| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 74 |
| Tarih: | 23.02.2017 |
AHMET YILDIRIM
(Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iki gündür söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz çünkü yıllar sonra bile şu Parlamentonun utanç duyacağı bir karara iki gün önce bir kâğıt parçasındaki metin okunarak imza atıldı. Sayın Figen Yüksekdağ'ın milletvekilliğinin hukuka, İç Tüzük'e, Anayasa'ya göre düşürülmesi, göreceğiz, önümüzdeki dönemlerde hem Türkiye'de hukuk kitaplarına bir garabet örneği olarak sunulacak hem de uluslararası hukukta böyle bir kararın nasıl akıllara zarar bir şekilde alındığını hukuk kitapları "kötü örnek" diye hukuk öğrencilerine anlatacaktır. Bu yönüyle, hâlâ çağrımızdır: Başkanlık Divanı toplanmadan ve son bir hafta içerisinde toplanmamış Başkanlık Divanının bu kararı ilgili partiye bildirmeden, Başkanlık Divanının diğer üyelerini haberdar etmeden, yangından mal kaçırırcasına, siyasi saikle -ki, dün, Başbakan bizim bunun siyasi saikle alındığı yönündeki iddiamızı doğrulamıştır- okunması bu ülkenin, bu Parlamentonun bir ayıbı olarak burada duruyor; kaldırılmasını, yeniden gözden geçirilmesini ısrarla talep ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, bir iktidarın ömrü iki şekilde sonlanır. Bir, seçimle sonlanır; iki, seçimden, halktan almış olduğu yetkiyi, halka karşı verdiği sözleri çiğneyerek, o halkın aleyhine kullanmasıyla sonlanır. Göreceğiz, bu halkın aleyhine son bir buçuk yıldır alınmış kararlar ve geliştirilen uygulamalar neticesinde bu izlenen politikaların cevabını 16 Nisanda bu halk verecektir çünkü hazırlanan bu ucube paketi savunamıyor. Biz isterdik ki aylardır iktidar tarafından hazırlanmış olan bu paketin tek tek maddelerinin bu ülke insanlarına hangi faydayı sağlayacağı anlatılsaydı; mesela Başbakan çıkıp bizim partimiz "hayır" dediği için "evet" dediğini söylemek yerine keşke şunu söyleseydi: "4'üncü madde bu ülke insanlarına şu huzuru getirecek, 7'nci madde bu ülkede ekonominin önünü şöyle açacak, 11'inci madde bu ülkede istikrarı böyle sağlayacak." Bunların hiçbirine girebiliyor mu? Giremiyor çünkü 18 maddenin bir tanesinde bile bu ülke insanlarına siyasal, toplumsal, sosyal, ekonomik, kültürel bir katkı, bir rahatlama, bir fayda var mı? Yok. Olsaydı bizim partimizin negatif meşruiyeti üzerinden değil kendi doğruları üzerinden bir siyasi hat izlerlerdi.
Şimdi, buradan hareketle, siyasi iktidarın yürüttüğü kampanya "evet" mevet kampanyası değil "'Hayır'a hayır" kampanyası, "'Hayır'a hayır" kampanyası yürütüyor siyasi iktidar. Bir maddesinin bu ülke insanlarına, onun demokrasisine, özgürlüğüne, toplumsal barışına, ekonomik refahına nasıl bir katkı sağlayacağını bir cümleyle anlatan çıkmadı, ne Cumhurbaşkanı ne Başbakan ne bir bakan; maddeleri anlatın maddeleri, maddelerin bu ülke insanına ne getirdiğini anlatın. Maddeler üzerinden tartışmadığınız bir pakete kimin "hayır" dediği üzerinden bir kampanya yürütmek "evet" kampanyası değil "'Hayır'a hayır" kampanyasıdır ve bu anlamda, içinde kendisini görmeyen halkımız bu pakete karşı duruşunu ortaya koyacaktır. Bu paketin içinde Türk de yoktur, Kürt de yoktur; Alevi de yoktur, Sünni de yoktur; emekçi de yoktur, işveren de yoktur. Bu toplumun büyük bir çoğunluğu, bu ülkeye dair aidiyet ve sahiplenme duygusunu artıran bir maddede kendisini bulamıyor. Bu yönüyle, bundan sonra eğer paketlerine güveniyorlarsa tek tek maddeler üzerinden bu maddelerin ve totalde bu paketin bu ülkeye nasıl bir fayda getireceğini çıkıp anlatsınlar, bıraksınlar kimin "hayır" dediğinin peşine düşmeyi. Kim "hayır" diyecekse der. Hazırlayan biz değiliz ki niye bizim üzerimizden bir kampanya yürütüyorsunuz? Tek tek maddeleri siz hazırlamadınız mı? Komisyonda tartışmadınız mı, Genel Kurulda bunu savunmadınız mı? Ve bunları yaparken televizyonlardan kaçırmadınız mı? Halkın bunları sağlıklı bir şekilde izlemesine engel olmadınız mı? Canlı yayın taleplerini reddetmediniz mi?
Ee, o zaman yürütülen kampanya evet mevet kampanyası değil, savunulamayacak bir pakete bir kılıf bulma, kimin "hayır" dediği üzerinden "'Hayır'a hayır" kampanyası yürütmektir. Kendisini bu paketin içerisinde göremeyen halkımız, 16 Nisanda siyasi iktidara bu paketle ilgili olan duygusunu güçlü bir "hayır"la bu ülkenin hayırlı geleceği için beyan edecektir diyorum.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)