| Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 13.06.2017 |
HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu torba yasanın gerçekten içeriğine baktığımızda birbiriyle alakası olmayan, birbirinden farklı belki 8-10 komisyonu ilgilendiren ve niçin burada, bu torbanın içinde yer aldığı konusunda sıkıntı duyduğumuz birçok şey bir arada getirilmiş. Şimdi, kanuna baktığınızda "sanayi reformu paketi" diyor. Sanayi reformunun, şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar, üniversitedeki akademisyenlerin, araştırma görevlilerinin hangi maddeyle istihdam edilecekleriyle ne ilgisi var? Sayın Bakan, bunun bir cevabı var mı? İkincisi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Acıbadem Üniversitesinin sanayi reformu paketinin içinde isminin değiştirilmesinin ne işi var Sayın Bakan?
Değerli arkadaşlar, aslında birbiri içerisine serpiştirilmiş öyle çok şey var ki, mesela daha önce bu Mecliste reddedilmiş, vekil olmuş öğretim üyelerine vekilliklerinden sonra tekrar üniversitelere dönüş yolunun açılması meselesi. Bunun gerçekten sanayi reformuyla ne ilgisi var Sayın Bakan? Bu, burada reddedilmişti, Sayın Cumhurbaşkanının talebiyle çekilmişti. Bu Meclis, kendi vekiline iltimas tanıyan bir Meclis olarak tarihe geçecek.
Aslında yapılmak istenenin ne olduğunu biz çok iyi biliyoruz. Yapılmak istenen... Türkiye'de neoliberal kapitalist sermayenin bakışı şudur: Ne olursa olsun -yatırım yapılsın da doğa katledilebilir, çevre katledilebilir, ekoloji yok edilebilir- her türlü olanakları verelim. Mesela -zeytinlikler, evet, bugün çekildi ama- değerli arkadaşlar, aslında yine hâlâ zeytinliklerimiz tehlike altında bu hâliyle bile çünkü endüstri bölgeleri ilan etme imkânı var, eğer endüstri bölgeleri ilan ederlerse meraların, kıyıların ve zeytinliklerin de yok edilmeyeceğine dair herhangi bir sabit bir delil yok elimizde, yani zeytinlikler hâlâ tehdit altında.
AKP'nin bir diğer özelliğini biliyoruz değerli arkadaşlar. Getiriyor, burada muhalefetle karşılaşıyor, tekrar ne yapıyor? "Çektim." diyor ama bir KHK'yla getiriyor. Daha önce burada örnekleri yaşandığı için söylüyoruz. Dün AKP'nin grup başkan vekilleri "Biz verdiğimiz sözün arkasındayız." diyorlardı. Peki değerli arkadaşlar, bir gece yarısı, saat on iki civarında, bir ek maddeyle rektörlüklerin seçimi bu Meclise gelmedi mi? O zaman 3 muhalefet grubunun karşı koyuşuyla bu çekilmedi mi? Çekildi. Peki ne oldu sonra? Bir KHK'yla tekrar geldi ve kimse sesini çıkarmaz oldu.
Yine aynı şekilde, Hükûmet bir defa burada bugün şunu açık açık söylemelidir, "Ben bunu bir daha getirmemek üzere çektim." diyebilmelidir. Sayın Bakan, bunu söyleyebilecek misiniz? Bunu söyleyemiyorsanız niye toplumu kandırıyorsunuz?
ALİM TUNÇ (Uşak) - İhtiyaç olduğunda tekrar getirilir.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - İşte ihtiyaç olduğu... Yarın, ertesi gün ihtiyacınız doğacak muhtemelen.
Değerli arkadaşlar, bu taslağın içerisinde birbirinden bağımsız, birbiriyle ilgisi olmayan ama "Ne olursa olsun yatırımın önünü açacağız." diyen bir şey var. Mesela çalışma hakkı, tatil hakkı. İnsanların tatil hakkı gasbedilebilir mi? Sanayici için gasbedilebilir. Sanayici trilyonluk yatırım yapıyor, hafta sonu tatili için maksimum vereceği ücret değerli arkadaşlar, 800 TL. Bunu sanayicinin üzerinden alırsak girişimci veya sanayici ticaret yapabilecekmiş. Bu, asla, gerçekten kabul edilebilir, inandırıcı bir madde değil, bir gerekçe değil. Esnek ve güvencesiz çalıştırma -biraz önce söyledim- AKP Hükûmetinin ruhuna işlemiş; mümkün olduğunca insanları, kolay atabilecekleri ve sürekli tehdit altında tutabilecekleri bir durumda çalıştırmak istiyorlar. Bugün 50/d maddesi de böyledir, bugün üniversitelerin getirildiği hâl ve öğretim üyelerinin getirildiği hâl de böyledir.
Biz Komisyon öncesinde, Sayın Bakan sunumunu yaparken ısrarla şunun üzerinde durduk: Eğer bir sanayide reform yapmak istiyorsanız mutlaka eğitim boyutunu, birinci planda bilim politikasını göz önüne almanız lazım. Bilim politikamız nedir değerli arkadaşlar? Hiç yok, bilim yerlerde geziyor. Benim en son görev yaptığım fakültede 9 tane profesör üniversiteden atıldı. Ne gerekçeyle? Temel bilimciydi bunlar. Türkiye'de, isterseniz Sayın Bakan bunu sordurun, Diyarbakır Dicle Üniversitesinde en fazla akademik çalışma yapan bu 9 isim sırayla çıkacaktır. Bu kadar iddialı bir şekilde soruyorum. Diyarbakır milletvekilleri buradaysa onlar da o insanları tanırlar. Hangi gerekçeyle ihraç edildiler Sayın Bakanım bunu gerçekten anlamak istiyoruz.
Bakın, biraz önce verdiğimiz araştırma önergesinde de söylemiştim. Daha önceki Fetullahçı cemaat yapılanması döneminde bu arkadaşlarımızın, alınan 17 arkadaşımızın tamamı cemaatin gadrine uğradılar; ya kadroları verilmedi ya öğrencileri verilmedi ya projeleri desteklenmedi, bir şekilde engellendiler. Bugün aynısını siz yapıyorsunuz Sayın Bakan. Darbeyi gerçekten kim yapmış oluyor? Darbecilerle aynı hukukta buluşuyorsanız nasıl bir anlayıştır?
ALİM TUNÇ (Uşak) - Darbecilerle siz beraberdiniz.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Yine, bugün dile getirdik, darbeci yargıçların, savcıların hazırladığı fezlekelerle bugün milletvekillerimizi gözaltına alıyorsunuz, tutukluyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, iç huzurun olmadığı bir yerde yatırım olmaz. Yatırım, yatırımcı güvercine benzer, ürktüğü yere yatırım gelmez. Bugün Türkiye'de yatırımcının yatırım yapma koşulu yoktur. Sayın Bakan, samimi bir şekilde, sizin paranız olsa, seçeneğiniz olsa bugün Türkiye'ye mi yatırım yaparsınız? Ne olduğunu bilmediğiniz bir geleceğe, çalışanın geleceğini bilmediği, kamudaki görevlinin geleceğini bilmediği, iş adamının geleceğini bilmediği bir ülkede yatırım yapabilir misiniz? Yatırım yapılmaz Sayın Bakan.
Dolayısıyla değerli arkadaşlar, şunu net olarak kabul etmemiz gerekir ki: Reform yapmak istiyorsanız bir; ülkeyi stabilize etmeniz lazım. Yatırımcı önünü görmeli, üç ay sonrasını, beş ay sonrasını, bir yıl sonrasını görmeli veya daha uzun vadeli projeksiyonlar yapabilmeli. Bunun imkânı var mı? Yok. Türkiye'de bırakın, üç ay sonrasını, yarın ne olacağını bilmeyen bir durumda yaşıyor iş adamı, kamu çalışanı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Borsa 100 bini geçti, büyüme yüzde 5. Sen ne diyorsun ya? Hayret bir şey ya! Sen rakamlara bak ya! Allah Allah...
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Gelelim ikinci önemli noktaya: Eğer sanayi devrimi yapmak istiyorsanız iyi bir bilim politikanızın olması lazım.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Borsaya bak, borsa 100 bin. Yüzde 5 büyüme var.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Bilim olmadan teknoloji olmaz, teknoloji olmadan sanayi olmaz; bunlar birbirlerine bağlı çarklardır. Türkiye'nin bugün bilimi yerlerde geziyor, bilim politikası yok. Dolayısıyla değerli arkadaşlar, üniversitelerin ne hâle geldiğine gerçekten gidin bir bakın. Ben bir öğretim üyesi olarak bunu yaşayarak gördüm, içinde gördüm. Benim bugün görevden alınan arkadaşların tamamıyla yakın hukukum var. Diyarbakır vekilleriniz varsa onlar da tanırlar o insanları.
Değerli arkadaşlar, öğretim üyesini işinden atıyorsunuz, ikinci gün evini basıyorsunuz, internetine el koyuyorsunuz, lojmanına el koyuyorsunuz ve dışarıda çalışamaz hâle geliyor. Şimdi, dolayısıyla burada çalışamayan öğretim üyesi ne yapacak? Yurt dışına beyin göçü yaşıyoruz. Son dönemde bir araştırmanız var mı bugün kaç tane bilim insanımız bu koşullardan dolayı ülkeyi terk etmek zorunda kalmış?
ALİM TUNÇ (Uşak) - Sizden dolayı.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Bu çok önemlidir. Bunu eğer rayına koymazsanız siz hiçbir şekilde bir sanayi reformu yapamazsınız.
Gelelim zeytinlikler, meralar... Arkadaşlar, yüz yıllık, bin yıllık varlıklarımızı nasıl bu kadar peşkeş çekebiliyoruz? Zeytinlikler, meralarımız bugün sanayinin neredeyse tehdidi altına girmiş. Hâlbuki bu ülkede yatırımın yapılabileceği çorak birçok arazi var ama sanayici istiyor ki iki adım ileride olsun, sanayici istiyor ki birinci sınıf tarım arazisinin üzerinde olsun ve bunların hepsine göz yumuyoruz.
Dolayısıyla değerli arkadaşlar, eğer gerçekten bugün 2'nci maddenin çekilmesi, bu ambalajlı ismin sahibi olan bu torbayı kabul edilebilir kılmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Meralarımız, kıyılarımız, bu işin güvencesi burada yaratılmazsa biz Halkların Demokratik Partisi olarak bu torbaya muhalefetimizi sürdüreceğiz, sürdürmeye devam edeceğiz.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Toğrul.