| Konu: | Bütün İslam âleminin ramazan ayını tebrik ettiğine, Muş Milletvekili Burcu Çelik'in tutuklanmasına ve küçük çocukların anneleriyle birlikte cezaevinde bulunması uygulamasının demokrasinin ve yasama organının utancı olduğuna, Çorum katliamının 37'nci ve Gezi direnişinin 4'üncü yıl dönümleri ile Ahmed Arif'in 26'ncı, Nazım Hikmet'in 54'üncü ölüm yıl dönümlerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 30.05.2017 |
AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; rahmet, bereket ve sabır ayı olan ramazan ayına girmiş bulunuyoruz. Ben, başta tüm halkımız olmak üzere bütün İslam âleminin ramazan ayını tebrik ediyorum. Bu ayın, barışa, kardeşliğe, eşitliğe vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gün yok ki insan hakları ihlallerinin ileri düzeyde uygulandığı bir ülke olarak anılmayalım. En son, bu Parlamentonun üyesi olan, bu yasama organının üyesi olan Burcu Çelik arkadaşımız, akla zarar bir kararla tutuklandı ve tutuklayan, asıl mahkemesi değil, kendi mahkeme başkanı değil; asıl mahkemesinden orada bulunan bir tek savcının ifadesi alındığı için serbest bırakılması talebine rağmen başka bir mahkemenin heyeti tarafından tutuklandı.
Burcu Çelik arkadaşımızın çocuğu, 3 yaşında ve bu hafta itibarıyla cezaevine girecek çünkü annesine olan ihtiyacını, bu duyguyu annesine, babasına evlatlık bağıyla bağlı olan veya evlat sahibi olan bütün anne, babalar bilirler. Bunu bu ülkenin demokrasisinin, bu ülkenin yasama organının bir utancı olarak bütün milletvekillerinin bilgisine sunmak istiyor ve bu uygulamanın bir an önce son bulması, bu hukuksuzluğun ortadan kaldırılmasını talep ediyorum.
Sayın Başkan, dün, Çorum katliamının yıl dönümüydü. Çorum katliamı, bu ülkede, farklı kimliklerle bu ülkenin bir zenginlik öğesi olarak yaşayan ötekileştirilmişlere karşı yönelimin birçok örneğinden sadece bir tanesiydi. Çorum katliamında Alevi yurttaşlarımıza dönük uygulamaların planlı bir politikayla nasıl katliama dönüştüğünü...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Yıldırım.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim.
...bu ülkenin, maalesef, tarihine kara bir leke olarak kaydetmişiz biz. Katliamda hayatını kaybedenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
Aynen, hak arama bilinci, bugün yıl dönümü olan, 4'üncü yıl dönümü olan Gezi'de olduğu üzere. İktidarlar, her zaman, kendi iktidarlarını sarsacak olan ve hak arama yöntemlerini geniş kitlelerce arayanlara karşı bu şiddet uygulamalarına kolayca başvurabilmişlerdir. Cumhuriyet tarihi boyunca Gezi ve Çorum'dakine benzer örneklere Şeyh Sait'te, Ağrı'da, Dersim'de, Koçgiri'de, Zilan'da, Sivas'ta, Maraş'ta ve Roboski'de, Cizre'de, Sur'da çokça tanıklık ettik. Bu temelde, Türkiye demokrasi tarihi açısından önemli bir dönüm noktası olan Gezi direnişinin yıl dönümünde, o gün direnenleri, haklarını arayanları, kendisine dayatılan despotik yapıları kabul etmeyenleri, hayatını kaybedenleri rahmetle andığımı ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Size de bir dakika ek süre veriyorum Sayın Yıldırım.
Buyurun.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim.
Bir de bu hafta, bu ülkenin edebiyatına, insanlarının duygusuna tercüman olmuş olan iki önemli şairin ölüm yıl dönümü. Birincisi, hemşehrim Ahmed Arif'in, 2 Haziranda ölüm yıl dönümü; diğeri ise maalesef, bir sürgünde hayatını kaybetmiş büyük şair Nazım Hikmet'in ölüm yıl dönümü. Hemşehrim olan Ahmed Arif'ten küçük bir mısrayla sözlerimi tamamlamak istiyorum: "Ne alnımızda bir ayıp ne koltuk altımızda saklı haçımız var/Biz bu halkı sevdik ve de bu ülkeyi/İşte budur bağışlanmaz, korkunç suçumuz." diyorum.
Bütün Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)