| Konu: | Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydın'ın Cumhurbaşkanına yönelik bazı ifadelerle ilgili görüş bildirmesinin İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında usul görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 59 |
| Tarih: | 15.01.2017 |
AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle söyleyelim ki niyetimiz, burada gereksiz polemikler üzerinden şu Meclisin zamanını çalmak vesaire gibi bir muradımız yok bizim ama şunu da ifade edelim ki mesela benden önceki hatip çıktı konuştu, konuştuklarının ve anlattığı bilgilerin hiçbirine katılmamakla birlikte sadece onun düşüncesi olduğu için saygı duyarım ben. Aynı saygıyı biz kendi gerçekliklerimiz üzerinden oluşturduğumuz düşüncelerimize de bekliyoruz. Bizim de tarih bilgilerimiz var. Kaşgarlı Mahmut'un 1074 yılında ilk çizdiği haritada "Erdu'l Ekrad" Kürtlerin toprağı, 12'nci yüzyılda Selçuklu Sultanı Sencer Sultan "Kürdistan" kavramını ilk kullanandır.
Yine, 1512 ile 1520 arasında Osmanlı'ya padişahlık yapmış olan Yavuz Sultan Selim İdrisi Bitlisi'ye yazdığı mektupta "kürdistan" kavramlarını sıklıkla kullanıyor. Bu, ilk kez 19'uncu yüzyılda falan kullanılmış değildir. Bunu Osmanlı arşivlerinden, salnamelerden pekâlâ arayıp bulabiliriz ama şunu söyleyelim; bakın, şu çok önemli bir ayırt edici çizgidir: Biz demokratik siyaseti sözle yaparız, demokratik siyaset sözle olur ve farklı örgütlenmiş yapıların sözleri, siyasi söylemleri farklı olur. Eğer biz söz, ifade, düşünce özgürlüğünü kısıtladığımız anda dünyanın neresinde olursanız olun şiddet zeminini güçlendirmiş ve onun potansiyelini açığa çıkarmış olursunuz. Biz HDP olarak elimizden geldiğince bu ülkede şiddetin, silahın hak arama yöntemi olmaktan çıkarılması için bütün enerjimizi harcıyoruz. Ama kalkıp partilerin birbirlerini, geçmiş dönemde hangi partinin kiminle görüştüğü ve ilişki kurduğu üzerinden suçlanmasını anlamsız buluyoruz. Bu ülkeye kalıcı, onurlu bir barış gelmesi, bu ülkedeki her insanın mutlu olması için herkesle görüşmeye hazır olduğumuzu, bu ülkeyi mutlu etmek, bu toplumu mutlu etmenin de buradaki her siyasetçinin temel görevi olduğunu düşünüyoruz biz. Kimseyle görüştüğümüz için pişman değiliz çünkü biz halisane duygularla görüşüyoruz. Bizim görüştüğümüz hiçbir süreçte kan akmamıştır. Bizim görüşme konularımızın hiçbirisi şiddet üzerine temellenmemiştir. Bizim için esas olan budur ya değilse herkes herkesle görüşebilir. Bunun ötesinde çok farklı yerlere götürebiliriz.
"Kürdistan" kavramının kullanılmasını da demokratik siyasetin söz kullanma özgürlüğü temelinde ele alınmasını, bunun bu ülkeyi bölme amacıyla kullanıldığı kaygılarını da, söylemlerini de, eleştirilerini de reddediyorum.
Bütün Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.