GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:61
Tarih:18.01.2017

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 447 sıra sayılı Anayasa Değişikliği Teklifi'nin 6'ncı maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum.

Bu teklifle ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanı üç gün önce dedi ki: "Bu Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesi ülkemize doping etkisi yapacaktır." Sayın Cumhurbaşkanına bu tanımlama için teşekkür ediyorum. Gerçekten bu teklif hayatımıza girdiğinden beri hiçbir akademisyen, hiçbir hukukçu, hiçbir vekil böyle cuk oturan bir tanımlama yapmamıştı. Bence de bu Anayasa değişikliği gerçek anlamıyla bir dopingdir. Siyasete, spor literatüründeki gibi ahlak ve yasa dışı olarak tanımlanan bir doping etkisi yapacaktır. (CHP sıralarından alkışlar) Doping, sportif performansı artırmak amacıyla yasaklanmış ve vücuda yabancı maddelerin kullanılması ya da herhangi bir maddenin anormal miktarlarda tüketilmesi olarak tanımlanıyor çünkü. Bu Anayasa değişikliğiyle de yapılan aynı şeydir. Ülkemize tamamen yabancı, kültürümüzle uzaktan yakından ilgisi olmayan, tek adamcı; kardeşliğimizi bozan, yetkileri anormal bir şekilde tek bir kişiye veren, olağanüstü koşullarda normal dışı yollarla hazırlanıp dayatılan bu teklif Anayasa'ya aykırıdır, cennet vatanımızın çanına ot tıkamaktadır. Bakın, doping çarpıntı yapar değerli milletvekilleri. Bu teklifi Meclise getirdiğiniz günden beri ülkemizde ortaya çıkan ekonomik, sosyal ve siyasal sonuçlardan da gördüğümüz üzere yüksek tansiyon yapar; doping sinirlilik yapar hatta ve hatta, kalp krizi sonucu ölüme neden olur. Bizim dopinge değil, bizim normalleşmeye ihtiyacımız var değerli milletvekilleri. (CHP sıralarından alkışlar) Hele hele üzerinde konuştuğumuz madde Meclisi canlı bombaya çeviren, kendi kendini imha eden bir maddedir. Bu maddeyle, Meclisin tek etkili denetim yolu olan gensoruyu kaldırıyorsunuz. "Cumhurbaşkanına siyasi sorumluluk getirdik." diyorsunuz, Allah aşkına, Komisyonda getirdiğiniz ilk hâlinde, bu Meclise devletin faaliyetlerini görüşmeyi bile yasaklamıştınız. Kalan ne peki? Sadece Meclis soruşturması var, onu da fiilen etkisiz bir hâle getirmişsiniz maalesef. Çünkü bugün bile milletin egemenliğini koruyacak, kendi yetkilerine sahip çıkacak, baskılara karşı çıkacak 15 yürekli milletvekili bulamazken öyle bir ortamda 400 milletvekilini bulup Meclis soruşturması açmak çok imkânsız, siz de bunu çok iyi biliyorsunuz.

Yine, son günlerde yapılan açıklamalara bakıyorum, Aristo mantığıyla deniliyor ki: "Cumhuriyet, halkın seçmesidir, bu teklifte de halk seçiyor; o hâlde cumhuriyet yıkılmıyor." Ne güzel, ilkokul seviyesindeki bu çıkarımlarla cumhuriyetin bütün birikimlerini maalesef yok ediyorsunuz. Cumhuriyet, ancak ve ancak nitelikleriyle cumhuriyettir. Hukuk devleti olmadan, laik devlet olmadan, demokratik devlet ilkeleri ortadan kaldırılarak içi boş bir cumhuriyet cumhuriyet değildir maalesef. Siz de biliyorsunuz, Kuzey Kore de cumhuriyet, İran da cumhuriyet, Suriye de, Irak da. Cumhuriyetin içi boşalırsa bu cumhuriyet değildir.

Şimdi, Meclisi fesih yetkisiyle ilgili de diyorsunuz ki: "Giyotin sistemi var, karşılıklı olacak. İki seçim birden yapılacak." Aynı, aynı sistemi, hem karşılıklı feshi hem ortak seçime gitmeyi 1996-2001 yılında İsrail getirdi fakat maalesef orada dört yıl içinde 2 kez Hükûmet krizi yaşandı ve bunlar parlamenter rejime geri döndüler. Bu yaşanmış örnekler varken değerli milletvekilleri, göz göre göre çocuklarımızın zamanını çalmayın lütfen. Yapmayın değerli arkadaşlar, tarihsel koşullar içerisinde hatalarıyla, sevaplarıyla ortak yaşadığımız tarihimizde hiç kimseye bu kadar yetki verilmedi.

Bizim, yüzyıllardır deneyimle imbikten süzülüp gelmiş atasözlerimiz var. Ne demiş atalarımız? "Bir elin nesi var, iki elin sesi var. Birlikten kuvvet doğar." Güçlü bir ülke olmak istiyorsak, önümüzde kimse durmasın istiyorsak ihtiyacımız olan tek şey birlik ve beraberliktir, özgürlük ve demokrasidir.

Eminim ki bu kibre, bu güç zehirlenmesine aranızdan kalben buğzedenler var. Ben onları yürekli olmaya davet ediyorum, hepimizin ve çocuklarımızın ortak geleceği için "hayır" demeye çağırıyorum çünkü bu teklif Meclisin etrafına ördüğünüz duvarlar gibi milletin arasına duvar örüyor. Bu teklif milletin gelip derdini anlattığı, çözüm aradığı bu Meclisi etkisizleştirerek aynı zamanda milletle arasına görünmez bir duvar örecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bir dakika daha ek süre veriyorum Sayın Kayışoğlu.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) - Ama 1925'te Nazım'ın dediği gibi:

"Biz,

Adımlarını tarihin akışına uyduran

Temelleri çöken emperyalizme vuran,

Yarını kuranlarız.

O duvar,

O duvarınız

Vız gelir bize vız!" (CHP sıralarından alkışlar)