GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü'ne, kayyumların deyim yerindeyse faşizme tekabül eden uygulamalarının devam ettiğine ve Semih Özakça ve Nuriye Gülmen'in açlık grevlerinin 95'inci gününde olduklarına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:104
Tarih:12.06.2017

AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bugün Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü. Ülkemizdeki çocuk işçiliği öyle bir hâlde ki sağlıklı bir veriye dahi sahip değiliz. Sayısı milyonlarla ifade edilen, bu ülkenin geleceği olarak addettiğimiz çocuklar, fabrikalarda, trafik ışıklarında mendil satıcılığında, ayakkabı boyacılığında ve tarlalarda asla kendi boylarının ve bedenlerinin kaldıramayacağı bir belirsiz içerisine sürüklenmiş durumdalar. Sadece tarım işçisi ailelerin yanındaki çocukların yüzde 90'ının tarım mevsiminde yedi gün on bir saat çalıştıklarını bilimsel bir veri olarak sunabiliriz.

Sayın Başkan, özellikle AKP'nin ülkeyi KHK cumhuriyetine dönüştürmesinden sonra, dünya siyaset literatüründe bir karşılığı olmayan, "kayyum" denen ne menem olduğu... Sadece yönetmek üzere görevlendirildiği yerlerle ilgi bağı 3 imzaya dayanan kayyumların, deyim yerindeyse faşizme tekabül eden uygulamaları devam ediyor. Düşünün, son bir ayda bir kayyum, AKP tarafından atanmış bir kayyum tarafından orada bir toplumsal hafızaya tekabül eden heykelin yıkılışının 3'üncüsünü yaşadık. 2004 yılında, AKP iktidarı döneminde Kızıltepe'de 13 kurşunla öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın on yıllık heykeli yıkıldı. Kim tarafından? AKP'nin kayyumu tarafından. Şimdi düşünün, bir yerde heykel niye yıkılır? Şu yeryüzünde heykellerin yıkılması; bir, İkinci Dünya Savaşı uygulamalarına denk gelir, bir de günümüzde IŞİD'in yaptığı bir şeydir. Heykel niye yıkılır?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum Sayın Yıldırım.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Güncel olarak IŞİD'le özdeşleşmiş olan Musul'da ve Palmira'da bildiğimiz heykel yıkılması olayını, AKP'nin 3 imzayla görevlendirdiği kayyumların yapıyor olması neye tekabül ediyor? Bizim anladığımız şudur: Bir yerde toplumsal hafızayı, acıyı bir daha yaşanmamak üzere, diri tutmak üzere yapılmış olan bir heykel, aynen Roboski'de, aynı Cizre'deki Orhan Doğan heykelinin kayyumlar tarafından yıkılmasında olduğu üzere, herhâlde faili olunan bir olayı unutturmak, aklınca onu hafızadan silmek üzere uygulanıyor olabilir, başkaca bir açıklaması yoktur. Yoksa, AKP bu heykelleri yıktırtarak, bu siyasi iktidar, kendi döneminde katledilmiş çocukların unutulmasını istiyor olabilir. Ama kayyumların yönetmek üzere görevlendirildiği yerleşim birimleriyle ilgi bağı budur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız Sayın Yıldırım, mikrofonunuzu açıyorum.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Son olarak da öğretmenimiz Semih Özakça, akademisyenimiz Nuriye Gülmen'in açlık grevlerinin 95'inci günü. Artık her an hepimizin toplumsal vicdanını sızlatabilecek bir haberle karşılaşabiliriz.

Peki, neden tutuklular bunlar? Sadece işlerini istediler; yıllara sari eğitimlerinden kaynaklı, emekleriyle, alın terleriyle almış oldukları işlerini istediler. Peki, tutukluluklarının sebebi ne? Herhâlde KHK faşizmini dünyaya duyurdukları içindir, AKP'nin zulüm politikalarını toplumsal mesele hâline getirdikleri içindir, açlık grevleriyle tüm toplumu ve tüm insanlığı doyurmaya çalıştıkları içindir diyorum.

Teşekkür ederim.