| Konu: | DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU?NUN BARIŞ VE DEMOKRASİ PARTİSİNE SATAŞMASI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 12.10.2012 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, Sayın Bakanın burada belirtmiş olduğu tanımlamaya katılmak mümkün değil. Akçakale'deki saldırı olduğu anda hemen Meclis Genel Kurulunda o katliamı kınayan, o katliamın sebebi olarak da maalesef Türkiye'yi Suriye'yle bir savaş pozisyonuna getiren AKP politikalarını dışlayan bir dille burada onu ifade etmiştik. Sayın Bakan onu herhâlde takip edemediği için Akçakale'deki saldırıyı kınamadığımızı belirtti. Bu doğru bir bilgi değildir.
Diğer taraftan, getirdiğiniz bütün savaş politikalarına onay vermemizi beklemeniz demokratik bir tutum değildir. Hiçbir zaman savaş politikalarının arkasında durup da bir rejimin yanlısı ya da karşıtı olma gibi bir değerlendirmeyi yapamazsınız. Biz, başından beri, Esad katliamlar yaparken, 2004'te de katliamlar yaparken Esad'a karşı saf tutmuş, yüzlerce etkinlik düzenlemiş, basın açıklaması yapmış, miting yapmış bir siyasi partiyiz.
Sayın Bakana sormak gerekir: 12 Mart 2004'te Kamışlı'da, Derika Hemko'da, Dırbesiye'de, Afrin'de, Kobani'de, Halep'te Esad güçleri 36 Kürt'ü katlederken, yüzlerce Kürt'ü kurşunlarla yaralarken, binlerce Kürt'ü gözaltına alırken siz Esad rejimine katliamcı dediniz mi? Herhangi bir kınama, rejimi bir şekilde bu politikasından vazgeçirecek herhangi bir tutum içerisine girdiniz mi?
Bugün gelinen aşamada, ülkenin içerisinde bulunduğu savaş politikalarıyla ilgili kaygı duyan ve ülkeyi bu yanlıştan dönmesi için uyaran bir Barış ve Demokrasi Partisi ve maalesef, savaş yörüngelerinde hızla tehlikeli sulara yelken açan bir iktidar pratiği vardır. Dolayısıyla, Barış ve Demokrasi Partisi hem geçmişte hem de bugün hiçbir zaman Esad yanlışı olmamıştır, Esad'ın yaptığı bütün katliamları kınamıştır.
Diğer taraftan, Sayın Bakanın özellikle açıklamalarından biz Suriye politikasıyla ilgili, Kürt politikasıyla ilgili hiçbir şey anlamadık. Burada daha çok ana muhalefet partisi lideri üzerinden yürütülen bir polemik oldu, büyük bir talihsizlik olarak görüyoruz.
Biz, Suriye'deki Kürtlerin kimliği, dili, statüsüyle ilgili dış politikamız ne düşünüyor, onu burada öğrenmek isterdik, ancak onun aynasının da içerideki Kürt politikası olduğunu belirtmek istiyoruz. "Ana dilde eğitim hak değildir." diyen bir iktidar partisinden, Suriye'deki Kürtlerin kimliği ve statüsüyle ilgili sağlıklı bir dış politika beklemediğimizi de belirtmek istiyorum.
Hepinize saygılar sunarım. (BDP sıralarından alkışlar)