| Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 13.06.2017 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Görüşmekte olduğumuz 485 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 8'inci maddesi üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili konuşacağım. Bu maddeyle Damga Vergisi Kanunu'nda değişiklik yapılıyor ve bazı yatırımlarla ilgili işlemlerden damga vergisi kaldırılıyor.
Değerli milletvekilleri, 1 Kasımdan bu yana ekonomiyle ilgili çok önemli yasalar çıktı, torba yasalar geldi. Çok belli ki bir panik şeklinde Hükûmet ekonomideki kötüye gitmeyi düzeltmek için bir şeyler yapmaya çalışıyor ama bu yapılanlara rağmen ekonominin düzeldiğine dair bir işaret yok. Diyeceksiniz ki: "Nasıl yok? İlk çeyrekte yüzde 5 büyüdük." Değerli arkadaşlarım, bu yüzde 5'le ilgili konuşmak istiyorum zaten ben de. Bakın, işte, kredi kolaylıkları getirildi, vergi prim muafiyetleri, indirimleri getirildi, arsa bedelleri alınmıyor, dünya kadar teşvik edici tedbir getirildi; buna rağmen ortaya çıkan rakamlar hiç de iç açıcı değil. Faiz hâlâ çok yüksek, enflasyon yüksek, işsizlik çok yüksek. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı yapmış olduğu konuşmada sadece büyüme rakamları üzerinde durdu ama ekonominin bu önemli göstergeleri üzerinde durmadı.
Değerli arkadaşlarım, bu büyüme ciddi şekilde problemli. Eğer büyüme varsa istihdamın da buna paralel bir şekilde artması gerekiyor. Ama bakalım, 2005-2010 arasında ortalama yüzde 17 büyüme olmuş, buna paralel olarak yüzde 12'ye yakın istihdamda artma olmuş. 2010-2015 arasında yüzde 24'e yakın toplam büyüme var, istihdamda yüzde 21 civarında artma var. Ama şimdi bakalım, büyüme yüzde 5 ama istihdamda buna paralel ciddi bir artma yok, yüzde 1,2 civarında görülüyor.
Değerli arkadaşlarım, bakın, sanayi üretiminde yüzde 1,7 büyüme tespit ediliyor ama büyüme hesabında sanayi sektörü yüzde 5,3 büyümüş diye belirtiliyor. Bu şu demek: Üretim artıyor, çok az insan çalıştırarak üretim yapıyoruz çünkü istihdam artmıyor. 1 milyon rakamından söz ediliyor ama bu rakamı teyit edecek bir şey yok. Çok değerli ürünler mi üretiyoruz? Ne oluyor? Niye insan çalıştırmıyoruz, çok yüksek teknoloji mi kullanıyoruz? Ama iş öyle de değil. Bakın, bizimle ilgili, gelişmekte olan ülkelerde ihracatın yüksek teknolojideki payı Hindistan'da yüzde 8, Meksika'da yüzde 16, Türkiye'de kaç? Yüzde 3,1. Demek ki bu büyüme... Öyle yüksek teknolojiye getirdiğiniz teşvikler herhangi bir işe yaramamış, çok ciddi çelişkiler mevcut.
Değerli arkadaşlarım, bakın, "bu Hükûmetin yaptığı" "Hükûmet yapmadı" işte "onlar özerk kuruluşlardır" diyebilirsiniz ama bu senenin başında çok önemli bir şey yaptı ve hâlâ bunun üzerinde konuşuyoruz. Ne yaptı o? İşte, istatistik hesaplar yapılırken, büyüme ve benzeri hesaplar yapılırken revizyona gitti ve birdenbire Türkiye 2 puan, 3 puan, 4 puan fazla büyümeye başladı. Bakın, millî gelirimiz, yurt içi hasıla bir anda 700 milyar dolardan bir gecede yapılan işlemlerle -bir gecede yapılmadı tabii, uzun sürede yapıldı ama bir gecede açıklandı- 860 milyar dolara çıktı değerli arkadaşlarım. Tasarruf çok ciddi problem olarak gündeme getiriliyordu. Hatta, işte, bu zorunlu BES'te, Türkiye'de tasarruf yok, tasarruf olması gerekiyor, tasarrufumuz olmadığı için yüksek faizle dışarıdan finanse ediyoruz, bir sürü şeyler vardı, gerekçe gösteriliyordu. Hâlbuki Türkiye'de tasarruf varmış. Yine, bir gecede yüzde 14 olan tasarrufu yüzde 25'e çıkardınız.
Değerli arkadaşlarım, bu rakamlar sıradan rakamlar filan değil. Politik olarak bu rakamlar üzerinde oynanmaz. Bütçe bu rakamların üzerinde yapılıyor. Borçlanmalar, almalar, vermeler, yatırımlar, bir yerden kaynak alıp başka bir yere aktarmalar, hepsi bu rakamlar üzerinden yapılıyor. Eğer bu rakamlar şişiriliyorsa gerçekten kul hakkı da yeniyor demektir ve sizin bu rakamlarınızın ciddi bir şekilde hormonlu olduğu, sorunlu olduğu çok açık bir şekilde ortada.
Değerli arkadaşlarım, biz Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlarına güvenmek durumundayız. Eğer politik olarak bu rakamlar doğru değil de yanlış bir şekilde hesaplanıyorsa gerçekten oturup düşünmek gerekiyor.
Bugün TÜİK Başkanı, arkadaşları ve ekibi Plan ve Bütçe Komisyonunda bir sunum yaptılar ve bütün bu soruları kendilerine yönelttim. Neye dayanarak bu rakamları yaptınız, nasıl yaptınız? Serilerden bahsediyorlar ama tatmin edici hiçbir şey söylemediler, gerçekten söylemediler. Başkanın kendisine sordum: Siz zorunlu BES'i çıkardınız ve 1.400 lira alan adamdan 50 lira kestiniz, bakın, 1.400 lira alan adamdan 50 lira. Niye? "Tasarruflarımız çok düşük." diyor. Hâlbuki tasarruflarımız düşük değilmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Peki, bir heyete, Hükûmete yalan söylemek, yurttaşına yalan söylemek yakışıyor mu diye soruyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - 7 milyon rakamını nereden aldınız?
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bu rakamlar devletin rakamları, TÜİK'in rakamları.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - 7 milyon rakamını nereden aldınız?
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Ben icat etmedim, bu rakamlar sizin rakamlarınız. Sizin rakamlarınızda çelişkiler var. Bunu ifade etmeye çalışıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bekaroğlu.