| Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 13.06.2017 |
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkürler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, biraz önce de bahsettiğimiz üzere, birbirinden çok farklı maddeleri içeren bir torba yasayı tartışıyoruz. Türkiye'de maalesef "sanayi" deyince, her şeyi sanayiye peşkeş çekiyoruz, kurban ediyoruz ama bunu yaparken asla doğayla uyumlu bir şekilde davranmıyoruz. Aslında insanoğlu, topluluklar doğanın bir parçasıdır. Doğada nasıl bir renklilik görüyorsak, rengârenk farklı çiçekler, farklı renkler gördüğümüzde orası hoşumuza gidiyorsa aslında aynı şey insanlar ve topluluklar için de geçerlidir. Renkliliğimiz, farklılığımız, aslında bizim zenginliğimiz olmalıdır.
Değerli arkadaşlar, bu ülke, bu topraklar, farklı dillerin, farklı inançların, farklı kültürlerin, farklı etnisitelerin bir arada yaşadığı topraklar. Bu toprakları tekleştirmek, bu topraklarda tek bir inancı, tek bir ırkı, tek bir etnisiteyi ya da tek bir kültürü hâkim kılmaya çalışmak bu toprakların çoraklaşmasına sebebiyet verir.
Biliyorsunuz, bu topraklarda ciddi sayıda, Alevi inancına sahip insanlar da var ve değerli arkadaşlar, Alevi topluluğu da vergi veriyor, üretime katılıyor ama hizmetten asla faydalanamıyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanımız, şu anki Urfa Milletvekilimiz Osman Baydemir, Diyarbakır'da Alevi inancına sahip insanlar için bir cemevi yapma kararı alıyor ve oradaki Alevi dernekleriyle beraber Diyarbakır'da bir cemevi kuruluyor. O cemevinin kurulması bugün bir fezleke konusu yapılıyor. Cemevini kabul etmeyen egemen inanç cemevinin yapılmasını bir fezlekeye konu yapıyor ve bunu da yaparken laiklik üzerinden yapıyor. Hâlbuki bizim bildiğimiz laiklikte devletin birbirinden farklı tüm inançlara eşit uzaklıkta durması ve herkese hizmet götürmeyi hedeflemesi gerekiyor. Ama bunu yapıyor mu? Devlet, Alevilere hizmete gelince bunu fezleke konusu yapıyor ve Osman Baydemir'le ilgili böyle bir fezlekeyi Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderiyor.
Değerli arkadaşlar, yine, Aleviler ciddi bir şekilde IŞİD tehdidi altında. Antep'te cemevi iki buçuk üç ay abluka altında kaldı IŞİD tehdidi var diye. Yine, Ankara Valisi, geçtiğimiz günlerde Alevi kurum temsilcilerini topladı ve "Sizlere yönelik ciddi bir IŞİD tehlikesi var. Kendinizi koruyun, korumaya alın, binalarınızı güvenlik altına alın." dedi. Şimdi, bu söylenen işlerin tamamı devletin yapması gereken işler ama anlaşılan o ki devlet, Alevileri korumak bir yana, tehdit etmek istiyor çünkü son dönemde -toplumsal muhalefet- Türkiye'de iç barışın bozulmasına, AKP'nin politikalarına Aleviler muhalefet ediyor, doğru görmüyorlar. İşte, bu toplumsal muhalefetten alıkoymak adına, maalesef, IŞİD üzerinden, Alevilerin demokrasiye katılımlarının önüne geçilmesi yönünde, Alevi kurumları üstü kapalı tehdit ediliyor.
Kürtlere yönelik de aslında benzer uygulamalar var, farklı kültürlere de var, farklı inançlara da var ve bu topraklar maalesef, çoraklaştırılıp tekleştirilmek isteniyor. Bu anlayıştan vazgeçilmesi, bu ülkede sanayinin, teknolojinin ve iç barışımızın gelişmesi, aslında hepsi birbiriyle bağlantılı, birbiriyle ilişkilidir. Bir ülkede eğer iç barış varsa orası yatırıma da uygundur ama yok, eğer iç barışı tehdit eden unsurlar varsa orası tehlike altındadır, orada sanayinin gelişmesi beklenmez. Bir kez daha söylüyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Yatırım ortamı güvercine benzer, ürkütürseniz kimse orada kalmaz diyorum. Zenginleşmek dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Toğrul.