| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 13.01.2017 |
DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; engelli vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik verilmiş olan önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, engelli vatandaşlarımızın günlük yaşamda karşılaştığı sorunlar hepimizin malumu. Bu vatandaşlarımızın sadece bedensel engeli olabilir, görme engeli olabilir, işitme engeli olabilir ya da daha ağır bir engeli olabilir. Bugün, günlük yaşama çıktığında, sokağa çıktığında, çıkmak istediğinde veya kendi evinde birtakım faaliyetlerini kendi başını yürütmek istediğinde -sokağa çıkmadan bile- ne tür engellerle karşılaştığını çoğumuz biliyoruzdur çünkü çoğumuzun etrafında -ailesinde olmasa bile- mutlaka engelli biri, engeli olan biri vardır.
Engelli çocuklarımızın, gençlerimizin eğitimde karşılaştığı sorunlar oldukça fazla. Bir kere, şu algıdan vazgeçmemiz gerekir: Engel eğitime mâni değildir. Bir kişi görme engelli olabilir. Bu, onun iyi bir meslek elemanı olamayacağı anlamına gelmez ki biliyoruz biz, üniversitede görme engelli arkadaşlarımız vardı ve çoğunun notları bizim notlarımızdan daha yüksekti. Bir avantajları vardır, göremezler ama başka duyuları daha fazla gelişir çünkü oraları daha fazla kullanmayı öğrenmişlerdir. Yine, bedensel engeli olabilir ama eğitimde karşılaştıkları sorunlara bakıyoruz, birçok okulumuzda engelli çocuklarımızın sınıfları yüksek kattaysa sınıflarına çıkabilmeleri bile sorun. Hâlâ annesinin sırtında okula gitmeye çalışan, annelerin, o yüce yürekli annelerin sırtında taşıdığı engelli çocuklarımız var. Yine, sınıflarda karşılaştıkları sorunlar var. Gerekçeyi okudum, gerekçede kaynaştırma eğitimiyle ilgili bir eleştiri vardı. Aslında kaynaştırma eğitimi kötü değildir. Biliyorsunuzdur, daha önceden dile getirmişimdir, belki hatırlarsınız, ben yirmi yıl Millî Eğitim Bakanlığının değişik eğitim kurumlarında görev yaptım ve kaynaştırma eğitimine aldığımız öğrencilerimiz oldu. Kaynaştırma eğitimi için doğru kararlar verilirse ve iyi uygulamalar yapılır, iyi sınıf yönetimi yapılırsa sadece kaynaştırmaya alınan o öğrencilerin becerileri, eğitimi artırılmış, geliştirilmiş olmaz, sadece o çocuk için değil, diğer çocuklar için de bir gelişim fırsatıdır. Ne açıdan gelişim fırsatıdır? Empati kurma açısından bir fırsattır. Karşıdakini anlama, davranışlarını ona göre yönetme konusunda iyi bir eğitim aracıdır.
Hatta, ben size bir örnek vermek istiyorum. Bundan yıllar önce, bir öğrencimiz... Bakın, bir de şu vardır: Doğuştan engelli olmayabiliriz, bazen hastalıklar sebebiyle engellilik durumu ortaya çıkabilir, kazalar buna sebep olabilir. Bir öğrencimiz geçirdiği ağır bir epilepsi nöbeti sonucu 4'üncü sınıfta okuma ve yazmayı unuttu. Ne oldu biliyor musunuz? Çocuğun içinde bulunduğu sorun -zaten hastalığın getirdiği bir sıkıntı var- bir de kaybettiği becerilerle birlikte çocukta yoğun strese sebep oldu, davranış bozukluğuna sebep oldu. 4'üncü sınıfta okuyan çocukların empati kurma becerileri çok yüksek değildir ve sınıfta duygusal ve sözel istismara uğradı uzun süre, diğer çocuklar onu anlayamadı. Aileler o çocuğu sorunlu kabul etti ve o çocuğun sınıftan uzaklaşmasını istedi. Nihayetinde, bu çocuğumuzu ilgili kurumlara, RAM'a gönderdik, kaynaştırma eğitimi kararı alındı ve kaynaştırma eğitimi kararı alındıktan sonra ne oldu, size anlatayım. Öncelikle olarak -iyi bir sınıf yönetimi çok önemlidir deriz ya- çocuğumuzu rencide etmeden sınıftan aldık, çocukları eğittik, arkadaşının durumundan bahsettik ve arkadan aileleri eğittik. Öğretmenlerimizi en başta eğitmiştik. Çocuğa uygun bir eğitim programını sınıfta verdik ve bu çocuğumuz altıncı sınıfta tamamen kendine olan güvenini daha da kazanmış, ders notları yükselmiş olarak devam ederken, yedinci sınıfta okul korosuna girdi, öğrenci temsilcisi adayı oldu ve çok güzel de not aldı. Sekizinci sınıfa geldiğinde, bitirmek üzereyken okula müfettişler geldi. Müfettişlerden ricada bulundum "Arkadaşlarımız çok özverili davrandı, o kadar iyi yönettiler ki süreci. Bakın, bu çocuğumuz çok iyi noktaya geldi -zaten hastalığı da tedavi ediliyordu- lütfen, arkadaşlarımı onore eder misiniz, bir teşekkür yazılabilir." dediğimde -bugünkü TEOG o zaman OKS- "OKS'den yüksek puan mı aldı?" dedi. Tabii ki o çocuğumuz o anda OKS'den yüksek puan alabilecek güce sahip değildi ama bir ilköğretim müfettişi bile kaynaştırma eğitiminin ne olduğunu, nasıl uygulanması gerektiğini bilmiyorsa tabii buradaki milletvekili arkadaşlarımın, eğitime uzak olan arkadaşlarımın bilmesi de mümkün değil. O çocuğumuz şu anda, iyi bir üniversitede, hem de devlet üniversitesinde çok güzel bir bölümde okuyan, öğrenciliği devam eden bir çocuğumuz ve hem ailesi çok mutlu hem kendisi çok mutlu hem de içinde yetiştiği sınıf çok güzel, beceriler kazandı. İşte, eğitim bu kadar önemli ve engelli çocuklarımız için kaynaştırma eğitiminin önemi, iyi uygulandığı takdirde çok önemli.
Günlük yaşamda -bahsedildi, çok fazla da vakit almak istemiyorum- yollar, ulaşım, tabii ki bunlar hepinizin malumatı, yolları düşünürken "Arabalarımız nasıl gidecek?" diye düşünüyoruz da "Engelli vatandaşımız nasıl geçecek?" diye düşünmüyoruz.
Kentsel yapılanma, kentsel planlama çok önemli. Devlet binalarında dahi engelli vatandaşlarımızın rahat başvurusunu sağlayacak koşullar oluşturulmamış. Kaymakamlıklar biliyorum, emniyet müdürlükleri biliyorum engelli bir vatandaşımızın bir kattan bir kata çıkamayacağı.
Yine, istihdam sorunlarını dile getirmek istemiyorum, malumunuz; ki hepimiz biliyoruz, bunlar çok konuşuldu. Ancak güvenlik ve istismar konusunda sadece engelli çocuklarımız, gençlerimiz, vatandaşlarımız için değil tüm bireylerimiz için yapılacak çok fazla şey var.
Kabul ediyorum, iktidarınız döneminde bir şeyler yaptınız, güzel şeyler de olmuş olabilir engelliler için ama iyi olmayan şeyler de var, eksik olan şeyler var. Engelliler muhtaç bireyler olarak görülmemeli, sunulan yardımlar, oy garantisi yaratma koşulları oluşturulmak için sunulmamalı ve bugüne kadar yapılan dayatmalardan vazgeçilmeli. "Eğer oy vermezseniz siz bu haklarınızı kaybedersiniz." denildiğini biz sahalara çıktığımızda maalesef çok duyduk. Engelli bireylerimiz bizim en değerli emanetlerimiz. Yine engelli bireylerin, engelli ailelerin ebeveynlerinin çocuklarına da sahip çıkmamız gerekiyor, belli haklardan yararlanamıyorlar ve yine engelliler vatandaşlarımıza direkt ulaşarak yardım sunulmalı, onların gelerek yardım istemesi beklenilmemeli, bu konuda düzenlemeler yapılmalı.
Yapılacak çok şey var. Lütfen, yaptıklarınıza bakıp iktidar partisi olarak övünmeyin, daha katedilecek çok yol var. Bütün vatandaşlarımızın güvenliği sağlandığı zaman, bütün vatandaşlarımızın yaşam hakları korunduğu ve en iyi şartlarda yaşamasının sağlandığı zaman görevimiz tamamlanmış olmayacak, ondan sonra da koruma dönemi başlayacak, inşallah, o noktaya geliriz. Bütün bunların yapılabileceği günleri özlemle bekliyorum. Hep birlikte yapabileceğimizi umuyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Depboylu.