| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 17.01.2017 |
HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisinin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen olağanüstü hâl kapsamında yapılan gözaltı ve tutuklamaların Meclis aracılığıyla incelenmesi amacıyla vermiş olduğu araştırma önergesi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlarım.
Sözlerimin başında, ülkemizin birliğine, beraberliğine kasteden alçak terör saldırılarını lanetliyor, alçak ve hain terör örgütlerince şehit edilen askerimiz, polisimiz başta olmak üzere tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Ayrıca, yılbaşı gecesinde ülkemizin huzuruna kasteden ve 39 vatandaşımızı hunharca katleden saldırganın yakalanması noktasında büyük gayret gösteren ve teröristi yakalayan Emniyet teşkilatımıza ve Sayın Bakanımıza şahsım adına teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 15 Temmuz akşamı başta Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve yargı teşkilatımız olmak üzere toplumun her kesimine sızmış Fetullahçı terör örgütü mensubu hainler ve bunlara destek veren sivil unsurlar tarafından, devletimiz ve milletimiz aleyhine darbeye teşebbüs etmek suretiyle ülke genelinde yaygın terör faaliyeti gerçekleştirilmiştir. Terör örgütü mensupları, demokratik hukuk düzenini ortadan kaldırıp yerine totaliter bir rejim getirerek Türkiye Büyük Millet Meclisini yok etmek, Hükûmeti ortadan kaldırmak ve halkın oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanına suikast girişiminde bulunmuştur.
Değerli milletvekilleri, bir hususa dikkatinizi çekmek isterim: O gece milletimiz hiçbir hesap yapmadan meydanlara çıkarak tanka, uçağa, helikoptere karşı mücadele etmeseydi bugün bu Meclis kapalı olacak ve bizler burada olmayacaktık. Canları pahasına darbeyi ve terörü defeden, vatanına, bayrağına sahip çıkan bu millet devletimizden, Meclisimizden, Hükûmetimizden hain ve sinsi tüm terör örgütleriyle etkili ve sonuç alıcı şekilde mücadele etmemizi beklemektedir.
15 Temmuz akşamı meydanlara çıkarak tarihimizin görebileceği en alçak, en kuralsız darbe girişimi ve terörü bertaraf eden aziz milletimiz, devlete, Meclise ve Hükûmete bir görev, bir talimat vermiştir. Bu talimat, bu görev de başta yıllarca hiçbir kural, nizam ve kutsal tanımadan devlet kurumlarına sızan ve neticesinde millî iradeye kasteden FETÖ terör örgütü başta olmak üzere, milletimizin huzuru, birliği, beraberliğine, vatanımızın bölünmez bütünlüğüne kasteden adı ne olursa olsun tüm terör örgütleriyle etkili ve ivedi biçimde mücadele etmektir. İşte, Hükûmetimiz de milletin verdiği talimat, yetki ve sorumlulukla anayasal yetkisini kullanarak ülke genelinde olağanüstü hâl ilan edilmesine ve bu alanda kanun hükmünde kararnameler çıkartmakta ve terörle etkili şekilde mücadelesini sürdürmektedir. Hükûmetimiz çıkarmış olduğu kanun hükmünde kararnamelerle terör örgütüyle etkili şekilde mücadele etmeyi amaçlamaktadır.
Önerge içeriğine baktığımızda, belediyelere hukuksuz bir şekilde kayyum atandığı, belediye başkanları ve Meclis üyelerinin tutuklandığı ve ayrıca milletvekillerinin hukuka aykırı şekilde tutuklandığı iddia edilmektedir.
Sayın milletvekilleri, şu hususu net olarak belirtmeliyiz: Belediye başkanının veya milletvekilinin suç işleme özgürlüğü yoktur. Milletin oyuyla seçilmiş olmak kimseye suç işleme özgürlüğü vermez.
Meclisimiz yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin haklarında dosya bulunan milletvekillerinin dokunulmazlıklarını 8 Haziran 2016 tarihi itibarıyla kaldırmıştır. Bu işlem yapılırken AK PARTİ, CHP, MHP, HDP diye ayrım yapılmadı. Dokunulmazlıkları kaldırıldıktan sonra doğal olarak yargı da işini yapmaya başladı, ilgili milletvekillerini ifadeye çağırdı. Bunların arasında ana muhalefet ve muhalefet partisinin genel başkanları da vardı. Bu kişiler ne yaptı? Yargının kararına saygı duyarak gidip ifadelerini verdi ama HDP milletvekillerinin tamamı davete icabet etmedi, ifade vermedi. Kanunumuz çok açık: Eğer ifade vermeye gitmiyorsanız zorla getirilirsiniz, hukuk gereğini yapar. Bu kişilerin bu kapsamda, suçları birden fazla işlediğine dair soruşturma mevcuttur. Fakat ne ilginçtir ki kamuoyunda bu kişiler sırf "HDP milletvekili" diye, hatta daha da ileri giderek "Kürtlerin haklarını savunuyor." diye tutuklandığına ilişkin bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Böyle bir şey söz konusu bile olamaz. O soruşturmada tutuklanmayan milletvekilleri de var, kimse buna bir şey demiyor. Yargı tarafsız ve bağımsız bir şekilde, hukuka uygun olarak karar veriyor. Herkesin hukuka saygı duyması gerekiyor. Bakın, daha geçtiğimiz hafta, tutuklanan milletvekillerinden bir kişi tahliye edildi yani ortada biten bir şey yok. Yargı görevini yapıyor. Hepimizin bu süreci sabırla beklemesi gerekiyor. Milletvekili olmamız kimseye suç işleme özgürlüğü vermez, hele hele hiç kimse, her ne sıfatla olursa olsun teröre destek veremez. Terörden en muzdarip olan ülkelerden biri olarak terörle etkin mücadele etmekte kararlıyız. Bu kapsamda devletin parasını kullanan belediyelerin de teröre destek vermesini önlemek için gereği yapılmaktadır.
Türkiye, son dönemde birçok terör örgütüyle mücadele etmektedir. 2015 Temmuz ayından bu yana bilhassa terör örgütü PKK ülkemizin çeşitli yerlerinde başta yaşam hakkı olmak üzere özgürlük ve güvenlik hakkı, konut dokunulmazlığı ve mülkiyet hakkı gibi temel hakları hedef alan terör saldırıları gerçekleştirmeye başlamıştır. Ülkemizde meydana gelen terör saldırıları sonucu çok sayıda sivil ve güvenlik görevlisi yaşamını kaybetmiştir. Bu bağlamda terör saldırılarının yoğunlaştığı ülkemizde sivillerin yaşam haklarını korumak, kamu düzenini yeniden tesis etmek ve terörle etkin mücadele etmek için hukuka uygun olarak öncelikle sokağa çıkma yasağı kararı alınmış ve uygulanmıştır. Sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması için yapılan tedbir talepleri Anayasa Mahkemesi ve AİHM tarafından reddedilmiştir. Yaşanan bu süreç olağanüstü hâl kapsamında alınması gereken tedbirlerin yalnızca FETÖ'yle sınırlı kalmaması gerektiğini ortaya koymuştur. Zira darbe girişiminden sonra da gerek PKK gerekse DEAŞ terör örgütünün faaliyetlerinde azalma olmamıştır. Güvenlik görevlilerimiz terörle mücadele kapsamında yürüttüğü tüm operasyonlarda yetkisini hukuka uygun olarak, kanunilik, meşru amaç ve ölçülülük kriterlerine azami özen göstererek kullanmaktadır. Ancak terör örgütü hendek kazmak suretiyle özerk bölgeler oluşturmak istemiş ve silahla halk üzerinde baskı yapmıştır. Hâlen güvenlik güçlerine karşı her türlü ağır silahları kullanmakta, bombalı tuzaklar kurmakta, kesinlikle teslim olmaya yanaşmamaktadır. Bu sebeple öz yönetim, özerklik ilan edilmesiyle ilgili belediye olanaklarını terör örgütüne tahsis eden ve basın açıklamaları yaptığı iddialarıyla açıkça terör örgütlerine destek verdikleri anlaşılan belediye başkan veya görevlilerinin soruşturmalar kapsamında alınması gerekmiştir.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Ankara, ne olacak Ankara? Kendisi söylüyor. FETÖ terör örgütü değil mi?
HİLMİ BİLGİN (Devamla) - Belediye başkanları ve diğer belediye görevlileri Anayasa'nın 127'nci maddesi, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 45 ve 47'nci maddeleri hükümleri de göz önünde bulundurularak geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırılmaları gerektiği kanaatine varılmış ve İçişleri Bakanlığı tarafından uzaklaştırılmışlardır. Olağanüstü hâl kapsamında çıkarılan 674 sayılı KHK'yla Belediye Kanunu'na ekleme yapılarak terör örgütlerine yardım ve yataklık iddiasıyla tutuklu ve görevi sona ermiş belediye başkan, başkan yardımcısı veya meclis üyesinin yerine İçişleri Bakanı veya vali tarafından görevlendirme yapılması hükme bağlanmıştır.
Terör suçları kapsamında görevden uzaklaştırılan belediye başkanlarıyla ilgili birkaç hususu sizlere aktarmak istiyorum. Halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanlarından bazılarının kamu kaynaklarını terör örgütüne yardım amacıyla sarf ettikleri yürütülen soruşturma ya da kovuşturmalarda tespit edilmiştir. Halkın oyuyla seçilmiş olsalar dahi hiç kimse terör örgütüne destek veremez, iş makinalarıyla çukur kazamaz, yollara patlayıcı yerleştiremez. Belediyelerin asli işi vatandaşa hizmet sunmaktır. Bu kapsamda 674 sayılı KHK'nın 13'üncü maddesi uyarınca 25'i PKK terör örgütüne üyelikten, 5'i de FETÖ/PDY örgütüne üye olmaktan toplam 32 belediye başkanı görevden uzaklaştırılmıştır ve söz konusu belediyeler için görevlendirilmeler yapılmıştır.
Şunun altını çizmek gerekir: Görevden uzaklaştırma ve yerlerine başkan vekili atanması bir idari tedbirdir. Soruşturmalar ve yargılamalar neticesinde ceza almayanlar tabii ki görevlerine dönebilecektir. Görevden uzaklaştırmalar sonrası örgütün eylem çağrılarıysa halk nezdinde itibar görmemiştir çünkü yıllardır örgütün baskısı altındaki halk hizmet beklemektedir. Ayrıca, belediyelere belediye meclisi dışında başkan vekili görevlendirilmesi sadece terör suçlarıyla ilgilidir çünkü terör suçları kolektif olarak tüm belediye imkânlarıyla işlenen bir suçtur. Nitekim belediye başkanlarının terör suçu dışında bireysel soruşturmaları nedeniyle görevden uzaklaştırılmaları hâlinde belediye meclisi kendi arasında bir başkan vekili seçmektedir. Bu husus Belediye Kanunu madde 45'te düzenlenmiş. Örneğin Kars Digor ve Elâzığ Karakoçan Belediye başkanları haklarındaki yolsuzluk soruşturmaları nedeniyle görevden uzaklaştırılmış ve yerlerine belediye meclis üyelerinin kendi aralarında bir başkan vekili seçmiştir.
Son olarak, bölgede siyasetin üzerindeki tek baskı PKK terör örgütünün baskısıdır. Pek çok AK PARTİ siyasetçi örgütün hedefi olmuş, evlerinde çocuklarının gözleri önünde öldürülmüştür.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin, milletimizin birliğine, beraberliğine, bayrağımıza ve kutsal değerlerimize karşı girişilen her türlü terör olaylarının ve adı ne olursa olsun tüm terör örgütlerinin ve bu hain örgütlere doğrudan ve dolaylı destek verenlerin tespit edilmesi ve hukuk devleti içerisinde hesap vermesi, kendini yerli ve millî hisseden her kesimin ortak beklentisi ve görevidir. Hükûmetimizin hukuk kuralları içerisinde yapmakta olduğu işte tam budur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HİLMİ BİLGİN (Devamla) - Sayın Başkanım, tamamlayayım.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen, bir dakika daha veriyorum.
HİLMİ BİLGİN (Devamla) - Tabii, bu mücadeleden rahatsız olanlar vardır ve olacaklardır da. Ancak, aziz milletimiz emin olsun ki bu konuda en küçük bir zafiyet gösterilmeyecek ve terör örgütleriyle, bunlarla etkili ve kararlı şekilde mücadele edilmeye devam edilecektir. Bu nedenle, milletten yetki ve sorumluluk alarak görev yapan her siyasi parti, terörle mücadele noktasında hassas olmalı, bu konuda yapılan mücadeleyi zafiyete düşürecek terör örgütlerinin oluşturmaya çalıştığı mağduriyet algısına prim vermemelidir.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)