| Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 18.06.2017 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; 485 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 66'ncı maddesi üzerine söz aldım. Bu madde Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair 4703 sayılı Kanun'un 5'inci maddesini değiştiriyor. Burada yapılan düzenlemeyle "Bu teknik düzenlemelere, yükümlülük olarak getirilen teknik düzenlemelere uyma zorunluluğu vardır." diyor. Böyle bir maddeye gerek yoktu. Zaten yükümlülüktü, ondan sonra bir daha "zorunluluk" eklenmiş.
Değerli arkadaşlarım, ben de adaletle ilgili birkaç cümle söylemek istiyorum. Biraz evvel burada konuşan hatibi, her söylediği şeyi "PKK, terör"le susturmaya çalıştınız, başkası bir yerde bir şey söylüyor "FETÖ, terör"le susturmaya çalışıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından "Orada bir giren mi var?" sesi)
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Haksız mıyız?
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Evet. O söylediğin kelimeyi burada kullanmıyorum. O terbiyesizce, ahlaksızca söylediğin kelimeyi kullanmıyorum ama beni ilgilendirmiyor. "Bana mı nokta nokta"yı kullanmıyorum ama beni ilgilendirmiyor.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - İlgilendirmiyorsa niye konuşuyorsun?
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - İlgilendiriyor. Ben şunu söylüyorum size arkadaşlar: Bakın, sizin yapılan yanlışlıklara, size getirilen eleştirilere, hiçbirisine tahammülünüz yok. Dünya kadar yanlış yapıyorsunuz ama. Yanlışa bütünüyle batmışsınız. (CHP sıralarından alkışlar) Adaletsizliğe, merhametsizliğe, insafsızlığa batmışsınız ama getirilen bütün eleştirileri "PKK, FETÖ" diye susturmaya çalışıyorsunuz. Öyle değil değerli arkadaşlarım. Bakın, adalet duygusunun elbette toplumsal, siyasal tarafı vardır. Eğer adaletle hareket etmeyen toplumsal ve siyasal birliktelikler varsa bunların devam etme şansı yoktur ama bir de kişisel tarafı vardır ve elbette adalet duygusu bir erdemdir ve kişisel tarafı da şudur: Ötekini hissedebilmek. Bir "Kendin için istediğin..." Bu ayetleri, bu hadisleri, Peygamber'in bu öğütlerini siz bilirsiniz.
MEHMET METİNER (İstanbul) - Başkalarına nasihat ver, başkalarına.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - "Kendin için istediğini başkası için de kardeşin için de isteyeceksin."
MEHMET METİNER (İstanbul) - Kendine nasihat ver.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Ama tabii siz "millet, millet" diyerek milleti on parçaya böldünüz, dolayısıyla sadece kendiniz için istiyorsunuz, başkası için istemiyorsunuz. Böyle olduğu için de gerçekten çok kaba oluyorsunuz zaman zaman, ukala oluyorsunuz zaman zaman.
MEHMET METİNER (İstanbul) - Kendini tarif ediyorsun.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bunu birtakım laf atan arkadaşlara söylüyorum. Gelsinler burada söylesinler.
Bakın, kabalığa...
MEHMET METİNER (İstanbul) - Kabasın ve küstahsın.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Demokrasi kültüründen, insanlık kültüründen pay alamamış bir cümle söyleyeyim, Adalet ve Kalkınma Partisinin Sayın Genel Başkanı, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının başlatmış olduğu "Adalet Yürüyüşü" için diyor ki: "Lütuf..."
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Evet, maalesef.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bakın, bir demokrasi kültüründen şu kadar, iğne ucu kadar nasibini alan bir insan böyle bir laf edemez. Yoktur böyle bir şey, demokraside lütuf. (CHP sıralarından alkışlar) Hak vardır, hak. Sizin lütfunuzu filan istemiyoruz, siz yeter ki kurallara uyun, siz yeter ki kanunlara uyun, siz yeter ki hukuk içinde hareket edin değerli arkadaşlarım.
Bakın, bu adalet dediğimiz şey, kişisel erdem, ötekinin hakkını hukukunu hissedebilmek, sadece bundan ibaret değil, medeni olmanın da en temel şartıdır Sayın Grup Başkan Vekilim. Medeni olmak da bunu gerektirir. Birisi eğer diğer bir insanın hakkını, hukukunu hissedemiyorsa, bunun, bırakın medeniliği, insanlığı sorgulanır, insanlığı değerli arkadaşlarım. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Maalesef, üzülerek ifade edebiliyorum: Siz, siz hukuku, adaleti ayırdınız. Kendinize değdiği zaman kanunları, kuralları istediniz gibi esnetiyorsunuz ama başkasına değdiği zaman çok katı ve gaddarca davranıyorsunuz. Hukuku, kanunu, kuralları kendi hatanızı, eksikliğinizi, problemlerinizi örtmek için kullanıyorsunuz.
Bitiriyorum...
17-25 Aralık, "17-25 Aralık" diyen herkesi "FETÖ'cü" diye oturtuyorsunuz.
MEHMET METİNER (İstanbul) - Aynen.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - 17-25 Aralıkta hırsızlık vardı, soygun vardı değerli arkadaşlarım ama "FETÖ" dediğimiz örgütün kumpası da vardı. Niye vardı? Sizin hırsızlıklarınızı çektiler ve bir yere biriktirdiler, sonra da size şantaj için çıkardılar. (CHP sıralarından alkışlar) Ama daha bu hırsızlıklar sorgulanmadı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - "Şantaj" mı dedin? Sen "şantaj" mı dedin?
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - O zaman getirin bağımsız yargıya.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ya önce Kılıçdaroğlu kendi partisine baksın be!
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bağımsız yargıya getirin, mahkemelere getirin!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Kasetle nasıl geldi, onun hesabını versin!
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Mahkemelere getirin!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - O adalet duruşunu yapsın!
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Hadi, mahkemeleri, hâkimleri, savcıları hepsini siz atadınız getirin...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Nasıl genel başkan oldu, onun hesabını versin!
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Kendi mahkemelerinizde bile yargılamaya cesaret edemiyorsunuz hırsızlıklarınızı.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)