| Konu: | 24 Mayıs 1993 tarihinde Elâzığ-Bingöl kara yolunda PKK'lı teröristler tarafından şehit edilen 33 askeri rahmetle andığına, şeref aylığı bağlanırken en önemli kriterin vatana hizmet kriteri olması ve terörle mücadele sırasında yaralanıp gazi sayılmayanların mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 24.05.2017 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Bundan tam yirmi dört yıl önce, 24 Mayıs 1993 tarihinde Malatya'dan usta birliklerine gitmek için sivil otobüslerle yola çıktıktan sonra Elâzığ-Bingöl kara yolunda PKK'lı teröristler tarafından yolları kesilen ve otobüsten indirildikten sonra kurşuna dizilerek şehit edilen 33 askerimizi rahmet, minnet ve dualarla anıyoruz. Herhâlde en büyük insan hakkı yaşama hakkıdır. Bu masum insanları, nereli olduğuna, kim olduğuna bakmaksızın şehit edenler ve o şehit edenlerle ilgili olarak da hiçbir kaygı taşımayanlara insan hakkı anlamında bu olaya bir daha bakmalarını tavsiye ediyorum.
Anayasa'mızın 61'inci maddesi, devletin, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gazileri koruyacağını, toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlayacağını taahhüt etmektedir. Biz de Millet Meclisinin üyeleri olarak öncelikli olarak bu taahhüt çerçevesinde gazilerimiz ve şehitlerimizin aileleri için gerekenleri yapmamız gerekmektedir. Ancak, şehit yakınlarının ve gazi, harp malulü, muharip gazi, malul gazilerin haklarını yeterince verdiğimiz söylenemez. Birçoğunun yokluk içerisinde hayatını idame ettirmeye çalıştıklarını görmekteyiz.
Diğer taraftan, bunlar arasında -gazi, harp malulü, muharip gazi, malul gazi- farklı isimler var ve statüleri farklı, hakları da çok farklılaştırılmış durumda, aralarında da ciddi adaletsizlikler var. Bunlardan bir tanesi şeref aylığı konusunda. Şimdi, şeref aylığı bağlanırken en önemli kriter vatana hizmet kriteridir. Dolayısıyla bu kriter çerçevesinde mesela er de general de vatana hizmet maaşı anlamında aynı maaşı almaktadır ancak sonradan buraya farklı bir kriter getirilerek sosyal güvencesi olup olmadığına göre şeref aylığı farklılaştırılmıştır. Bu, şeref aylığı alan gazilerimizi ciddi ölçüde yaralamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
ERHAN USTA (Samsun) - Buradaki kriterin sadece "vatana hizmet" kriteri olarak kalmasının ve sosyal güvencesi olup olmamasına bakılmaksızın şeref aylığı ödenmesinin gerekli olduğuna inanıyoruz.
Diğer bir farklılık: Özellikle 15 Temmuz şehit ve gazileri ile terörde şehit olan ve gazi olanlar arasında da ciddi farklılıklar oluşturulmuştur. Burada da esasında hiçbir şekilde gazi sayılmayan yani terörle mücadele sırasında yaralanıp gazi sayılmayanlar ciddi ölçüde mağdur edilmektedir. Şöyle bir durum var: Bugün dernekler de bizi ziyaret ettiler. Ciddi ölçüde aslında yaralananlar var. Burada, örneğin, şu röntgeni göstermek istiyorum, belki ekranda görünür, kalbinde kurşunla geziyor, vücudunda 400 tane şarapnelle gezenler var. Bu insanlarımız mesela x-ray cihazlarından geçemiyorlar yani havaalanlarında bütün üzerlerindeki kıyafetleri çıkarmaları durumunda dahi ellerinde bir gazilik belgesi de olmadığı için...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.
ERHAN USTA (Samsun) - ...ciddi mağduriyet yaşamaktadırlar. Bunların talebi: Bir maaş filan istemiyorlar devletten, bu vatan için gazi olmuş ve önemli ölçüde yaralanmış olan bu insanlar sadece bu şerefli unvanı, gazilik unvanını almak istiyorlar. Dolayısıyla bizim de Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bu konuda daha hassas olmamız lazım. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konuda verdiğimiz bir sürü kanun teklifi var. Bu kanun tekliflerinin de gündeme alınarak bu adaletsizliklerin giderilmesinin toplum açısından ben son derece önemli olduğunu düşünüyorum.
Teşekkür ederim.