| Konu: | Diyarbakır'daki bombalı saldırıda hayatını kaybeden 4 polise Allah'tan rahmet dilediğine, yaklaşık seksen gündür tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanları ve milletvekillerinin yargılandıkları dosyaların tamamının kürsü dokunulmazlığı, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken ifadeler olduğuna ve geçen hafta bir arkadaşlarının kürsüde düşünce ve ifade hürriyetinin 3 parti tarafından engellendiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 17.01.2017 |
AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün Diyarbakır'da cereyan eden bir bombalı saldırı olayında hayatını kaybeden 4 polise Allah'tan rahmet diliyorum ve hiçbir şekilde, her ne sebeple olursa olsun, bu ve benzeri saldırıları kabul etmediğimizi, kabul edilemez olduğunu ifade ediyorum ve bu ülkenin gündeminden özellikle ölümlerin, akan kanın, şiddetin, silahın bir an önce çıkması gerektiğini çok net bir şekilde ifade ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekillerimiz yaklaşık seksen gündür tutuklu. Yargılandıkları dosyaların tamamı kürsü dokunulmazlığı, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken ifadeler. Hiçbir eylem, dosyalarında suç veya iddia unsuru olarak belirtilmiyor; tümüyle, katılmış oldukları etkinliklerde yapmış oldukları konuşmalar. Öyle ki şu kürsüden kullanılan sözler bile fezlekeye, fezlekeden iddianameye dönüştürülmüş durumda.
Çok net söylüyoruz: Demokratik siyaset sözle yapılır. Mecliste sözün hükmünü yitirmemesi lazım. Bu nedenle, söz hükmünü yitirirse, siyaset hükmünü yitirirse kendi elimizle şiddet ortamına zemin sunmuş oluruz, onun potansiyelini artırmış oluruz. Bugün maalesef, uygulamaların tamamı, sözün ve siyasetin alanını daraltan, şiddetin zeminini güçlendiren bir noktaya tekabül ediliyor. Söz ve siyaset kıymetsizleştirilmemelidir.
Bugün siyasi iktidar yasaları, Anayasa'yı tanımadan her şeye kanuni bir kılıf bulmaya çalışıyor. Şimdi de yapılmak istenen değişiklikle, yapılan uygulamalara anayasal bir kılıf geliştirilmeye çalışılıyor. Diğer yandan, tarafsız olması gereken kurumlar maalesef...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
Bir dakika ek sürenizi veriyorum.
AHMET YILDIRIM (Muş) - ...tarafgirlik üzerinden... Meclis yönetimine bile, geçen hafta olduğu üzere, Meclis başkan vekilliğine kadar parti kimliği taşınmıştır.
İfade edelim ki bakın, geçen hafta, bir arkadaşımızın kürsüde düşünce ve ifade hürriyeti bariz bir şekilde 3 parti tarafından engellenmiş, burada, bundan hareketle, bir tarihsel, sosyal olgunun kişisel tespitine alan bırakılmamıştır. Bundan Türkiye'nin kazanabileceği hiçbir şey yoktur. Bir önceki Meclis Başkanımız -özellikle kendi ifadesiyle söylüyorum- Sayın Çiçek demişti ki: "Bu soykırım olmuş olsa bile bunu tespit edecek ya da cezalandıracak olan kurum siyaset kurumu değildir."
Geçen hafta şu Meclis hukuk ve yargı görevine soyunmuştur. Buradan hareketle söylüyoruz: Olmamış bir soykırım söylemekle vuku bulmaz ya da olmuş bir soykırım var ise bunu reddetmekle bu gerçekliği ortadan kaldıramayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET YILDIRIM (Muş) - Herkes kendi sözünü söyleyebilmeli, herkes kendi siyasetini üretebilmeli. Biz ancak şiddeti, silahı ve buna meyleden ortamı bu şekilde yok edebiliriz diyorum.
Bütün Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.