GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:98
Tarih:30.05.2017

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak itfaiyecilerimizin sorunlarının araştırılarak çözüm yollarının tespit edilmesi amacıyla vermiş olduğumuz araştırma önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Yüksek teknolojiyle sürekli büyüyerek genişleyen kentlerde büyümeye bağlı artış gösteren yangınlar çalışma ve yaşam alanlarımızı tehdit etmekte, yangın türlerinin ve yanıcı madde çeşitliliğinin çoğalmasıyla birlikte halkın can ve mal güvenliğini sağlayan itfaiye teşkilatlarımızın, dolayısıyla itfaiyecilerimizin de önemi giderek artmaktadır.

İtfaiye teşkilatları, tüm dünyada kurumsallaşmış en yaygın acil durum teşkilatlarıdır. İtfaiye teşkilatları her ne kadar yangınla mücadele için kurulmuş olsalar da artık her türlü arama, kurtarma faaliyetleri, acil durum koordinasyonları, acil yardım hizmetleri, tehlike önleyici faaliyetler, halkın acil durumlara karşı eğitimi gibi görevler, itfaiye teşkilatları tarafından icra edilmektedir.

İtfaiyecilerimiz, yangın söndürmeden arama kurtarmaya, denetimden eğitime oldukça geniş bir alanda faaliyet yapmaktadırlar. Bu denli önemli ve geniş bir alanda görev yapmalarına rağmen, maalesef, itfaiyecilik, polislik ya da öğretmenlik gibi bir meslek grubu hâline gelebilmiş değildir.

İtfaiyecilik riskli bir meslektir. Vatandaşlarımızın yangına karşı can ve mal güvenliğini sağlamak ve bunu hayatı pahasına yapmak itfaiyecilerimizin en temel vazifesidir.

İtfaiyecilerimizin yaptıkları iş bakımından son derece tehlikeli çalışma koşulları bulunmaktadır. İtfaiyeciler duman zehirlenmesi, yüksek ısıya bağlı yanıklar, kimyasal maddeye maruz kalma gibi sağlık risklerinin yanı sıra, düşme, göçük altında kalma, travma ve trafik kazaları gibi fiziksel risklerle de yüz yüze kalmaktadırlar.

Uzun yıllar itfaiyeci olarak görev yapıp da yaralanmayan veya büyük tehlike atlatmayan itfaiyeci sayısı çok azdır. Son derece tehlikeli bir iş kolunda görev yapan, yaptıkları görevi canla başla ifa eden itfaiyecilerimiz, maalesef, bu denli tehlikeli ve önemli bir görev yapmalarına karşın birçok haktan mahrumdurlar.

Bilindiği gibi, ülkemizde itfaiyecilik teşkilatı ilk olarak "Dergâh-ı Âli Tulumbacı Ocağı" adıyla 1720 yılında kurulmuş. Tarihi üç yüz yıl evvele dayanan bir meslek olan itfaiyecilik, eğitimiyle, sosyal, ekonomik ve özlük haklarıyla önem verilmesi gereken bir meslek alanıdır.

Nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu İstanbul şehrimizde son altı yılda 139.475 adet yangın çıkmış ve itfaiyecilerimiz bu olaylara müdahale etmiştir.

Bunun yanı sıra, itfaiyecilerimiz, aynı zamanda trafik kazası, sel, su baskını, güvenlik tedbirleri, can kurtarma gibi olaylarda da görev almaktadırlar. Daha geçen gün teröristlerin kaldığı bir eve yapılan operasyonda, yine itfaiyecilerimizin burada önemli görevler yaptığını ekranlardan hep birlikte gördük.

Başkent Ankara'da da 2016 yılında itfaiye teşkilatımız 11.765 yangına müdahalede bulunmuştur. Diğer olaylarla birlikte itfaiye teşkilatı başkentte her gün ortalama 50'den fazla olaya müdahale etmektedir.

Yine, seçim bölgem olan Adana'da itfaiyecilerimizin görev yaptığı yangın sayısı 6 binden fazladır. Bu, itfaiyecilerimiz açısından ciddi bir iş yükü oluşturmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüksek riskli bölgelerde, tanımadığı insanların can ve mallarını kurtarmak için kendi hayatlarını tehlikeye atan, birer kahraman olan itfaiyecilerimizin yıllardır biriken ve çözüm bekleyen birçok sorunu bulunmaktadır. Bu sorunların en başında, itfaiyeciliğin bir meslek grubu hâline getirilememiş olması vardır. Evet, 2016 yılında ulusal meslek standardı hazırlandı ve itfaiyecilik mesleğinin belli seviyelerde tanımlanması, uluslararası standartlardaki karşılıklarının belirlenmesi söz konusu oldu. Ancak itfaiyecilik mesleği, itfaiyeciler hâlen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda genel idare hizmetleri sınıfında sayılmaktadırlar. Yine, hepinizin malumu olduğunu düşünüyorum, afet müdürlüklerinde çalışan arama kurtarma personelleri teknik hizmetler sınıfında yer almakta, görev itibarıyla da bakıldığında aslında aynı görevleri yaptıklarını görmekteyiz. Bu durum itfaiyecilerimizin özlük hakları bakımından mağdur olmalarına neden olmakta. Bu sorun bir an önce çözülmeli, itfaiye hizmetlerini doğru bir şekilde tanımlayacak ve kapsayacak bir hizmet sınıfı oluşturulmalıdır.

Bir başka önemli sorun, itfaiyecilerimizin yıpranma tazminatlarını tam olarak alamamalarıdır. İtfaiye veya yangın söndürme işlerinde çalışanlara kanun gereği uygulanması gereken altmış günlük fiilî hizmet süresi zammı maalesef uygulanmamakta, sadece gitmiş olduğu yangın söndürme saati süresince fiilî hizmet süresi verilmektedir. Birçok meslek grubunun yaptıkları iş dolayısıyla birtakım özel hizmet tazminatları bulunmamaktadır. Buna karşın, başta yangın olmak üzere, birçok arama kurtarma gerektiren olaya fiilî müdahalede bulunan ve tehlikeli bir faaliyet alanında hizmet veren itfaiyecilerimiz meslekleriyle ilgili hiçbir tazminat alamamaktadırlar. Yine, afet ve acil durum, yangın, itfaiye gibi mesleğe özgü tazminatları da maalesef yoktur. Fırsat eşitliğine dayalı kariyer ve liyakat sistemleri yoktur. Görevde yükselme siyasi saiklerle yapılmaktadır. Aynı görevi ifa etmelerine rağmen 5 ayrı statüde itfaiyeci çalıştırılmakta, yapılan iş aynı olmasına rağmen özlük hakları ve maaşlarında farklılıklar bulunmaktadır.

Belediyelere bağlı olarak kurulan ve çalışan itfaiye teşkilatlarının ülke genelinde bir birlikleri bulunmamaktadır, kendi bütçeleri yoktur. Ülke genelinde istatistik açısından veri elde etmek de mümkün değildir. İtfaiyeci olarak istihdam edilip başka işlerde çalıştırılan kişiler de mevcuttur. Görev tanımlarında olmamasına rağmen yol yıkamak, ağaç sulamak, afiş ve pankart asmak gibi görevler de yaptırılmaktadır. Bunun nedeni, özlük haklarının tam ve yeterince belirlenememesi ve meslek statüsünün, meslek kimliğinin tanımlanmamış olmasıdır. Bir diğer sorun ise bu konuyla ilgili yapılan yetersiz istihdamdır. Dünya genelinde, gelişmiş ülkelerde nüfusa oranla 1.000-1.500 kişiye 1 itfaiye personeli düşerken, bu maalesef, ülkemizde 5.000-6.000 kişiye 1 itfaiye personeline denk gelmektedir.

Dünyada itfaiyecilik teşkilatının öncülerinden sayılabilecek ülkemiz, itfaiyecilerimizin sorunlarını bir an önce çözmelidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi bir araştırma komisyonu kurmalı, itfaiyecilerimizin taleplerini dinlemeli, sorunları titizlikle araştırarak, gerekli idari ve yasal düzenlemeleri yaparak çözüme kavuşturmalıdır.

Bu vesileyle, araştırma önergemize destek vermenizi diliyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)