GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:107
Tarih:15.06.2017

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi öncelikle sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. 485 sıra sayılı Üretim Reformu Yasa Tasarısı'nın görüşmelerini yapıyoruz. 22'nci maddede vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım.

Değerli arkadaşlarım, bu maddede "Yüzüncü Yıl Üniversitesi"nin ismi "Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi" oluyor, "Acıbadem Üniversitesi"nin ismi de "Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi" olarak değişmiş oluyor. Bu değişikliğe bir diyeceğimiz yok ancak ben günümüzün gerçekten çok ağır bir sorunu olan yargı bağımsızlığından ve yargıda verilmiş olan haksız kararlardan bahsedeceğim.

Dün, 14. Ağır Ceza Mahkemesinde İstanbul Milletvekilimiz Enis Berberoğlu'yla ilgili çok ağır bir mahkûmiyet kararı verildi. Düşünün, bütün bilgiler herkes tarafından biliniyor, görsel medya biliyor, diğer yayınlar bütün bu haberleri ortaya atmış, herkesin bildiği bir konu sanki casusluk yapılıyormuş gibi, sanki devletin gizli haberleri verilmiş gibi bir suçlamayla aylar sonra Enis Berberoğlu hakkındaki dava sonucunda çok ağır bir mahkûmiyete karar verildi. Bu yetmedi değerli arkadaşlarım, bir de tutuklama kararı verildi.

Değerli dostlarım, değerli arkadaşlarım, şimdi, Anayasa'nın 83'üncü maddesinin üçüncü fıkrasını aynen okuyorum: "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez." Demek ki milletvekilinin dokunulmazlığı burada yasama görevi sürdüğü sürece kesinlikle devam ediyor ve tutuklama kararı verilemez deniyor. Buna rağmen, mahkeme gerçekten siyasi bir karar veriyorsa, gerçekten bu davanın 3 sanıklı olmasına rağmen, bu davayı Enis Berberoğlu yönünden tefrik ederek onun hakkında ağır bir karar vererek bu mahkûmiyet kararını uygulamaya sokmaya çalışıyorsa gerçekten yargının üzerinde bir oturup değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Şimdi, böyle bir kararı veren mahkemenin gerçekten bağımsız olduğunu, bu kararı tarafsız olarak verdiğini söyleme imkânı var mı değerli arkadaşlarım? Demek ki gerçekten bunları oturup iyi bir şekilde değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, tutuklamada şöyle bir ibare de yer alıyor: "Sabit ikametgâh sahibi değil, kaçma ihtimali ve gizlenme ihtimali var." Değerli arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olan ve bütün duruşmalarına bizzat gitmiş, takip etmiş olan bir milletvekilinin kaçma ihtimali olabilir mi değerli arkadaşlarım? Böyle bir ihtimal olmadığı hâlde bakın, bu kararın verilmesi düşündürücüdür, gerçekten yargının üzerindeki bu bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesini tamamen zedelemektedir. Şimdi, bir bakıyorsunuz, bir yandan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi tutuklanırken bir yandan da "sabit ikametgâh sahibi" denilerek Bülent Arınç'ın damadı tahliye ediliyor ve bırakılıyor. Şimdi, bunu nasıl değerlendirmek gerekiyor? Gerçekten burada tarafsızlık ilkesi var mı, uyuluyor mu? Bu hâkimler bağımsız olarak karar veriyor mu, bunların üzerinde oturup düşünmemiz gerekiyor. Eğer bunları yapmazsak, bunların üzerine gitmezsek, yargıyı bağımsız hâle getirmezsek bir gün bu adalet de, bu yargı da size lazım olduğu zaman sizler de zor durumda kalabilirsiniz değerli arkadaşlarım.

O nedenle bu böyle gitmez, bugünler mutlaka geçecek ama gerçekten ülkemize zarar vermeden bu işi aşmamızın çok büyük faydası olacağını söylemek istiyorum. Çünkü keser dönecek, sap dönecek, bir gün hesap dönecek herkes adaletin önünde hesap vermek durumunda kalacak diye sözlerimi bitirmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Arslan.