanizma yoluyla, uzlaşmazsak gidiyoruz. Zorunlu uzlaşmadır.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Hocam, süre bitti, bugüne gelmediniz; süre bitti, süre.
AHMET İYİMAYA (Devamla) - Uzlaşma olmadı, doğrudan halka gidilecek, halk hakem olacak.
Değerli arkadaşlar, madde, milletvekili sayısını artırmaktadır. 1960 yılından evvel, değerli arkadaşlar, Türkiye'de nüfusa...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Hocam, süre bitti, süre.
BAŞKAN - Sayın İyimaya...
AHMET İYİMAYA (Devamla) - Bir dakikada bitiriyorum.
BAŞKAN - Tamam, bir dakikada bitirin. Keşke zaman olsa da şöyle dakikalarca, saatlerce sizi dinleyebilsek ama...
AHMET İYİMAYA (Devamla) - Keşke, keşke... Faydalı olurdu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Buyurun, bir dakikada bitirelim.
AHMET İYİMAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, ben bu teklifin süreç içerisinde önergelerle veya değil, hayırlı olacağını düşünüyorum ve tartışmalar tamam, tarihe, demokrasiye atıf tamam ama bir de mekanizmaya, mekanik yapıya yönelelim diyorum.
Hayırlı olsun.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)