| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 17.01.2017 |
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 446 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 32'nci maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi öncelikle sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, söz aldığım 32'nci madde, daha önce 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Yasa'yla, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sigortası Yasası'yla getirilen, borçların, ortaya çıkan borçların yapılandırılmasına dair verilen sürenin iki yıl daha uzatılmasına dair bir maddedir.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu madde daha çok, özellikle hazinenin ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün ve devletin tasarrufu altında, mülkiyeti altında olan, özellikle denizlerde ve iç sularımızda olan diğer yerlerin kiralanması, yeniden yapılandırılması ve buradaki projelerin geliştirilmesi, ayrıca bu üretim tesislerinde ve bu yerlerde oluşan alacakların yeniden yapılandırılmasına dair bir düzenlemedir. Öyle görülüyor ki, sık sık yapılan bu tür uzatmalarla, esasen Maliye Bakanlığınca bu tespitlerin iyi yapılmadığı, titizlik gösterilmediği ve sık sık, böyle yeni yeni yapılandırmalarla, yeni düzenlemelerle yeni borçların, yeni zorlukların ve sorumlulukların ortaya çıktığını görüyoruz.
Değerli arkadaşlarım, bugün, gerçekten, siyasi iktidarın tam anlamıyla bir akıl tutulması içinde olduğunu düşünüyorum. Bu kadar olup bitenleri bir kenara koyarak; ülkede gerçekten terör almış başını gidiyor, Türkiye'nin her tarafında terör cereyan ediyor, böyle bir olgu içinde, böyle bir yapı içinde bunlar bir kenara bırakılıyor, sanki ülkenin başka hiçbir derdi yokmuş gibi başkanlık derdini ortaya atıyor, mutlaka bu başkanlık sisteminin oluşması için yeniden bir Anayasa değişikliğinin yapılması noktasında çalışmalar yapılıyor.
Şimdi, bunlar yetmiyor, iş dünyasına öyle zorluklar, öyle sıkıntılar ortaya çıkarılıyor ki, bir yandan vatandaşa "Dövizinizi bozdurun." diye talimatlar veriliyor, bir yandan da cebinde dövizi olanları ve döviz ticareti yapanları da terörist olarak ilan eden bir Cumhurbaşkanı görev yapıyor.
Değerli arkadaşlarım, kim ne yaparsa yapsın herkesin bir sorumluluk çizgisi var, bir sorumluluk yetkisi var. Bu sorumluluk çerçevesinde belirli görüşler, düşünceler ortaya atabilir ama ekonomiyi bozacak, güvensizliği artıracak, iş dünyasında gerçekten güvensizlik yaratacak ve iş dünyasının, gerek yerli yatırımcının gerekse yabancı yatırımcının güvenini azaltacak ve böylelikle, ülkede hem sanayileşmenin hem de yatırım yapma olanağının, güveninin ortadan kalkacağı sözleri söylemek gerçekten bu ülkeye yapılabilecek en büyük zarar verici bir açıklamadır, bir davranıştır.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye çok zorlu günlerden geçiyor. Bu zorlu geçen günler çerçevesinde ülkemizin gerçek gündemini, gerçek durumunu, sıkıntılarını göz önüne alarak yani işsizliğe bakarak, istihdama bakarak, üretimdeki düşmeye bakarak ve ülkedeki ihracatın azaldığına bakarak Türkiye'nin bu yönde gelişmesi, çalışmalarını bu yönde yapması noktasında çalışmaların öncelikle yapılması ve Türkiye'nin hem dünya bazında hem Türkiye içinde insanlarına güven verecek, dünyaya güven verecek bir atmosferi bir an önce yaratması gerekmektedir. Eğer bunu yaratmazsak, bu oluşumu sağlamazsak, aynı şekilde gerginliği artıracak, kutuplaşmayı artıracak ve ülke içindeki sıkıntıları artıracak çalışmaları sürdürmeye devam edersek gelecekte Türkiye'de çok daha zorlu günleri birlikte yaşayacağımızı belirtmek istiyorum.
Hepinize çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)