GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:11
Tarih:18.10.2012

NAZMİ GÜR (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, tabii, Sayın Bakanım, bu kavga sürecek, buna emin olabilirsiniz çünkü bu yasayla işçilerin, emekçilerin, Türkiye'nin önemli bir sosyal ve sınıfsal tabanını da ilgilendiren, doğrudan ilgilendiren, onların geleceğini ilgilendiren, onların yaşamını ilgilendiren bir yasayı burada tartışıyoruz.

Sizin iddianız, bu yasanın sosyal taraflarıyla birlikte uzlaşarak, mutabakata vararak yapıldığıdır. Sosyal taraflar burada oturuyor, bizi izliyor. Sayın Hatibin dile getirdiği gibi, burada, çarşaf çarşaf gazetelerde ilanları var, bu yasadan duydukları rahatsızlığı dile getiriyorlar. Fakat biz ısrarla bu yasanın doğrudan etkileneceği, sadece yaşamları değil, örgütlülüğü, hakları ve özgürlüklerinin bir bütün olarak etkileneceği bir topluluktan, emekçilerden söz ediyoruz. Şimdi onların mutabakatının olmadığı, karşı çıktığı birçok şey var bu yasada. "Bu yasa en iyi yasadır." deme iddiası bizce boş bir iddiadır.

Tabii, bir alışkanlık oldu burada, hem Avrupa Birliği sürecinde hem gerçekten "ileri demokrasi" -tırnak içinde- hedefi gözetilerek yapılan değişikliklerin tümünde sizin izlediğiniz, AKP'nin izlediği yol şudur: Hiçbir şeyi değiştirmemek için her şeyi değiştirmiş görünmek. Bunda gerçekten çok maharetlisiniz, çok iyi yapıyorsunuz. 12 Eylül döneminden kalma yamalı bir çorabı tersinden çevirip, bak biz değiştirdik, yeniledik, yasayı getirdik önünüze koyduk diyorsunuz. Buna ne işçiler ne emekçiler ne işçi sınıfı ne de bizler ne de muhalefet kanmaz. İleri demokrasiye de böyle varılmaz, böyle gidilmez. Çok açıktır ki burada, grev ve lokavt yasağından söz ederken, bir daraltmadan çok bir genişletme var.

Sayın Bakan, bankacılık sektöründe kaç bin insan çalışıyor?

İZZET ÇETİN (Ankara) - 210 bin.

NAZMİ GÜR (Devamla) - Bu insanların tamamının hangi koşullarda çalıştığını gerçekten biliyor musunuz? Kaçı örgütlü, kaçının gerçekten patronlarına karşı, banka patronlarına karşı koruma altında hakları ve özgürlükleri? Çalışma yaşamını böyle mi koruyacağız, çalışma barışını böyle mi koruyacağız? Bak göreceksiniz  -biz bunu söylüyoruz buradan- bu yasa, uygulamaya geçtiğinde bu yasanın bütün çarpık yönleri, bu yasanın bütün kanatıcı yönleri ortaya çıkacak. Hem sendikal örgütlülük açısından hem emekçi sınıfının örgütlülüğü açısından, hakları açısından hem grev hakkı açısından, onun kullanımı açısından ve hem de bütün bir toplumu, hepimizi ilgilendiren temel bir yasanın uygulamasının ne kadar kötü olduğunu hep birlikte göreceğiz.

Tabii ki demokratik olarak biz mükemmel bir yerde değiliz, ülkemiz öyle ileri demokrasiyi yaşayan, uygulayan bir ülke değil, bunu hepimiz biliyoruz, her gün bunun tanığıyız ancak şunu bilmek gerekir ki bu yasayla birlikte işçi sınıfının bütün hakları, işçi sınıfının özgürlükleri, örgütlenme hakkı dâhil olmak üzere ciddi bir tehdit altına giriyor. Bunu şimdi burada geçiriyor olabilirsiniz ama dün de dile getirdik, bu yasayla siz ILO'nun kara listesinden çıkmazsınız, çıkmanız da mümkün değil. Bu yasayla siz Avrupa Birliği sürecinde, müzakere sürecinde "İşçi hakları açısından, sosyal haklar açısından, emekçilerin özgürlükleri açısından ilerleme sağladık." diyemezsiniz, bizim hanemize artı yazılmaz, bu ülkenin hanesine artı yazılmaz.

Değerli arkadaşlar, o nedenle tekrar uyarıyoruz, muhalefet olarak uyarıyoruz: Bu yasayı adamakıllı hazırlamamız gerekiyor, işçilerin, sendikaların, emekçilerin taleplerini gözetmemiz gerekiyor, onların daha fazla ezilmesine, onların haklarının daha fazla daraltılmasına izin vermemeliyiz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Gür.