GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tarım Kredi Kooperatiflerinin zarara uğramasında sorumluluğu bulunduğu ve bu nedenle çitçileri mağdur ettiği iddiasıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesinin (11/16) ön görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:104
Tarih:12.06.2017

CHP GRUBU ADINA OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tarım Bakanı Faruk Çelik'in görevi kötüye kullandığına dair Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına verdiğimiz gensoru üzerine söz almış bulunmaktayım, yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

AKP, on beş yılda Türkiye tarımını üretici bir konumdan ithalatçı bir konuma getirdi. Hatta, on beş yıllık göstergelerinin bir fotoğrafını da göstermek istiyorum: Bundan önceki Tarım Bakanına biz değil Fransızlar madalya verdi. Ama gelen gideni aratırmış. Biz de şimdiki Bakan hakkında konuşalım:

İlk atandığı zaman tebessümle karşıladık, "Bu işi bilmiyor." demiştik. Tarımı bilmediğini bakan yardımcısını atadığı zaman gösterdi. Bir hukukçuyu bakan yardımcısı olarak atadı, "Olmadı." dedik, eski Meclis Dilekçe Komisyonu Başkanını atadı sonra Müsteşar olarak İŞKUR Genel Müdürünü atadı, yani A takımı berbat. Hâlbuki grubunuzun içerisinde birçok ziraat mühendisi, birçok veteriner, bu konuyla ilgili uzmanlar var ama bula bula böyle bir A takımını buldunuz. Gerçi Faruk Çelik bu tip işlere çok alışık; iki Faruk, Bilim Bakanı Faruk Bey ile Tarım Bakanı aralarında değiştiler. Bakın, biri onun dünürünü aldı, müsteşar yaptı, biri onun kardeşini kendine genel müdür yaptı. Bunlar basında çıkan haberler, özel bir araştırma yapmadık, al gülüm ver gülüm yani. (CHP sıralarından alkışlar)

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Ballı damat, ballı damat.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Damatları severler bunlar.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - İşin ehli olmayan Faruk Çelik Türkiye tarımının başına geçtikten sonra güler yüzüyle sempati topladı ama uygulamalar hiç öyle değil.

Bakın, on beş yıllık iktidarınız boyunca Türkiye üretici bir konumdan ithalatçı bir konuma geldi.

Millî gelir rakamlarına bakalım: Her türlü hesaplamayı değiştirerek yaptığınız millî gelir rakamlarında kişi başına düşen millî gelirimiz 9 bin dolar olmasına rağmen çiftçinin geliri maalesef 3 bin doları aşmıyor.

Yine, 2006 yılında çıkan Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesi çok açık: "Gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'inden az destek verilemez." Neye? Tarımsal desteklemelere. Ama siz kredileri de destek sayıyorsunuz, sulama yatırımlarını da destek sayıyorsunuz; olmaz. Bu rakamlarla oynuyorsunuz, her şey ortada. Köyden kente göç eden bir çiftçi kitlesi var, ekilmeyen araziler var. Aldığınızda 1 milyar lira olan çiftçinin borcu bugün 80 milyar ve çiftçinin borcunu nedense yapılandırmıyorsunuz, her şeyi yapılandırıyorsunuz, iş çiftçiye gelince duruyorsunuz.

Bakın, geçtiğimiz yıl tam 3,5 milyar dolarlık yağlı tohumlu bitki ithalatı, 1,5 milyar dolarlık buğday ithalatı yapıldı; ana vatanı bu topraklar olan nohut, mercimeği bile ithal ediyoruz. Yazıktır, günahtır. Bu ülke hayvan ithalatı yapıyor, meralarımızı peşkeş çekiyorsunuz ama ciddi ithalat rakamları var.

İktidarı devraldığınızda 1 litre mazot 1 liraydı, şimdi 4,5 lira. Bana gelen bazı bilgilere göre birkaç gün önce topluyorsunuz... Buğdayda da gümrük vergilerini indirmeye çalıştığınızdan haberim var ve diyorsunuz ki: "Fiyatlar yükselmesin." Yani çiftçi kazanmasın diye elinizden geleni yapıyorsunuz. Bu böyle olmaz. İnsanları göç ettiriyorsunuz, tarımsal nüfusu azalttırıyorsunuz ama Türkiye karnını doyuramıyor.

Tabii ki, bu konuları konuşmak için gelmedik, bunları konuşmak için zaten her zaman geliyoruz. Peki, neden gensoru verdik, neden? Tarım Kredi Kooperatiflerinde ciddi şaibeler var, bunun için biz gensoru verdik. Tarım Kredi Kooperatiflerinin kendi içlerinde bir denetleme mekanizması yok mu? Var ama en üstte Tarım Bakanı var. Gensoru vermeden önce, Tarım Bakanlığı ve Tarım Krediyle ilgili basında yer alan iddiaları, soru önergeleriyle sürekli ben ve arkadaşlarım soruyoruz ama soru önergelerimize ciddi cevaplar vermiyorsunuz. Ya hiç cevap vermiyorsunuz ya da göstermelik cevaplar veriyorsunuz. Bunun üzerine "Biz sorularımızı buradan soralım." dedik. Çok kolay sorular, çok zor sorular değil.

Bakın, arkanızda oturan Tarım Kredi Kooperatiflerinin Genel Müdürünün maaşı. Bunu sorduk. 100 bin liradan 30 bin liraya inecekmiş. Bu bir yıl önce. Sizin beyanınız. Yani maaşını yüzde 70 düşürüyorsunuz. Doğru mu yanlış mı? Acaba ne kadar maaş alıyor? Bunu sorduk. Bunu öğrenmek bizim hakkımız değil mi? Çünkü basında diyor ki: "30 bin lira maaş alıyor." 30 bin lira maaş çok. Bakın, çiftçi yılda 3 bin doları zor elde ediyor, bir genel müdür bu kadar maaş alıyor.

Hâlbuki Tarım Kredi Kooperatifleri kim? Kim kurdu? Atatürk kurdu. 1 no.lu ortağı. Böyle bir kurumun başında oturuyor, görevi Türk çiftçisini korumak, ezdirmemek, düşük fiyatlarla girdi temin etmek, piyasaları gerektiğinde düzenlemek, çiftçiyi kredilendirmek ama bunu böyle yapmadığını biliyoruz.

Maaş fiyaskosundan sonra Tarım Kredi dosyası bitmiyor. Acaba maaşı düştü mü? Tekrar soruyorum. Bordroyu bir türlü bulamadık. Niye? Yayın yasağı ve personeline sözleşme imzalatmışlar. Biz nedense gensoruyu verdikten sonra hummalı bir çalışma içine girmişler. Keşke bu hummalı çalışmayı Türk tarımı üzerine yapsalar. (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, maaş fiyaskosundan sonra, hem yüksek maaşlar var hem de partizanlık var, AKP partizanlığı. Örneğin, zarar eden Tarım Kredi Birlik AŞ. On üç tane şirketi var. Bunun yöneticileri kimlerden oluşuyor? Çiftçilerden oluşması gerekmez mi ya da konuyla ilgili eğitim almış kişilerden oluşması gerekmez mi? Hayır, AKP'nin çöplüğü hâline gelmiş. Bütün eski milletvekillerini, belediye meclis üyelerini, AKP üyelerini bu yönetim kurullarına doldurmuşsunuz. Sadece bir tanesini inceledim, 6 kişiden 4'ü ya AKP'nin eski milletvekili ya milletvekili adayı yani partizanca bir kurum yönetiyorsunuz. Bunu da sorduk ama cevap gelmedi. Bereket, internet var. Ey internet, her şeye kadirsin; sağ ol, çok teşekkür ediyoruz, her şeyi senden bulabiliyoruz.

Genel Müdür bununla da kalmıyor, bakın, "tweet"ler atıyor. Attığı "tweet"lerden bir tanesi: Herkesin çok yakından tanıdığı CNN Türk'te program yapan Şirin Payzın... Ne diyor? "Şirin, sana 'Artık AKP deme, AK PARTİ de.' talimatı gelmedi mi? Doğan ve paralel medya seve seve 'AK PARTİ' derken sen ne ayaksın Şirin?" Bunu çiftçiye atmıyor arkadaşlar.

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Yuh, yuh, yuh!

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Yuh onlara, yuh!

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Yani yönlendirme.

Bu Genel Müdür acaba çiftçiye mi hizmet ediyor, yoksa kendi grubuna mı hizmet ediyor? Hatta partimize bile dil uzatma cesaretinde bulundu.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Koparıveririz yalnız.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Bakın, bu fotoğrafı tanıyorsunuz. Cumhurbaşkanının fotoğrafını da "tweet"lerinde kullanıyor.

Hatta aynı Genel Müdür... Belge çok, o yüzden karıştırıyoruz.

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Siyasete girsin siyasete o kadar meraklıysa.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Aynen.

Hatta aynı Genel Müdür, Tarım Krediye ortak olan tüm çiftçilere 15 Nisan günü -bakın, 16 Nisanda referanduma gittik- 3 defa mesaj atıyor. Kimden mesaj geliyor? Çiftçi Ahmet Ağa bakıyor: "Aa, bana Tarım Krediden mesaj gelmiş." Şimdi, baktığı zaman mesaja ne diyor? "Yarın 16 Nisan, 'evet' deyin." diyor. Kimi kullanıyor? Çiftçinin kendi kurumunu kullanıyor. 3 defa mesaj, maliyeti ne kadar? Aşağı yukarı -araştırdım- 100 bin lira maliyeti var. Kimi kullanıyor? Çiftçinin kendi kuruluşunu kullanıyor. Kim? Tarım Kredinin Genel Müdürü, AKP adına çalışıyor, 'evet' mesajı.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Buna da yuh!

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Peki, siz çiftçi olsanız ne yaparsınız? Hele Tarım Krediye borcunuz varsa, tohum borcunuz var, gübre borcunuz var, avukatlık olmuşsunuz, ne yaparsınız? Bu bir etkilemek değil midir? Evet. Peki, çiftçiye şöyle mesaj atsaydı daha iyi değil mi? "Ey çiftçi kardeşim, gel bizde üre gübre çok ucuz, gel bizde '20.20' çok ucuz, mazot çok ucuz." Onu da araştırdım, değil, piyasa fiyatlarının çok çok üzerinde. Örneğin, en çok kullanılan gübrelerden biri üre; piyasada 1.000 lira, Tarım Kredide 1.250 lira. Bu nasıl bir kooperatifçilik?

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - O zaman buna da yuh!

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Örneğin, kuzu yemi piyasada 48 lira, Tarım Kredide 50 lira. Yani çiftçi özel sektörden de alabilir, Tarım Krediden de alabilir.

İşte fiyatlar böyle. Peki, sigortalar nasıl? Çiftçi sigortalama yapmaya kalktığı zaman ne yapıyor? Ha, orada da... Özel sigortaya gittiği zaman, örneğin 90 beygirlik bir traktörü 391 liraya sigortalattırabiliyor ama Tarım Krediye geldiği zaman tam 588 lira yani 200 lira fazla ödüyor. Şimdi diyecekler ki: "Bizim sigorta şirketimiz yok, Groupama'yla anlaştık. Groupama'yla 2019'a kadar anlaşma yapmaları lazım." Peki, sigorta şirketleri yok mu? Var. FETÖ'cülerden devraldıkları bir sigorta şirketi var.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Hadi ya!

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Bir tane isim yarışması açıyorlar bu sigorta şirketi için, 20 bin lira ödüllü ve bu ödülü nerede duyurmaları lazım? Kendi gazetelerinde duyurmaları lazım. Hâlbuki kendi gazetelerinde duyurmuyorlar, para çok ya Tarım Kredi Kooperatiflerinde -bakın, faturası burada- 668 bin lira vererek bir ajansa duyurtuyorlar. Arkadaşlar, Tarım Kredi Kooperatiflerinin Türkiye'nin her yerinde kooperatifi var.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) -Buna da yuh, buna da!

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Ye babam ye, ye babam ye.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Bu ilanı her yere asarsınız. Bırakın da o 20 bin lirayı çiftçiler kazansın. Ama siz bunun ismini, kimin kazandığını bile... Kim burada 1'inci oldu, hâlâ kimse bilmiyor ama nedense siz dört ay sonra adını "Bereket Sigorta" yapıyorsunuz. Bereket Sigorta işlemlere başlıyor. Üstteki yöneticilerini araştırmadım, alttaki yöneticilerini araştırdım. Otelde muhasebecilik yapan bir adam bile orada şu an yönetici. Neden? Sizin görüşünüzde olduğu için.

Başka bir usulsüzlük, personel alımında. Bakın, Bulgaristan'da Tarım Kredi Kooperatiflerinin bir şirketi var, adı "Trakya Dış Ticaret." Bu şirkete, Genel Müdürün talimatıyla, mevcut çalışan 2 kişi çıkartılarak yerlerine daha yüksek ücretle nişanlı bir çift alınmak isteniyor. Şirketin İcra Kurulu üyesi olan Ekrem Eraslan personel ihtiyacı bulunmadığını ve bu personel alımının şirkete, şirketin mali yapısına sıkıntı vereceğini belirterek karşı çıkıyor, "Benim şirketim zarar ediyor, zaten personel çalışıyor, sen bunları niye alıyorsun?" diye ısrar ediyor. Hatta, Ekrem Eraslan'a bu duruma ses çıkarmaması için daha iyi olanaklar teklif ediliyor ancak Ekrem Eraslan vicdani bir yük taşıyamayacağını söylüyor ve ahiret yurdunda mesuliyet taşımamak için istifa ediyor. İstifa mektubu da bizde vardır, isterseniz veririz.

Başka bir usulsüzlük yazılım işlerinde yani Tarım Kredinin şirketlerinden biri olan TARNET AŞ'de gerçekleşiyor.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Ya batmış burası ya!

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Bu şirket bilişim ve yazılım şirketi olmasına rağmen şirketin "web" sayfasını bile -bakın, bilişim şirketi, yazılım şirketi ama- başka bir şirkete yaptırıyorlar 5 milyon liraya. Bunun karşılığında da bir soruşturma geçiriyorlar. İşte 100 sayfalık soruşturma -buraya ben 2 sayfasını getirdim, sonucu ile başını- Genel Müdür döneminde şirketin iştiraki olan TARNET'in, şirketi 5 milyon lira zarara uğrattığıyla ilgili.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Tam arpalık olmuş.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Yuh ya!

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Başka bir konu var, o da Tarım Kredinin şirketlerinden biri olan GÜBRETAŞ'ın ortak olduğu Negmar Denizcilik. GÜBRETAŞ buradaki yüzde 40 hissesini satmak istiyor. Üç defa ihale yapılıyor, her ihalenin sonunda kazananlar oluyor ancak buna rağmen Negmar Denizcilikteki GÜBRETAŞ hisseleri bir türlü satılamıyor. Her nedense hisseler ilk ihaleye göre düşük fiyatla gidiyor. Peki, GÜBRETAŞ nasıl bir satış sözleşmesi hazırlıyor ve sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmeyecek firmalara hisse satış işlemi nasıl yapılıyor? Yani GÜBRETAŞ'ın Negmar'daki yüzde 40 payı satılmıyor mu, yoksa sattırılmıyor mu? Bunu da sorduk, bunların her birini sorduk biz size aslında. Cevap verseydiniz belki bugün gensoruya gerek kalmazdı.

Gelelim içler acısı bir duruma: Hayvan ithalatı. Şimdi, burada hayvancılığın durumunu anlattık, meralarımızın durumunu anlattık, ne kadar ithalat yaptığınızı anlattık. Ama hiç ders almadığınız gibi...

Bakın, başka bir usulsüzlük: 15 Temmuz darbe girişiminden üç gün sonra bir şirkete sözleşme karşılığı 3 milyon euroyu gönderiyorlar. Şirketin adı "Dilek KFT." Bu şirket Macaristan'da. Bu şirkete parayı gönderiyorsunuz "Bana 3.600 tane hayvan gönder." diyorsunuz. Şirket dört ay paranın üstüne yatıyor, hayvanlar yok.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Millet meydanlarda, onlar parayı götürüyor, oh!

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Ondan sonra, paranın gönderildiği Macaristan'daki firma sorumluluklarının hiçbir tanesini yerine getirmiyor. Bir de kredi almaya giden çiftçiden dünya kadar ipotek alıyorsunuz, kefalet alıyorsunuz, bu şirketten herhangi bir teminat almıyorsunuz.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Bakanın haberi yokmuş, haberi yokmuş!

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Daha sonra, bu para nedense Estonya ve Letonya'da kurulan 2 firma tarafından yedi ay sonra Tarım Krediye ödeniyor. Şimdi diyeceksiniz ki "İyi bir alışveriş, para kaybı olmadı." İyi ama -bu firmalar teminat veriyorlar bu sefer- nedense bu firmaların sahipleri Macaristan'daki firmayla aynı kişiler. Bu arada Tarım Kredinin alacağı hayvanlar bu firmalar aracılığıyla Et ve Süt Kurumu üzerinden ithal ediliyorlar. İthal edilen hayvanlar da Tarım Kredi ortaklarına veriliyorlar. Burada durum şudur: Bu paranın gönderiliş şekli -15 Temmuz olmuş, üç gün sonra gönderiyorsunuz, teminatsız- gönderildiği zaman ve paranın geri ödeme şekli...

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Ya, FETÖ'cüler kazanmış olmasın?

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Tarım Kredinin Kırklareli'deki 1.500 başlı çiftliğine tam 5 bin tane hayvan geliyor. Bakın, hayvanlar da bunlar, içler acısı. Bunları gösterdiğim zaman "Neye benziyor?" diyorlar.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Ya, onlar ölü gibi. Hasta hasta!

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Ölmek üzere olan hayvanlar.

Zaten, 5 bin tane hayvandan -rakamları var- 569 tanesi ölmeden kesiliyor, 80 tanesi de ölüyor. Bir de bunlara 500 bin lira masraf yapıyorsunuz. Masrafı yapan şahıs Recep Yamaç isimli bir veteriner. Recep Yamaç'ı araştırdım, kendisiyle de görüştüm; on üç yıldan beri orada çalışıyor, iyi bir veteriner. 500 bin lira masraf yapıyor ama hayvanlar kurtulmuyor. Hayvanlar kurtulmuyor ama kim suçlu peki bu işte? Recep Yamaç, işten el çektiriliyor. Bakın, hayvanların fotoğrafları burada.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - İş Recep'e kaldıysa ohoo!

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Daha fazla uzatmayayım.

AKP hem hayvan ithalatına önem veriyor hem de Türkiye Cumhuriyeti'ni bu tip olaylarla gündeme getiriyor. Yazıktır, günahtır!

İki gün önce açıkladığınız destekleme rakamlarını da söylemek istiyorum. Hem hayvan ithalatı yapıyoruz hem meralarımızda sorun var diyorsunuz hem de erkek hayvanların besi paralarını kesiyorsunuz. Altı yıldan beri erkek hayvanlara besi desteklemesi veriyordunuz, bunu neden kesiyorsunuz? Bu, konunun içinde yoktu, şimdi ekledim.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Samandan bahset, samandan.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Bu şirketlerin yöneticileri aynı kişiler. Mesela, BALTIC TURGİ şirketinin sahibi kim? Harun Aykul diye biri piyasalarda geziyor. Kim bu Harun Aykul? Neden bu hayvan ithalatlarında gündemde? Bakın, bu soruyu, bu usulsüz hayvan ithalatını da tam 24 Kasım 2016'da Tarım Bakanına sormuşum, hâlen bir cevap yok, kaç ay geçmiş.

Bütün bu olumsuzluklara bir önlem alınmazken Genel Müdür ve Yönetim Kurulu üyeleri Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliğinin 40'ıncı yılını bakın pasta keserek kutluyorlar. Pasta keserek kutlamalarına bir şey demiyoruz ama birer tane de maaş veriyorlar kendilerine. Yani hani o ballı maaşlar var ya, o maaşlardan birer tane de... "Biz çok hak ettik, çiftçiyi çok iyi bir duruma getirdik, Tarım Kredi kâr ediyor." Evet, ediyor, daha fazla etsin, çiftçiye daha fazla hizmet etsin. Bunu yapmıyorlar, Türkiye tarımını düşürdükleri durum ortada. Herkese birer maaş yani az önce söylediğim ballı maaşlardan. Bunu "web" sayfasında bulabilirsiniz.

Biz bu gensoruyu gündeme getirdikten sonra nedense bazı haberlerimize mahkemelerce yayın yasağı kondu. Hatta yine bu gensoru gündeme gelince geçen hafta Tarım Kredi çalışanlarına öyle bir sözleşme imzalatıldı ki çalışanlar hiçbir kusurları olmasa bile işten çıkarılabilecekler. Yani buradan bilgi sızmasın; hâlbuki sızan bilgiler basında var. Biz fazladan bir şey söylemiyoruz, direkt sözleşmeye imza attırılıyor dedik. Bu kadar usulsüzlüğü soru ve araştırma önergeleriyle incelemek ve hatta önlemek istememize rağmen, Tarım Bakanı Faruk Çelik maalesef burada iddia ettiğimiz konulara lütfedip de bir cevap vermedi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz, tamamlayınız.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Şurada bir araştırma komisyonu kuralım, inceleyelim. Bakın, bu bir millî servettir; yazıktır, günahtır. Hepimizin vergileriyle bu hayvanları getiriyorsunuz, hayvanlar yolda telef oluyor. Şimdi, diyecekler ki: "Yolda vapurun üstü açılmış, treylerlerin üstü açılmış, oradan yağmur girmiş, hayvanlar telef olmuş." Ya, arkadaşlar, bizim ciddi meralarımız var. Neden yemde destekleme yapmayı düşünmüyorsunuz? Neden Türkiye tarımını desteklemeyi düşünmüyorsunuz? Neden çiftçiyi desteklemeyi düşünmüyorsunuz da sadece borçlandırmayı düşünüyorsunuz? Neden bizim çiftçilerimiz ipotekli krediler kullanıyorlar, tarlalarını satıyorlar, traktörlerini satıyorlar, köyden kente göç ediyorlar da siz hâlâ Tarım Bakanı olarak orada oturuyorsunuz ve Türkiye tarımının iyi olduğundan bahsediyorsunuz? Bunları biz hayal olarak düşünüyoruz ve bu gensorumuzun kabul edilmesini diliyoruz.

Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)