GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Görevlerine son verilen kamu görevlilerinin durumuna ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:95
Tarih:23.05.2017

MEHMET TÜM (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

İngiltere'de yaşanan terör eylemini şiddet ve nefretle kınıyorum.

Yüz elli üç yıl önce Çarlık Rusyasında katliama uğrayan Çerkez halkının acısını paylaşıyorum.

Değerli milletvekilleri, 15 Temmuz darbe süreciyle başlayan tek adam anlayışı ve Cumhurbaşkanının AKP'nin Genel Başkanı olmasıyla birlikte ülkemizde yeni bir dönem başlamıştır. Türkiye'de, tarafsızlık yemini etmiş Cumhurbaşkanı artık tarihe karışmıştır, onun yerine taraflı bir genel başkan gelmiştir.

Değerli arkadaşlarım, 15 Temmuzu bahane ederek on aydır uyguladığınız OHAL'le Türkiye'de adaleti, demokrasiyi, hukuku, insan haklarını katlettiniz. Ülkemizde hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmamıştır. AKP, Türkiye'yi konuşma, düşünme, haber alma, yazma ve çalışma özgürlüğü olmayan tutsak bir ülke durumuna getirmiştir. Gelinen yerde, adalete, hukuka, hatta Meclisin çalışma yöntemine tek adam karar vermektedir. Basındaki manşetleri tek adam belirliyor.

Tüm aykırı sesleri susturuyorsunuz. Cumhuriyet gazetesi, Sözcü gazetesi, Hürriyet internet sitesi bunun en belirgin örneklerindendir. Seçilmiş siyasetçileri, gazetecileri, akademisyenleri, aydınları sırf sizi eleştirdi diye cezaevlerine atıyorsunuz. Geçmişte, Ergenekon ve Balyoz davalarında olduğu gibi, olmayan suçlar, olmayan örgütler yaratıyorsunuz. İnsanlar hak arayacak hiçbir yer ve makam bulamıyorlar. Seslerini duyurmak, işlerini geri almak için yetmiş beş gündür açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'yı dinlemek yerine gözaltına aldınız. Hak aramayı suç sayıyorsunuz. Bu yaptığınız zulümdür. İnsanları ölüme mahkûm ediyorsunuz.

Kim konuşursa, kim hakkını ararsa FETÖ'cü olmakla suçluyorsunuz. FETÖ'yü ziyaret edenler, dizinin dibinde oturanlar, ona biat edenler sizin partinizin en etkili, yetkili kişileri değil midir? Bunları görmezlikten geliyorsunuz.

Hukuk adına, insanlık adına her şeyi sulandırdınız. Asıl darbeyi siz yaptınız. 120 bin kamu görevlisini işten attınız. Yeni doğan bebekleri annelerinden ayırdınız. Çocukları, yaşlıları açlığa, sefalete, hatta ölüme terk ettiniz. Türkiye'nin en büyük üniversite kıyımını siz yaptınız. Milyonlarca mağdur yarattınız. O kadar gözünüz döndü ki hiç kimse adalet arayamaz duruma geldi. Bağımsız yargıyı tümden yok ettiniz, hâkim ve savcı diye kendi militanlarınızı atadınız. Şimdi bunların eliyle yargısız infazlar yapıyorsunuz. Sizler bu kadar zulüm karşısında kendi vicdanlarınıza nasıl hesap vereceksiniz? Çocuklarınızın yüzüne nasıl bakacaksınız?

Değerli arkadaşlar, Türkiye tarihinde ne yazık ki birçok darbeye hep birlikte tanık olduk. Hiçbir darbe döneminde sizin mağdur ettiğiniz kadar, insanlar mağdur edilmedi. Sendikaların, emekçilerin, yoksulların, işsizlerin üzerinde baskı kurdunuz. Demokrasi adına, hak aramak adına her türlü gösteri ve toplantıyı yasakladınız. Böyle bir demokrasi dünyanın neresinde vardır? Bunun adı olsa olsa faşizmdir, diktatörlüktür.

16 Nisanda neler yaptığınızı, halkın oylarını nasıl gasbettiğinizi tüm dünya âlem bilmektedir. Millî iradeyi hiçe sayan, onu ayaklar altına alan bir ülkede demokrasiden, hukuktan asla söz edilemez.

Değerli arkadaşlar, adalet devletin temelidir. Siz devletin temeliyle oynadınız ve adaleti öldürdünüz. Adaletin öldüğü yerde insanlık ölmüş demektir. Bu ülkenin kurucu felsefesi olan 23 Nisanın içini boşalttınız. 19 Mayısı yasakladınız, kutlayanlar hakkında soruşturma açtınız. Halkına adalet sağlamayan bir iktidar asla ayakta kalamaz. Sizin de sonunuz yakındır. Sizin amacınız laik Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmaktır. Buna halkımız asla izin vermeyecektir, bunu asla başaramayacaksınız.

Değerli arkadaşlar, iktidara düşen görev bu zulümlere neden olan OHAL'den derhâl vazgeçmektir. Bir an önce, kanun hükmünde kararnameler olarak çıkardığınız diktatörlük yasalarına son veriniz. Suçsuz yere cezaevlerine attığınız yurttaşlarımızın mağduriyetini gideriniz ve özgürlüklerini iade ediniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET TÜM (Devamla) - FETÖ darbesini bahane ederek yaptığınız darbeye son veriniz. Bu kayyumcu anlayışa sahip ülkenin gideceği hiçbir yer yoktur. Bu dikta anlayışınız...

Bir dakika verir misiniz Sayın Başkan?

BAŞKAN - Sayın Tüm, lütfen bitiriniz.

MEHMET TÜM (Devamla) - Bu dikta anlayışı devam ederse bunun hesabını halka veremezsiniz. Şimdi, "Efsane geri döndü." diye çığlıklar atıyorsunuz. Hukuk devletinde efsanelere asla yer yoktur. Her gün efsaneler, reisler yaratarak demokrasiden adım adım uzaklaşıyorsunuz. Türkiye sahte kahramanlar, savaş bilmeyen başkomutanlar, şeyhler ve müritler ülkesi değildir. Türkiye laik, demokratik, sosyal hukuk devletidir ve sonsuza kadar böyle kalacaktır.

BAŞKAN - Sayın Tüm, süreniz doldu.

MEHMET TÜM (Devamla) - Tüm halkımızın beklediği ve istediği budur. Gelin, bu tek adamcı anlayıştan bir an önce vazgeçiniz.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Başkan, süresi doldu.

MEHMET TÜM (Devamla) - Bir kere de olsa demokrasiden, toplumsal uzlaşmadan, barıştan söz ediniz. Barıştan ve özgürlükten korkmayınız.

BAŞKAN - Sayın Tüm...

MEHMET TÜM (Devamla) - Demokrasinin olduğu bir ülkede herkese yer vardır.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından "Bravo." sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tüm.