GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tutuklu HDP milletvekillerinin Anayasa değişiklik teklifinin tümü üzerinde yapılacak oylamada oy kullanma haklarını yerine getirmek istediklerine ilişkin dilekçelerinin Başkanlığa ulaştığına ve bunun sağlanmasının Başkanlığın sorumluluğunda olduğuna ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:62
Tarih:19.01.2017

AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, malumunuz, belli bir süredir Anayasa'ya aykırı, bir hukuk düzenine aykırı, az biraz hukuktan anlayan herkesin hukukun hiçbir yerine sığdıramayacağı bir uygulamayla karşı karşıyayız. Dün de ifade ettiğim üzere, bizim arkadaşlarımızın, bizimle aynı haklara sahip olan arkadaşlarımızın Genel Kurulda, yasama kalitesi açısından, haklarını kullanmak üzere Türkiye'nin geleceğini, kaderini etkileyen bu süreçte bulunmak istediklerine dair dilekçeleri geçen hafta eş genel başkanımızın imzasıyla Meclis Başkanlığına ulaşmıştı ama bugün öğleden sonra biri size, biri ise Meclis Başkanlığınıza verilmek üzere ve direkt sizin muhataplığınızı esas alan "Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu Şahsında Oturumu Yöneten Başkanlık Divanına" diye başlayan, şu anda 2 vekilimizin ulaştığı, diğerlerinin ise...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin lütfen, bir dakika daha.

AHMET YILDIRIM (Muş) - ...yarın sunulacak olan dilekçelerinde Anayasa'nın ilgili maddelerine ve İç Tüzük'e atıfta bulunarak "Bu gerekçelerle Anayasa değişiklik teklifinin tümü üzerinde yapılacak oylamada oy kullanımı hakkımı yerine getirmek istiyorum. Bu konuda gereğini bilgilerinize arz ederim." diye Selahattin Demirtaş ve Abdullah Zeydan, İstanbul Milletvekilimiz ve Hakkâri Milletvekilimizin dilekçeleri elinize ulaşmış bulunmaktadır. (HDP sıralarından alkışlar)

Dün de olduğu üzere vekâletlerle burada bulunmayan ve kendi tercihleriyle planladıkları çalışmalarla burada bulunmayan bakanlara ilişkin vekâlet müessesesi işletilmişti. Arkadaşlarımız ise Anayasa'ya aykırı, hukuk düzenine aykırı, İç Tüzük'e aykırı, hukukun hiçbir yerine sığdıramayacağımız bir şekilde kendi istekleri dışında alıkonulmuş durumdalar. Biz onların buraya gelip oy kullanma, en azından tümü üzerinde oy kullanma haklarının sağlanmasının sizin sorumluluğunuzda olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda müzakere yapmak üzere ya Genel Kurula ara vermeniz ya da bu konuda yine Adalet Bakanıyla görüşmeler yapılmasına dair veya bu karara binaen farklı bir önerimiz olacak.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın Yıldırım, teşekkür ediyorum.

Bahsettiğiniz konuya ilişkin dilekçeleri okudum. Başkanlığa hitaben verilmiş dilekçeler. Benim de bilgim oldu. Divan Başkanlığına, Divana yönelttiğiniz...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Oturumu yöneten Divana.

BAŞKAN - ...dilekçe konusunda ama siz de takdir edersiniz ki bu, Başkanlığın tasarrufu altında olan bir konudur. Ben de yakından ilgilenirim konuyla ama şu anda yapacak bir şeyim yok. Onu da bilgilerinize sunmak isterim.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Şimdi, Sayın Başkan -şüphesiz- ilgileneceğinizden şüphemiz yok ama şunu ifade edelim: Siz yıllarca hukukçuluk yapmış, bu alanda meslek deneyimi olan birisiniz. Aslında sizin kadar hukuk bilgisine bile ihtiyaç duyulmaksızın, biraz hukuktan anlayan herkesin, bu arkadaşlarımızın, dilekçe sahiplerinin -bize göre rehin, bazılarına göre tutuklu olan bu arkadaşlarımızın- sizden, bizden, buradaki 550 milletvekilini oluşturan Parlamentonun her değerli üyesinden farklı bir pozisyonları yok, hak olarak hiçbir farklı pozisyonları yok. 20 Mayıs günü burada bir Anayasa garabetiyle kaldırılan dokunulmazlık, onların genel yasama dokunulmazlığı değildir, bunu siz de iyi biliyorsunuz. Sadece, o güne kadar haklarında düzenlenmiş olan fezlekelerle ilgili olarak yargılanmalarının önünü açan -ki bize göre bu da hukuk garabetiydi ama- bir düzenlemeydi. Ancak, bu düzenleme, siz de takdir edersiniz ki onların yasama haklarını elinden alan bir düzenleme değildi, onların yasama dokunulmazlığını kaldıran bir düzenleme değildi; sadece, 20 Mayıs gününe kadar haklarında düzenlenmiş olan fezlekelerle ilgili yargılanmalarının önünü açan bir düzenlemeydi.

BAŞKAN - Sayın Yıldırım, bu konuda bilgim...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Bir cümleyle bitireyim.

BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Takdir edersiniz ki bu anlamda bu arkadaşlarımızın burada bulunmayışı, Anayasa Mahkemesinin içtihatlarına, Anayasa'nın 83'üncü maddesine; yine, Anayasa Mahkemesinin daha mürekkebi kurumamış kararlarına aykırılık teşkil ettiği gibi, uluslararası sözleşmelere; yine, iç hukukun üzerinde olan ve bağlayıcı olan AİHM kararlarına aykırıdır. Bu anlamda, bu arkadaşlarımızın içeride geçirdikleri her bir gün onların hak gasbıdır. Ama ülkenin kaderini etkileyen, bize göre bir rejim değişikliğine tekabül eden böyle bir düzenlemede burada bulunmamaları, düşüncelerini, önerilerini, eleştirilerini yapmamaları, kabul edilebilir değildir. Bu mağduriyetin giderilmesini talep ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Yıldırım, fikrinizi, düşüncenizi, iddianızı çeşitli cümlelerle ifade ediyorsunuz. Benim itiraz ettiğim şey, şeklî bir şeydir. Şu anda ben Genel Kurulu idare etmekle görevliyim. Genel Kurulun gündemi bellidir. Şeklî olarak şu anda bu konuyla ilgili bir şey yapamam. Başkanlığa müracaatta bulunmuşsunuz. Başkanlık gerekli gördüğü zaman Divanı çağırır. Ben de elbette ki tanıklıklarımı ifade ederim, bir çözüm bulunur. Dikkat edin, şeklî olarak şu anda bir şey yapamam, elimde böyle bir yetki yok diyorum.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Sayın Başkan, müsaadeniz olursa, bakın...

BAŞKAN - Ama Sayın Yıldırım, aynı şeyi defalarca söylüyorsunuz, lütfen.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Hayır, hayır, başka bir şey söyleyeceğim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun, peki.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Önünüzdeki dilekçe, evet, benim imzamla -Grup Başkan Vekili olarak- Meclis Başkanlığına yazıldı ama bütün milletvekillerinin bilgisine sunuyorum: 2 milletvekilimizin, eş genel başkanımız ve Hakkâri milletvekilimizin ayrı ayrı dilekçeleri TBMM Genel Kurulu şahsında oturumu yöneten Divan Başkanlığına...

BAŞKAN - Sayın Yıldırım, bunu söyledim.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Yani "Bunun muhatabı ben değilim." diyemezsiniz.

AHMET UZER (Gaziantep) - Ya böyle bir usul yok.

BAŞKAN - Bakın Sayın Yıldırım, bunu söyledim.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Yani, direkt size yazılmış.

BAŞKAN - Bana da göndermiş olduğunuzu söyledim ama şu anda bu dilekçeyi almış olmakla... Ben gündemimi yerine getirmek zorundayım, gündeme hâkim olmak zorundayım. Şu anda bu konuyla ilgili ne tek başıma ne de birlikte bir işlem yapabilme kabiliyetine sahip değiliz. Gündemi görüşüyoruz, Genel Kurul açık ama tabii ki Meclis Başkanlığı bu konuda bir yol yöntem belirlerse elbette ki tanıklıklarımı anlatırım, sizin buradaki söylemlerinizi elbette ki söylerim ama şu anda şeklî olarak benim yapabileceğim bir şeyim yok, siz de lütfen buna anlayış gösterin.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Tamam.

O zaman son olarak şunu söyleyeyim Sayın Başkan: Bakın, bu, sizin "işlem yapacağımız", "formül üreteceğimiz", "çözüm üreteceğimiz" dediğiniz şey yarından sonra telafisi mümkün olmayan hak kayıpları içerisine girecektir çünkü yarından sonra artık bu paket ya reddedilmiş ya da geçmiş olacak. Buradan hareketle, sizin üreteceğiniz çözüme de katkı sunması açısından siyasi partilerin de düşüncelerini ifade etmesi açısından ben tutumunuz hakkında usul tartışması açmak istiyorum.