GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:10.10.2012

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 197 sıra sayılı Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı'nın 17'nci maddesi üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bizi izleyen değerli işçi ve sendikacılarımızı da saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, sendikalar örgütlü toplumun asli unsurlarıdır ancak ülkemiz sendikal hakları tanıma konusunda çağın çok gerisinde kalmış hatta sırf sendikal hakları tanımamak için imzaladığı anlaşmalara ve ILO sözleşmelerine çekinceler eklemiştir. Türkiye'de 24 Ocak 1980 ekonomik kararlarıyla başlayan ve 12 Eylül 1980 askerî darbesiyle kurumlaştırılan yapı günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Bu dönemde ucuz iş gücü istihdamı temel gelişme politikası olarak belirlenmiş, Türkiye sanayisinin rekabet gücü emeğin ucuzluğu üzerinden güçlendirilmeye çalışılmıştır. Bu politikanın temel araçları baskı ve şiddet uygulamalarıyla askerî darbe döneminde çıkarılan toplu iş ilişkileri yasalarıdır. Bugün de yürürlükte olan 2821 ve 2822 sayılı bu yasalara göre sendikal örgütlenmenin tüm çalışanlarına yayılması engellenmiş, toplu sözleşme uygulamasının ve grev hakkının sınırları olağanüstü dar tutulmuştur. Bu nedenle 2821 ve 2822 sayılı sendikal yasaların sendika üyeliğine, sendikal faaliyetlere, toplu sözleşme düzeyine, grev hakkının kullanımına ilişkin hükümlerinde Uluslararası Çalışma Örgütünün sözleşmelerine, sendikal özgürlüklerle ilgili evrensel kurallara ve Avrupa Birliğine üyelik koşullarına aykırılık gösteren çok sayıda düzenleme söz konusudur. Avrupa Birliğinin Türkiye'yle ilgili ilerleme raporlarında, ülkemizin sosyal haklar ve iş hayatıyla ilgili düzenlemelerde pek de başarılı olmadığını, yapılması gereken daha pek çok şeyin olduğunu üzülerek takip ediyoruz.

Üzerinde konuştuğumuz yasa tasarısı da birtakım iyileştirmeleri kapsamakla beraber, maalesef hataları bulunan ve bu hâliyle son derece eksik bir yasa tasarısıdır. Bu anlamıyla işçilerin sendikal haklarıyla ilgili düzeltmelere gidilmesi gerekirken, sendikalar içi boş, yetkisiz ve özellikle uygulanması düşünülen baraj sistemiyle hükûmetin güdümünde sivil toplum örgütlerine dönüştürülmek istenmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının sendika üyeliğini düzenleyen 17'nci maddesi uyarınca, aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden çok sendikaya üyelik yasaklanmıştır; ancak farklı işverenlere bağlı iş yerlerinde, aynı iş kolunda ve aynı zamanda çalışan işçilere birden çok sendikaya üye olma imkânı getirilmektedir. Maddenin bu hâliyle düzenleniş şekli çelişkilidir. Bir defa, bir işçinin aynı zamanda farklı işverene bağlı olarak çalışması mümkün değildir. Bu hüküm kısa süreli ve çağrı üzerine çalışma gibi düzenlemeleri hedef alıyorsa bile, farklı işverenlerde ancak farklı zamanlarda çalışmak söz konusu olabilir. Metni, ancak farklı zamanlarda farklı iş kollarında faaliyet gösteren işverenlere bağlı çalışanlar için iki ayrı sendikaya üye olma hakkı şeklinde düzenlemekte yarar vardır. Kaldı ki işverenlerin şirket içinde farklı şirketler kurarak, ama muvazaa yoluyla aynı işletmede aynı işte çalıştırıldıkları işçiler açısından düşünüldüğünde, bu kez çok karmaşık yetki sorunlarıyla karşı karşıya kalınacağı açıktır. Aynı iş kolunda iki farklı sendikaya üye olmak, gerek baraj ve gerekse yetki çoğunluğu uygulamalarında ciddi sorunlar yaratacaktır. Daha da önemlisi bu şekilde sistem yine katı bir idari ve siyasi vesayet altında tutulmaya çalışılmaktadır. Bu durum, sendikal hak ve özgürlükleri teminat altına alan normlara açık bir aykırılıktır.

Sendikalara üyelikte noter sisteminin kaldırılmış olması olumlu bir düzenlemedir, ancak e-devlet uygulaması sanal dünyadaki usulsüzlük ve yolsuzluklar karşısında ciddi kuşku ve endişeleri beraberinde getirmektedir. E-şifre yerine parmak okutma sisteminin uygulanması daha sağlıklı bir yöntem olarak görünmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mecliste görüşülmekte olan tasarı, Türkiye'nin uymakla yükümlü olduğu ILO sözleşmeleri başta olmak üzere, uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Tasarı, mevcut yasaların barışçı, yasakçı, kısıtlayıcı mantığını sürdürmekte; mevcut mevzuatı birkaç makyajla yeniden önümüze koymaktadır. Bu bağlamda işçilerin sendikal haklarını adil bir biçimde yeniden düzenleyerek, sendikaları gerçek anlamda sendika kimliğinden koparmayacak yasal değişikliklere gidilmesi gerekmektedir.

Bu vesileyle tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.