| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 17.01.2017 |
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 24'üncü maddesinde verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Getirdiğiniz borç erteleme ya da yeniden yapılandırmaya tabii ki yurttaşlarımız adına destek veriyoruz ama bunlar kaç kişi? Geçen de burada -çok iyi hatırlıyorum- dediniz ki: "Şu kadar kişi başvurdu, koştura koştura gittiler, gece saat on ikiye kadar açtık, şu kadar kişi yapılandırdı." Şimdi, anlıyoruz ki daha başvuramayanlar varmış. Net bir bilgi verirseniz gerçekten memnun olacağız.
Bir de geçen sefer de unuttuğunuz, şimdi tekrar unuttuğunuz bir kitle var, çok borçlular: Çiftçiler. 17 milyon kişiler. Haberiniz var mı acaba bunlardan? Hani köyünden çıkamayan, cebinde çay parası olmayan, alın terinin karşılığını toprağa gömen çiftçilere iki hafta önce Tarım Bakanı bir müjde verdi, dedi ki: "Size bir iyi haberim var. Süt fiyatına 6 kuruş zam yaptık." Ama çiftçi köyüne gittiği zaman bir kötü haberle karşılaştı, yem fiyatına 7,5 kuruş zam geldi. Yani hem verdiniz, öbür taraftan da başkaları aldı. Böyle olmaz. Üreten bir Türkiye'yi kurmak istiyorsak çiftçimizi desteklemek zorundayız. Verdiğiniz bütçe 12,8 milyar lira ama şu son yaşadığımız Anayasa görüşmelerinden dolayı, doların artmasından dolayı herkesin cebinden aldığınız para 168 milyar lira. Yani doğru dürüst bir ekonomi politikanız yok, doğru dürüst bir tarım politikanız yok. Ülkeyi artık yönetemiyorsunuz.
Bakın, çiftçiye verdiğiniz 12,8 milyar lira yıllık bütçenin tam 6 katı çiftçi borçlu, yani 70 milyarı aşan borcu var. Her çiftçinin cebinde, inanın, 3 tane, 4 tane kredi kartı var. Mazotunu bununla alıyor, gübresini bununla alıyor ama borcunu ödeyemiyor. Borcunu ödeyemediği için bankalara gidiyor, tarım kredi kooperatiflerine gidiyor, borcunu ertelemek istiyor, yeniden yapılandırmak istiyor ama yapmıyorlar. Bu sefer de çiftçimiz maalesef tarlasını satıyor, toprağını satıyor, köyden kente göç ediyor. Tam 26 milyon dönüm arazi Türkiye'de boş. Biz ne yapıyoruz peki? Dışarıdan ithalatla çözüm bulmaya çalışıyoruz. Son beş yılda 4 milyar dolarlık hayvan ithalatı yaptınız, kırmızı et ithalatı yaptınız, ne oldu, kıyma fiyatı düştü mü? Hayır, 18 liradan tam 40 liraya çıktı. Bu, yanlış bir politika. Tüm politikalarınız yanlış. "Yeniden yapılandırma." diyorsunuz. Bu, 7'nci yeniden yapılandırma. Dört ay ertelemek demek, yeniden yapılandırma anlamına gelir. Yeni bir aftır bu. Ama niye dört ay? Buradan ben şunu anlıyorum: Herhâlde referandumu düşünüyorsunuz, bir kaşık bal vermek istiyorsunuz ama buna kimse inanmayacak çünkü halkımız her şeyi görüyor. Getirmekte olduğunuzun rejim değişikliği olduğunu görüyor, buna "hayır" verecekler.
Tekrar çiftçiye dönmek istiyorum. Çiftçimiz üretiyor, alın terinin karşılığını alamıyor. Tarıma dayalı sanayi hep yabancıların eline geçiyor. Daha geçen hafta bir büyük firma, bir tavukçuluk firması Brezilya ortaklı firmalara satıldı. Katarlılar da var tabii, her zaman sizin ortaklık yaptığınız Katarlılar da var.
Bunları biz söylüyorduk. Daha geçen sene, çok iyi hatırlıyorum, söyledik, dedik: Yapmayın. Birazcık yerli sermayeye önem verin. Destek verin. Çiftçiye destek verin. Çiftçinin alın terinin karşılığını verin. Süt fiyatı yükselsin, buna karşılık yem fiyatı düşsün. Mazot fiyatı... Diyorsunuz ki: "Yarısı bizden, yarısı çiftçiden." Ama bakıyoruz ki 2017 bütçesinde böyle bir ödeme yok. Yani hem insanları kandırıyorsunuz hem de çiftçi bize soruyor "Ben bu desteği ne zaman alacağım?" Yani mazot fiyatı ne zaman düşecek? Size göre, sizin politikalarınıza göre hiçbir şey düşmeyecek ama ülkemiz yangın yerine dönüyor.
Çiftçinin derdi, işçinin derdi, emeklinin derdi, herkesin derdi aynı. Bu ülkede işsizlik var, bu ülkede terör var, bu ülkede yoksulluk var, bu ülkede üretemeyen, alın terinin karşılığını alamayan insanların derdi var, siz başka bir dertle uğraşıyorsunuz. Her şeyi tek adama bırakmayı düşünüyorsunuz. Bu yanlış. (CHP sıralarından alkışlar)