| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 17.01.2017 |
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu torba kanunun 35'inci maddesi ne hikmetse adı "Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi" olan üniversiteye KHK'ya ek bir madde eklenerek 230 adet kadro veriyor.
Değerli arkadaşlar, bilimsel, demokratik, özerk bir yapıda olması beklenen üniversitelerin adlarının bile böyle siyasi mekanizmalara dâhil edilmesi aslında, Türkiye'de üniversite eğitimi açısından ne durumda olduğumuzun açık bir örneğidir.
Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, ülkemizde üniversite kadrolarını dağıtan Yükseköğretim Kurulu var ama ne hikmetse burada özel bir durum eklenmiş.
Üniversite özerkliği UNESCO'ya göre, değerli arkadaşlar, şu şekilde tarif ediliyor: Akademik topluluğun başkalarının siyasi, felsefi veya epistemolojik inanç ve düşüncelerine bağımlı olmaksızın ve kendi fikirlerine göre bilimsel araştırma yapabilmeleri, bilimsel çalışmalarının kontrolünün üniversite dışı kurumlar yerine bilim insanlarınca bilimsel ölçütler kullanılarak yapılması anlamına gelmektedir.
Değerli arkadaşlar, hepinizi biliyorsunuz ki bugüne kadar üniversitelerimizde 20 Temmuz-31 Aralık tarihleri arasında toplam 3.850 akademik personelin, 947 idari personelin işine son verilmiş. Bunların, işine son verilen akademisyenlerin 140'tan aşkını barış için, demokrasi için bildiriyi imzalayan ve ömürleri Fetullahçı Cemaat'le mücadeleyle geçen akademisyenler.
Değerli arkadaşlar, üniversitelerimizin bugüne kadar onlarca sorunu var. Üniversitelerimizin en temel sorunlarının başında gelen yandaş kadrolaşmadır. Biliyorsunuz, bugün üniversitelerin idari, teknik ve akademik ölçütlerine baktığımızda, yandaşlığın tamamen esas alındığını, liyakatin tamamen devre dışı bırakıldığını görüyoruz maalesef. Akademik aşamaların tümünde iktidara yakınlık, cemaatsel yakınlık veya rektörün himayesinde olma şartı aranıyor.
Değerli arkadaşlar, yine, üniversitenin her aşamasında maalesef, iltimas ve kayırmacılık almış başını gidiyor. iltimas ve kayırmacılık sadece kadro verilmesinde değil; aynı zamanda, üniversitelerin örneğin inşaat işleri yandaş firmalara veriliyor, kantin, döner sermaye, gelir getiren işleri yine yakınlık esas alınarak yakın kurumlara, yakın kişilere verilmektedir.
Değerli arkadaşlar, üniversitelerde bıktır-kaçır yani mobbing almış başını gidiyor.
Yine, üniversitelerde üniversitenin asli bileşenleri olan idari ve teknik kadrolara, tamamen yandaş bir sendika aracılığıyla yine yandaşlık esas alınarak kadro dağıtımı yapılmaktadır ve idari, teknik kadrolarda görevde yükselme sınavları yapılmamakta, tamamen liyakatsiz bir şekilde -dediğim gibi- siyasi, cemaatsel yakınlık esas alınmaktadır.
Üniversitelerde üniversitenin temel taşlarından biri olan, yine araştırmanın temeli sayılan araştırma görevlileri bugün aynı işi yapmalarına rağmen iki ayrı kadroda istihdam edilmektedir: 33/A ve 50/D. Özellikle 50/D'yle atanan araştırma görevlileri, doktoraları bittikten sonra, eğer siyasal yakınlık söz konusu değilse kapı önüne bırakılmaktadır. 50/D kadrosuyla doktorasını bitirenlere kadro, kesinlikle ve kesinlikle, tamamen rektörün iki dudağı arasında, "İhtiyaç vardır, atıyorum.", "İhtiyaç yoktur, kapı önüne koyuyorum." şeklinde işletilmektedir.
Yine, üniversitelerin en önemli bileşenlerinden olan öğrenciler, maalesef, bugün artık neredeyse üniversiteler için tehlikenin başı olarak gösterilmekte, kendilerini ifade etmeleri, potansiyellerini ortaya koymaları mümkün olmamaktadır. Yurt ve barınma sorunları tamamen cemaatlerin yurtlarına sevk edilmekte ve cemaatler aracılığıyla bu ihtiyaç karşılanmaya çalışılmaktadır.
Taşeronlaşma almış başını gidiyor. Üniversitenin özellikle güvenlik ve diğer temizlik hizmetleri taşeronlara verilmekte...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - ...ve bu taşeron firmalar kendilerine yakındır ama aynı zamanda kimin çalışacağını da yine bunlar belirlemektedir.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Toğrul.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Üniversitelerimiz sorun yumağı olmuştur.
Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)