| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 18.01.2017 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, uzun süredir devam eden ancak OHAL döneminde boyutları bir hayli artan mesnetsiz gözaltı, tutuklama ve sivil vatandaşların ölümlerinin neden ve sonuçlarının araştırılması ve hak ihlallerinin tespiti amacıyla HDP Grubu tarafından verilen araştırma önergesinin lehine Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. İnsan haklarına saygılı ve olağanüstü hâl uygulamasına karşı çıkan herkesi saygıyla selamlıyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sakal niye bıraktınız Sayın Atıcı?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Önerge özetle ne diyor? Önerge diyor ki: Olağanüstü hâl uygulamaları döneminde haksız gözaltı, tutuklama ve hak ihlalleri var. İnsanlar ölüyor. Araştıralım. Ne var bunda? Niye korkarsınız araştırmaktan korkanlar? Neden araştırmazsınız? Birazcık dürüst olan, birazcık vicdanı olan herkes, mademki insanlar ölüyor, mademki insan hakları ihlal ediliyor hemen araştıralım der. Bundan korkacak bir şey olmamalı.
Peki, AKP bu ihlalleri araştırır mı sizce? Vallaha bence araştırmaz. Birazdan net olarak belli olacak. Ama, eğer ben biraz tecrübeliysem bu Parlamentoda, AKP bunu araştırmaz. Neden? Çünkü olağanüstü hâl uygulamaları ve hak ihlalleri bir planın parçasıdır.
Nedir bu plan? Bu plan, rejim değişikliği ve cumhurbaşkanlığı sistemini getirmenin bir planıdır.
Bu plan ne zaman yapılmıştır? Bu plan çok önceden düşünülmüş amma 15 Temmuz günü o alçak ayaklanmanın hemen ertesi günü uygulamaya konulmuştur. Yani Cumhurbaşkanı "Bu darbe girişimi bize Allah'ın bir lütfudur." diyerek düğmeye basmış ve planı başlatmıştır ve gerçek darbe, 20 Temmuz günü olağanüstü hâl ilan edildiğinde ortaya çıkmıştır. (CHP sıralarından alkışlar) Gerçek darbe o zaman oluşmuştur.
Sayın Ağbaba, şimdi anladınız mı neden sakal bıraktığımı?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi anladım.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - İşte, olağanüstü hâl uygulaması bizim için yastır, bizim için kötüdür.
Biz kimiz? 12 Eylülü yaşayan insanlarız.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - 12 Eylül darbe hukukunun da ürünüdür olağanüstü hâl. Önceki anayasalarda yoktur.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Bizler 12 Eylül faşist darbesinde o faşizmi iliklerine kadar hissetmiş, üzerinden paletler geçmiş ve gözaltında bile yok olmuş insanlar ve o insanların arkadaşlarıyız, yoldaşlarıyız. İşte, o nedenle, biz olağanüstü hâl uygulamasının insan hakkı ihlali için çok güzel bir ortam oluşturduğunu çok iyi biliriz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Atıcı'nın sakalı OHAL sakalı yani.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Neden bir plan? Çünkü Sayın Adalet Bakanı çıktı bu kürsüye, milletin kürsüsüne ve dedi ki: "Çok şükür, 16 Temmuz 2016 tarihinde saat 16.00 itibarıyla bu ahlaksız kalkışma kontrol altına alınmıştır." Yani bir gün içerisinde büyük devletimiz bu kalkışmayı kontrol altına aldı. Güzel, beklenen de buydu zaten. Peki, bundan dört gün sonra yine aynı Adalet Bakanı bu kürsüye çıkıp dedi ki: "Değerli milletvekilleri, olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Çok istemeyiz ama olağanüstü hâl ilan etmek durumundayız ve bunu üç aylığına ilan ediyoruz ama sizi temin ederim ki bu olağanüstü hâl süresi bir ay olacaktır ve biz, bir tek kanun hükmünde kararname çıkararak bu işi bitireceğiz." Tutanaklar buna şahittir. Hiç kimseden de itiraz gelmiyor gördüğünüz gibi, çünkü bunu, devletimin Adalet Bakanı dedi, adalet dağıtan bir insan dedi. Kim inanmaz? Herkesin inanması lazım. Peki, ne oldu? Bir ay oldu üç ay, üç ay oldu altı ay, altı ay oldu dokuz ay; benim sakallar göğsüme geldi, göbeğime kadar da gelmeye başladı.
Şimdi, neden uzatılıyor? Sakalım feda olsun, ben sakalımın her teliyle buna karşı çıkıyorum, feda olsun ama neden uzattığınıza bir bakalım; çünkü başkanlık sistemi için Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı bir yeşil ışık yaktı ve bundan sonra, artık, AKP şöyle bir karar aldı: Mademki yeşil ışık geldi, ben derhâl olağanüstü hâli uzatmalıyım. Ne yapmalıyım? Kimsenin konuşmasını istemiyorum, o hâlde konuşmaları engellemeliyim. Kimsenin yazmasını, kimsenin protesto etmesini, hatta kimsenin birbiriyle konuşmasını dahi istemiyorum. O hâlde, bunun için olağanüstü hâlden daha güzel bir fırsat olur mu? Ve çıktılar üç ay, altı ay, dokuz ay... Allah bilir daha ne kadar uzatılacak.
Peki, uzatmanın gerçek amacı neydi? Çünkü, konuşan, yazan, sosyal medyada "tweet" atan, Facebook'ta yazılar yazan insanların sindirilmesi gerekiyordu, acımasızca cezalandırılması gerekiyordu, bu da ancak ve de ancak olağanüstü hâl şartlarında ortaya çıkar ve yapılırdı. Olağanüstü hâl uygulamalarında ancak insan hakları bu kadar güzel ihlal edilebilirdi ve bir gerekçeye dayandırılabilirdi. Evet, en temel yaşam hakkı, en temel insan hakkı olan yaşam hakkı ancak olağanüstü hâl döneminde ihlal edilebilirdi, ancak olağanüstü hâl döneminde haksız gözaltılara bir kılıf uydurulabilirdi. Cumhurbaşkanının sözünü dinleyerek komşularını ihbar eden Mersinli bir muhtar ancak olağanüstü hâl döneminde serbest kalabilirdi. Kolluk güçleri bu ahlaksız ihbarı, bu yalan, nefret dolu, sadece ve de sadece Cumhurbaşkanına ve AKP'ye yaranmak için, yaltaklanmak için yapılan bu ihbarı değerlendiren güvenlik güçleri gidip onları tutuklamak mecburiyetindeydi, gözaltına almak mecburiyetindeydi; savcı tutuklama kararı istemek mecburiyetindeydi, hâkim tutuklamak mecburiyetindeydi. Niye biliyor musunuz? Çünkü bunları yapmasaydı AKP tarafından FETÖ'cü ilan edileceklerdi.
İşte, bu nedenle, 100 binden fazla kamu görevlisini açığa aldınız, 80 bin civarında kamu görevlisini ihraç ettiniz bu dönemde. Herkesi bastırdınız, herkesi korkuttunuz, herkesi susturdunuz ama bir şeyi unuttunuz. Milletimiz susar, konuşmaz, sıkışır, bütün tepkisini de sandıkta gösterir. Bugüne kadar sokaklarda özgürce konuşan, bugüne kadar sokaklarda özgürce protesto eden herkes zannınızca sustu. Hayır, susmadılar, sadece gününü bekliyorlar. Bu Parlamentodan bir karar çıkacağını ve referanduma gidileceğini ben şahsen zannetmiyorum.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Yanılıyorsun.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Ben, bütün bunlara rağmen, AKP'nin içinde ve MHP'nin içinde bu uygulamaya "hayır" diyecek olan milletvekilleri olduğunu biliyorum.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - İnanmıyorsunuz.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Açıkça söylüyorum, biliyorum. Ola ki bu milletvekilleri bu haklarını kullanamazlar ise bu hayalinizin halktan döneceğini de biliyorum.
3.700 civarında hâkim ve savcıyı meslekten menettiniz, yüzlerce basın-yayın organı kapatıldı, yüzlerce gazeteci gözaltına alındı, tutuklandı; on binlerce insanın pasaportu iptal edildi, seçilmiş birçok insan gözaltına alındı, tutuklandı; niye? Efendim, Cumhurbaşkanının kurdelesini keserek açtığı bankaya para yatırmış; efendim, Cumhurbaşkanının, Millî Eğitim Bakanının alkışlarla açtığı okullara öğrencilerini göndermiş, Cumhurbaşkanının ve İçişleri Bakanının onayladığı ve desteklediği sendikalara üye olmuş.
FATMA BENLİ (İstanbul) - Bunlar için özel talimat verdiler. "Bankaya para yatırın." diye talimat verdiler.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Peki, bunların siyasi ayağı yok mu? Bunların siyasi ayağı, byLock'çular neredeler? Bu byLock'çular ne zaman ifşa edilecekler? Sadece ve de sadece referandum kararı bekleniyor, aklınızda olsun. Referandum kararı çıktıktan sonra siyasi bacağa da dokunulacak. Yiğitseniz, erkekseniz gelin şimdi ifşa edin, referandum öncesinde ifşa edin de ben sizleri göreyim.
Değerli arkadaşlar, bakın, parti ayrımı yapmaksızın herkese sesleniyorum: Herkesi cumhuriyete ve cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkmaya davet ediyorum. Millî iradeye sahip çıkmak sadece ve de sadece Cumhuriyet Halk Partisinin görevi değildir, tek adam yönetimine karşı çıkan herkesin görevidir; tek adam yönetimine karşı çıkan AKP'lilerin de görevidir...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - ...tek adam yönetimine karşı çıkan Milliyetçi Hareket Partililerin de görevidir, tek adam yönetimine karşı çıkan Cumhuriyet Halk Partililerin ve HDP'lilerin de görevidir, hatta diğer partililerin görevidir, hatta partisizlerin görevidir. Herkes elini vicdanına koyacak, partilerüstü bir yaklaşımla davranacak, "Söz konusu vatan ise bütün partilerin canı cehenneme." diyecek, "Her şey teferruattır." diyecek, "Ben vatanımı koruyacağım." diyecek, "Ben cumhuriyetimi koruyacağım." diyecek ve elini vicdanına koyup buna göre oy kullanacak.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Millet "evet" derse bunu kabul edecek misiniz, etmeyecek misiniz?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - AKP'liler, Recep Tayyip Erdoğan'ı seviyorsanız sevmeye devam edin, hiçbir mahzuru yok; MHP'liler, eğer Genel Başkanınız Devlet Bahçeli'yi seviyorsanız sevmeye devam edin, bir mahzuru yok; HDP'liler, CHP'liler, Genel Başkanınızı seviyorsanız sevin, bir mahzuru yok; ancak ülkenizi daha çok sevin, tek adama ülkemizi bırakmayın.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim