| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 09.02.2017 |
MUHARREM VARLI (Adana) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu önergenin her ne kadar aleyhinde de söz alsak lehinde oy kullanacağımızı ve doğru bir önerge olduğunu, doğru bir araştırma önergesi olduğunu buradan beyan etmek istiyorum. Tabii, İç Tüzük gereği mecburen aleyhinde söz almak zorunda kaldık ama lehinde görüş belirteceğimizi belirtmek istiyorum.
Muhtarlarımız çok önemli görevler yapıyorlar. Yani, köyde, hele de tüzel kişiliğini yitirmemiş köylerdeki muhtarlık seçimleri çok hararetli geçer. Bazen kavgaların olduğu, bazen canların yandığı muhtarlık seçimleri de olmuştur çünkü muhtarlar köylerinde kaymakamdır, validir, başbakandır, cumhurbaşkanıdır, o köyün her şeyidir muhtarlar. Hastası olan muhtara koşar, cenazesi olan muhtara koşar; kaymakamlıktan, valilikten temin edilmesi gereken ihtiyacı olan her vatandaşımız muhtara koşar; muhtarın bu problemleri çözmesini bekler. Jandarma evrak gönderir, evrakın karşılığını muhtardan bekler veya polis karakolu evrak gönderir, evrakın karşılığını muhtardan bekler, muhtar bunlara da çözüm bulmak zorundadır. Yani, muhtar, her işe bakandır aslında ama muhtar, hak ettiğinin karşılığını da alamayandır aynı zamanda.
Yani, şöyle bir örnek vermek isterim, kendi seçim bölgemden söyleyeyim: Bir mahallenin 50 bin, bazen 100 bin seçmeni olur. Burada muhtar seçilen arkadaşımız göreve başlar. Yine, 3 bin nüfuslu bir ilçenin de belediye başkanlığı seçimi olur, oradaki belediye başkanı da göreve başlar. Onun makam arabası vardır, şoförü vardır, her türlü ihtiyacını giderecek ödenekleri vardır; maddi açıdan, sosyal yaşantı açısından muhtarlarımızdan kat kat daha fazla kullanacağı, elinde her türlü değerleri vardır. Ama, 50 bin, belki 100 bin seçmenin oyunu alarak seçilmiş bir muhtar ile 3 bin seçmenin oyunu almış, seçilmiş bir belediye başkanını karşılaştırdığınız zaman arasında dağlar kadar uçurum var ne yazık ki. İşte, muhtarlara hak ettiğini vermek açısından bir örnek vermek istedim hepinize.
Şimdi, bir iyileştirme yapıldı, elbette ki bu iyileştirmeden dolayı, yapanlara da teşekkür ediyoruz ancak bu iyileştirme yeterli değil. Yani, muhtarların her gün mahallesinden veya köyünden şehre gitmesi, orada, efendim, seçmenlerinin işini takip etmesi, beraber götürdüğü insanlara orada belki yemek yedirmesi, arabasının benzini, mazotu derken bu maaşla muhtarlık yapması mümkün değil değerli arkadaşlarım. Onun için, muhtarlarımızın maaşlarının mutlaka iyileştirilmesi lazım.
657'ye tabi devlet memuru statüsünde görülmelerine rağmen, sigortaları devlet tarafından karşılanmıyor ne yazık ki. Muhtarlar almış oldukları maaşla hem bu işleri görecekler hem insanların ihtiyaçlarını karşılayacaklar -onların hastasını alıp hastaneye götürecek arabasıyla, mazot yakacak, gerekirse yemek yedirecek- hem de cebinden sigortasını ödeyecek. Dolayısıyla, böyle bir mağduriyet var, bu mağduriyetin de bir an önce çözülmesi lazım.
Zaten, Milliyetçi Hareket Partisinin seçim beyannamesinde de muhtarlarımızın maaşlarının iyileştirilmesi, sigortalı sayılması noktasında vaatlerimiz vardı ancak iktidar tabii Adalet ve Kalkınma Partisi olunca şu anda onlara sesleniyoruz, diyoruz ki: Lütfen bu iyileştirmeyi yapın. Sayın Grup Başkan Vekili, dinliyorsunuz, lütfen bu iyileştirmeyi yapın. Muhtarlarımız çok önemli görevler yapıyorlar. Muhtarlarımıza sahip çıkalım, muhtarlarımızı koruyalım. Onlar hakikaten, demin de söylediğim gibi, bir köyün veya bir mahallenin hem muhtarı hem başbakanı hem cumhurbaşkanı, her şeyi yani o orada muhtar, her şey ondan bekleniyor. Onun için muhtarlarımıza bu manada yardımcı olalım.
Az önceki konuşmacı arkadaşımız da bahsetti, muhtarlar görev süresince silah ruhsatına para ödemiyorlar ancak görevleri bittikten sonra silah ruhsatlarına para ödemek zorunluluğu var, böyle bir zorunlulukla karşı karşıyalar. Bunu da kanunla düzenlemek lazım yani muhtarlarımız bu kadar önemli görevler yaparken, muhtarlarımıza bu kadar önemli sorumluluklar yüklemişken, böyle bir hak da vermişken ömür boyu ruhsata para ödememesini de temin etmemiz lazım çünkü bu konuda da çok büyük mağduriyetler yaşıyorlar muhtarlar.
Yine, eskiden köy muhtarlarının tamamında tüzel kişilik yetkisi vardı. E, şimdi, bu büyükşehir yasasıyla birlikte, köy muhtarı olmasına rağmen bu tüzel kişilik kaldırıldı yani orada muhtar kendi adına veya köyü adına hiçbir şey yapamıyor, her şeyi belediyeden beklemek zorunda. Hâlbuki elinde imkânları var, o köyün geliri var kullanılabilecek veya o köyün yapılabilecek işleri varken her şeyi belediyeden yaptırmak zorunda kalıyor. Muhtarların, bence köy muhtarlarının özellikle tüzel kişiliklerini geri vermemiz lazım ve bu silah ruhsatıyla alakalı mağduriyetlerini de bir an önce çözmemiz lazım. Muhtarların bu beklentileri var bizden.
Değerli arkadaşlarım, yine, muhtarlar ziraat odasının ve sulama birliklerinin tabii delegesi değiller yani muhtarlar orada her türlü görevi yaparken, o delegelerin oluşması için sandık koyar, ön seçim dahi veya o köyün içerisindeki insanlar arasından bir seçim yaparken muhtarlar, buraların tabii üyeleri değiller. Bir an önce bununla da ilgili bir kanuni düzenleme yaparak muhtarlarımızı ziraat odalarının ve sulama birliklerinin tabii delegesi hâline getirmemiz lazım. Bu da önemli bir gelişme olur, muhtarlarımızın lehine olur.
Az önceki arkadaşımız da bahsetti ama biraz daha yüzeysel geçti. Bu posta evraklarıyla ilgili, götürüyorlar, kişiye tebliğ ediyorlar, kişi almıyor, tebligatı kabul etmiyor. İcra mahkemesinden gelmiş veya efendim, başka bir mahkemeden gelmiş, cezası var, kişiye tebliğ ediyorlar, kişi tebliği kabul etmiyor. O tebliği muhtara veriyorlar. Muhtar aldığı zaman eğer o kişiye kabul ettiremezse o sorumluluğu muhtar üzerine almış oluyor ve bundan dolayı da yargılanıyor. Bu yasadan dolayı da yargılanıyor. Bu da önemli bir mağduriyet. Bunu gidermemiz lazım, bunu kaldırmamız lazım. Yani bir başka insanın sorumluluğunu niye bir muhtara yıkıyoruz değerli arkadaşlarım? Yani adam tebligatını almıyorsa muhtar niye sorumlu olsun bundan? Bunu da düzenlememiz lazım. Posta tebligatıyla alakalı bir düzenleme yapmak lazım. Muhtarlarımızı buradan da kurtarmak lazım.
Şimdi, yerel yönetimlerin ilk ayakları dedik muhtarlarımıza. Yani hakikaten yerel yönetimlere baktığınız zaman... Bunu, Sayın Cumhurbaşkanı da söylüyor muhtarları buraya davet ettiğinde, Sayın Başbakan da söylüyor, herkes söylüyor "Yerel yönetimlerin ilk ayağı" diye. Çok önemli de görevler yapıyorlar, doğru. Ama yani biz onlara gerçekten hak ettiklerini veriyor muyuz? Gerçekten muhtarları koruyacak, efendim, muhtarların kendilerini koruyabileceği veya muhtarların o insanların hakkını, hukukunu savunmak adına sarf ettikleri enerjiyi, sarf ettikleri mesaiyi alabilecek nitelikte bir katkıda bulunuyor muyuz? Hayır. Muhtara şu anda herhâlde asgari ücret değerinde bir maaş veriliyor. Bakın değerli arkadaşlarım, yani bir köyden şehre gitmek, o şehirde jandarmada, hastanede veya başka bir yerde işi olan bir kişinin işini takip etmek, onunla birlikte bir gününü, mesaisini harcamak, gerekirse onların yemeğini yedirip onları ağırlamak ne kadar para bir hesapladınız mı hiç? Yani herhâlde en azından bir 20 liralık mazot yakar, herhâlde bir 50-100 liralık yemek yedirir. Yani bunu ayın yirmi günü yaptığını farz edin, en az 2.500-3.000 lira gibi bir rakam zaten vatandaşa harcıyor muhtar. E, biz ne kadar maaş veriyoruz muhtarlara? Asgari ücret bedelinde veriyoruz, üstelik sigortalarını da ödemiyoruz yani. Dolayısıyla, 1.300-1.400 lira gibi bir rakam muhtarlara veriliyor ama bunun en az 400 lirası da sigortaya gidiyor yani Sosyal Güvenlik Kurumuna yatırmak zorunda kalıyor muhtarlarımız. Onun için, muhtarların maaşlarını düzenlememiz lazım. Muhtarların hak ettiğini vermemiz lazım.
Sayın Cumhurbaşkanı muhtarları çağırıyor buraya, toplantılar yapıyor, onlara ne kadar önem verdiğini anlatıyor, onların ne kadar önemli insanlar olduğunu anlatıyor ama bunu kanuni düzenlemelerle de yapmamız lazım ki muhtarlar da gerçekten önemliler mi değiller mi, onlar da farkına varsınlar bunun yani.
Bunu yapmamız lazım. Muhtarlarımızı bu sorumluluklardan kurtarmamız lazım. Onların hak ettiği değeri onlara vermemiz lazım diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)