| Konu: | 21 Şubat Uluslararası Ana Dili Günü'ne, Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken'in tutuklanmasını siyasi bir karar olarak gördüklerine ve HDP milletvekilleri ve yöneticilerinin tutuklanmalarının hukuksal bir sürecin parçası değil iktidarın kin ve nefret duygularıyla geliştirmiş olduğu uygulamalar olduğuna ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 21.02.2017 |
AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, bugün 21 Şubat Dünya Ana Dili Günü. Ben bütün ulusların kendi ana dilinde Dünya Ana Dili Günü'nü kutluyorum.
Yine Sayın Başkan, malumunuz olduğu üzere, yirmi üç gün önce, Grup Başkan Vekilimiz Sayın İdris Baluken bir mahkeme heyetinin -ki tutuklu olduğu dosyayı gören mahkeme heyetinin- bütün üyelerinin katılımıyla, oy birliğiyle tahliye edilmişti. Ancak, tahliyesinden on yedi gün sonra, "bir hukuk garabeti" diyebileceğimiz kararla tutuklanmaya yönelik yakalama kararı geçen hafta perşembe günü çıkarıldı. Cezaevindeyken yaşamış olduğu bir ayağındaki kısmi felç sebebiyle, Ankara'daki bir hastanede geçen hafta perşembe günü ameliyat oldu ve rahatsızlığı devam ederken bugün hastane kapısında tutuklandı. Olayı siyasi bir karar olarak gördüğümüzü ifade etmek istiyorum ve bu siyasi talimatı yargıya verenleri şiddetle kınıyorum. Ya değilse, iktidar partisinden bir hukukçu -bu siz de olabilirsiniz- çıkın, tutukluluk hâlini tutuklu olduğu dosyadan tahliyeye oy birliğiyle dönüştüren bir mahkeme heyetinin kararına rağmen birinin nasıl itirazla tutuklanabileceğini TCK'ya ve CMK'ya göre açıklayın. TCK ve CMK'da yargılama usulleri hiçbir şekilde böyle bir şeye cevaz vermezken arkadaşımızın tutuklanması, söz konusu mahkemeye siyasi iktidarın talimatı dışında hiçbir şeyle açıklanamaz. Yargının bu kadar siyasallaştırıldığı, boğazına kadar kadrolaştırıldığı, siyasi iktidarın, yargı kurumu olmaktan çıkardığı bu mahkemelere dönük bu kararlar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Eş genel başkanlarımızın, diğer milletvekillerimizin, belediye başkanlarımızın, il-ilçe yöneticilerimizin ve bütün siyasi rehin alınma durumlarının referandum takvimiyle alakalı olduğunu düşünüyoruz. Siyasi iktidar, HDP'den korkmaktadır, onun "hayır" kampanyasından korkmaktadır; kolluğu ve yargıyı iktidarın sopası olarak kullanmaktadır. Bu tutuklamaları da tümüyle -partimize dönük vekil, belediye başkanı, genel merkez, il-ilçe yöneticilerimizin tutuklanmasını- biz yargısal ve hukuksal bir sürecin parçası olarak değil siyasi iktidarın rövanşist duygularla, kin ve nefret duygularıyla geliştirmiş olduğu uygulamalardan başkaca hiçbir şeye yorumlamıyoruz. Ya değilse, iktidar partisinden bir hukukçunun çıkıp Sayın Baluken'in oy birliğiyle tutuklu dosyadan bırakılması sonrasında CMK'nın ve TCK'nın hangi maddesine göre bırakıldığını izah etmesini bekliyoruz. Ya değilse, bu vebal siyasi iktidarın boynuna kalacaktır.
Teşekkür ederim.