GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:74
Tarih:23.02.2017

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

"Yalan söyleme" şeyini çıkardım ama Sayın Bakan doğru söylemiyor. Bu, suç değil herhâlde, değil mi? Bakın, Plan ve Bütçe Komisyonunda Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Genel Sekreteri Naci Sulkalar'ın söylediği söz burada.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Bekaroğlu, bir bakan olarak yani boşa laf söyleyeceğime inanıyor musun?

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - "Bu, gündeme geldi. Bunun için konfederasyonum adına teşekkürlerimi, şükranlarımı sunuyorum fakat..."

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Bekaroğlu, inanıyor musun şu söylediğine, inanıyor musun yani?

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Tutanaktan okuyorum. "...içeriğine hiçbir şekilde dâhil edilmedik, madde kaleme alınırken bizim fikrimiz sorulmadı."

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Söylediğine inanıyor musun? Söylediğine inanıyor musun?

BAŞKAN - Sayın Bakan, cevap verirsiniz sonra.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - "Dolayısıyla fonun ilgili hükümleri bize ağır geldi." Ben sadece tutanaklardan aktarıyorum.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir bakan olarak ağzımdan boş laf çıkacağına, boşa konuşacağıma inanıyor musun?

BAŞKAN - Sayın Bakan, size söz vereceğim.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bakın, siz şöyle bir şeyi âdet hâline getirdiniz: Size bir yanlışlık söylendiği zaman, size bir kötülük söylendiği zaman başkalarının yaptığı yanlışlık ya da kötülükle veya sizin kurguladığınız bir şekilde ifade edip kendi yanlışlıklarınızı, kötülüklerinizi meşrulaştırıyorsunuz. Bu, gerçekten çok acıklı bir durumdur değerli arkadaşlarım.

Burada Adalet ve Kalkınma Partisi sözcüsü, yıllar öncesine gönderme yaptı, yazar kasa gösterdi. Evet, o dönem bir ekonomik kriz yaşandı ve insanlar kendi protesto etme haklarını kullandılar, Başbakanlığın önüne kadar geldiler ve yazar kasayı attılar. Siz, düşünce ve ifade özgürlüğünü bütünüyle ortadan kaldırdınız. Aylarca insanların basın açıklaması yapmasını bile yasaklıyorsunuz. O gün ile bugünün arasındaki farklardan bir tanesi budur ama sadece bu değil, çok sayıda fark var.

Değerli arkadaşlarım, esnaflarla ilgili, İşsizlik Fonu'nda olduğu gibi bir rahatlatma getiriliyor, işsiz kalan, iflas eden esnaflara 700 lira maaş ödenecek eğer şeyleri yerine getiriyorlarsa. Önce siz gelin, burada bir İşsizlik Fonu'nun hesabını verin. İşsizlik Fonu'nda 116 milyar TL -tam rakamı bilemiyorum çünkü rakamlar sürekli değişiyor- para toplanmış, bugüne kadar işsizlere sadece 11 milyar TL para ödenmiş. Bu, nasıl İşsizlik Fonu değerli arkadaşlarım? Kurduğunuz esnaf fonu da bundan farklı olmayacaktır.

Sürekli olarak 2002 ile 2016'yı karşılaştırıyorsunuz. Bir karşılaştırma da ben yapacağım. Buyurun rakamlar: 2002'de merkezî yönetim borç stoku 242,7 milyar, 2016'da 751,8 milyar TL; özel sektör dış kredi borcu 2002'de 41 milyar dolar, 2016'da 293 milyar dolar; özel sektörün finansal kuruluşlara dış borcu 2002'de 12 milyar dolar, 2016'da 155 milyar dolar; reel sektörün dış borcu 2002'de 30 milyar dolar, 2016'da 138 milyar dolar; şirketlerin bankalara finansal kiralama ve faktöring şirketlerine kredi borcu 2002'de 56 milyar TL, 2016'da 1 trilyon 534 milyar TL; bankalar dışındaki şirketlerin döviz yükümlülükleri 2002'de 32 milyar dolar, 2016'da 311 milyar dolar.

Değerli arkadaşlarım, bu rakamlar sizin rakamlarınızdır. Size sorarlar, bu kadar para kullandınız, şu anda bu kadar borç var, yaptığınız işler de bellidir ve size sorarlar: Bu kediyse, et nerede, etse, kedi nerede değerli arkadaşlarım?

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ya, o, ciğerdir.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Ciğer midir? Ciğer olsun, her neyse.

Bakın, demin bir şey söyledim, arkadaşlarım öfkelendiler, kızdılar. Şunu haber yaptınız ve kullandınız, milletvekilleri de kullandı: "Kılıçdaroğlu'nun koruması, FETÖ'cülükten içeri alındı." Bir koruma memuru gerçekten gözaltına alındı, sonra bırakıldı. Utanmadan bu, manşete atıldı yandaş gazetelerde, daha sonra siyasetçiler bunu paylaştı. Peki, ben size soruyorum, Kılıçdaroğlu'nun korumasını haber yapanlar, dert yapanlar: Sizin içinizde, yıllardır beraber olduğunuz bu insanlara bulaşan hiç kimse yok mudur? Bu, vicdanları kanatıyor.

Bakın, bu yapının alt tarafı cemaatti, üst tarafı örgüttü ve o zaman size söylüyorduk. Bu örgütle iltisakı olanlar en çok sizin içinizdedir. Niçin bunları ayıklamıyorsunuz? Niye bir tane haber yapmıyorsunuz? "Adalet ve Kalkınma Partisinin içinde de şunlar şunlar var." Ben bile sayabilirim belediye başkanlarını, milletvekillerini ama benim işim değil bu, sizin işinizdir. Niye saymıyorsunuz? Niye garibanın... Adam bağlı da olabilir, birtakım yardımlar da yapmış olabilir ama hiçbir iddianame hazırlamadan adam aylarca içeride, mal varlığına el koymuşsunuz, çoluk çocuğu aç, perişan vaziyette. Peki, size soruyorum: Genel başkan yardımcınızın kardeşi, ağabeyi her neyse bir numara olarak yakalandı. Ne yaptınız genel başkan yardımcınıza? Bu millete neyi anlatacaksınız, hangi yalanlarını söyleyeceksiniz? Aha bir daha "yalan" dedim size.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)