GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:93
Tarih:17.05.2017

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 475 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 10'uncu maddesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

10'uncu madde 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 29'uncu maddesinin son fıkrasının değiştirilmesinden ve maddeye yeni fıkra eklenmesinden ibarettir. 1985 yılında yürürlüğe giren Maden Kanunu, özet olarak, madenlerin aranması, işletilmesi, üzerinde hak sahibi olunması ve terk edilmesiyle ilgili usul ve esasları düzenlemektedir.

Yer kabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticari değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan mermer, kum, çakıl, çimento kili, traverten, andezit, bazalt, granit, tabii soda mineralleri, manyezit, altın, gümüş, bakır, çinko, demir, krom gibi madenler bu kanun kapsamındadır.

Kanunun 4'üncü, 5'inci ve 27'nci maddelerine göre, madenler devletin hüküm ve tasarrufu altındadır, madenler üzerinde tesisi olunan ilk müracaat, arama ruhsatnamesi, buluculuk ve işletme ruhsatı haklarının hiçbiri hisselere bölünemez, her biri bir bütün hâlinde muameleye tabi tutulmaktadır, işletme izni devredilemez, işletme ruhsatı ise bir bütün olarak ve yönetmelikte belirlenecek esaslar çerçevesinde devredilebilecektir.

Değerli milletvekilleri, işletme faaliyetiyle ilgili 29'uncu maddenin son fıkrası, mevcut hâliyle bazı madenler için maden bölgeleri oluşturulması ve kısıtlı alanlardakilerin maden bölgelerine taşınması, ruhsat sahibine yaptığı masrafların ödenmesini düzenlemektedir. Fıkra hükmüne göre maden bölgeleri oluşturulması ve taşıma işlemi her maden için söz konusu değildir. Getirilen düzenlemeyle maden bölgeleri kurulması korunmakla birlikte birbirine bitişik ve yakın maden sahalarında yapılan üretimin çevresel etkileri, şehirleşme, işletme güvenliği, rezervin verimli işletilmesi, benzer sebeplerle maden bölgesindeki ruhsatların bir veya birden fazla ruhsatla birleştirilmesini öngörmektedir. Önceki düzenlemeyle maden bölgesine taşıdığınız ruhsatlar getirilen düzenlemeyle bir veya daha fazla ruhsatta birleştirilecek olmasıdır. Esas itibarıyla, ruhsatların tüzel kişiliği haiz bir şirketle birleştirilmesi ve kurulacak tüzel kişilikteki ortaklık payları maden rezervi göz önüne alınarak belirlenecektir. Birleştirme yapılabilmesi, alandaki toplam rezervin en az yarısına tekabül eden ruhsat sahiplerinin talebi hâlinde gerçekleşecektir. Birleştirme gerçekleştiği hâlde birleştirmeye girmeyen ruhsat sahiplerinin ruhsatları da iptal edilecek, yatırım giderleri ödenecektir. Yeterli talep sağlanamaması hâlinde belirtilen alandaki tüm ruhsatlar iptal edilecek ve belirlenecek kriterlere göre yeniden ihale edilerek ruhsatlandırılacaktır. İptal edilen ruhsatlandırmalarla ilgili yatırım gideri Bakanlıkça ödenecektir.

Değerli milletvekilleri, getirilen bir başka düzenlemeyle çevresel etki, şehirleşme gibi sebeplerle bazı madencilik faaliyetleri valilik görüşüyle Bakanlık tarafından kısıtlanabilecektir.

Maden bölgeleri olan illerde bu bölgeleri yönetmek için ayrı bir komisyon kurulması, bu komisyonun projeye, insan sağlığına ve çevreye etkilerini kontrol etmesi öngörülmüştür. Komisyonun giderleri ruhsat sahiplerince karşılanacaktır.

Değerli milletvekilleri, söz konusu düzenlemeyle derli toplu büyük ölçekli işletmeler kurulması amaçlandığı anlaşılmaktadır. Mevcut durum bir problemdir ve düzeltilmesi gerekir. Çok sayıda dağınık, küçük işletmeyi denetlemenin zorluğu açıktır. Bu sebeple iş kazasında da en ön sıralardayız. Birleştirilmiş ruhsatlardan oluşan daha büyük ölçekli işletmelerle yatırım, işletme, finans ve pazarlama maliyeti başta olmak üzere, birçok yarar sağlanacağı muhakkaktır. Daha da önemlisi, ciddi denetlendiği takdirde insan sağlığına yönelik birçok yarar sağlanacaktır. Ancak bu işlemler yapılırken daha az rezerve sahip ruhsat sahipleri, giderlerinin karşılanması bir tarafa, ruhsat iptaliyle yüz yüze geleceklerdir. Bu sebeple ruhsat güvencesi sağlanmalıdır. Öteden beri yürüttükleri işlerinden alıkonmalarının sosyal ve psikolojik boyutları dikkate alınmalıdır. Şirketlerin birleşmeye zorlanması hukuki sorunları beraberinde getirecektir. Rezerv miktarına göre kurulacak şirketten ortaklık payı alması güvenilir olmayabilir. Rezervin değeri de pay alımında kriter olarak değerlendirmeye alınmalıdır. Kazanılmış haklar korunmalıdır. Yatırımların güvenceden yoksun hâle gelmesi, iş çevrelerinde geleceğe yönelik tereddütler yaratacaktır. Bu ve benzeri sebeplerle çok itinalı davranılmalıdır diyorum.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tor.