| Konu: | Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 113 |
| Tarih: | 18.07.2017 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 490 sıra sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 11'inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Özellikle bu "ortaya çıkan sorunların" kelimelerinin altını çizdim çünkü tam da belki bunu konuşmak gerekiyor.
Tasarıya genel olarak baktığımızda, istinaf mahkemesi olarak nitelendirilen bölge mahkemelerinin işleyişinde ortaya çıkan sorunları gidermek amacıyla getirilmiş. Bunu bir masaya yatırıp incelemek gerekiyor çünkü bu değişiklikler yani istinaf mahkemeleri 2004 yılında hayata geçirildi, düzenlendi ve yürürlüğü de ertelenmişti. Fakat yürürlüğe girmeden önce -biraz önce inceleyebildiğim kadarıyla- 7 kez, yürürlüğe girdikten sonra 4 kez, toplamda 11 kez değiştirilmiş. Hâlâ sorun var ve biz burada hâlâ bu sorunları gidermek için bir yasa tasarısı üzerinde konuşuyoruz, mesai yapıyoruz.
Şu anda yeni binada da üyesi olduğum Anayasa Komisyonunun İç Tüzük değişikliğiyle ilgili görüşmeleri devam ediyor ve bu İç Tüzük değişiklikleriyle de milletin vekillerinin dolayısıyla da milletin sesi kısılmak isteniyor. Bu İç Tüzük değişikliğinin en temel gerekçesi şu: "Hızlı, etkili, sağlıklı bir yasama süreci gerçekleştirelim." deniyor. Burada görüştüğümüz bölge mahkemeleri kanununu tek başına ele aldığımızda dahi etkili bir yasama çalışmasının nasıl olabileceğini aslında anlayabiliriz. Eğer muhalefeti susturmak yerine 2005 yılında yayınlamış olduğunuz yönetmeliğe uygun olarak yasa yapmayı becerebilirse iktidar partisi, yasama o zaman daha etkili, daha sağlıklı, daha tasarruflu ve sorunsuz bir şekilde işleyebilir ve amacına ulaşabilir. Peki, bunun yolu ne? Daha çok konuşma, daha çok katılım, daha özenli hazırlık. Eğer bunu iktidar partisi başarabilseydi; uygulayıcıların, baroların, STK'ların görüşünü alabilseydi; konuşmamızın, muhalefet vekillerinin konuşmalarının üç beş dakikasına göz dikmeseydi Meclis bu istinaf kanunu için 11 kez mesai yapmak zorunda kalmaz, daha tasarruflu bir çalışma gerçekleştirmiş olurdu.
2005'teki yönetmelikte ne diyordunuz? "Taslak hazırlarken üst hukuk normları dikkate alınacak, göz önüne alınarak hazırlanacak. Yargı kararları göz önünde bulundurulacak, ona uygun bir şekilde hazırlanacak. Bütün mevzuat taranacak. Etki analizleri yapılacak ve tabii ki STK'ların, uygulayıcıların görüşü alınacak." Fakat, maalesef, o gün o mevzuat da aynı şekilde yazı üstünde kaldı ve hayata geçirilmedi.
Şimdi, rasyonel, sağlıklı, verimli bir çalışma yapmak için İç Tüzük getiriliyor ve milletin vekillerinin sesi kısılıyor. Eğer bu ilkelere uyulsaydı bu İç Tüzük değişikliğine de gerek kalmazdı diye düşünüyoruz.
Görüştüğümüz 490 sıra sayılı Tasarı'nın içeriğine baktığımızda, tam bir öngörüsüzlük örneği. Acelecilikten kaynaklanan, görüş alınmadan, aceleyle hazırlanan bir yasa olduğunu, bu yüzden bu değişikliğin yapıldığını görüyoruz. Örneğin, bu kanunlar hazırlanırken lehe bozmanın, ceza hükümleriyle ilgili, sirayeti konusu düşünülemez miydi? Örneğin, olağanüstü kanun yolu olarak bölge adliye mahkemesi savcısının itiraz yolu düzenlenemez miydi, bu öngörülemez bir şey miydi? Örneğin, yürütmeyi durdurma kararlarıyla ilgili olarak başvuru yolu o zaman getirilemez miydi? Ama, maalesef, bu yasa yapmadaki özensizlik, vurdumduymazlık bizi buralara getiriyor.
Diğer yandan, on beş yıllık iktidarınız döneminde siyasallaştırdığınız yargının bu anlamda eksik kalmış birkaç hususunu da bu yasayla tamamlıyorsunuz, yargıda da tek adamcılığı bu yasa tasarısında da aynı şekilde getirdiğinizi görüyoruz. Başkan yetkileriyle ilgili muhalefet şerhinde getirdiğimiz eleştirileri de burada tekrarlamış olayım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; işin özü, eğer kaliteli bir yargı istiyorsak, eğer etkili bir yargı istiyorsak, eğer kaliteli bir yasama istiyorsak, etkili bir yasama istiyorsak, bazı ilkeler var sizin de geçmişte söylediğiniz ama uzun zamandır uygulamadığınız, onları hayata geçirmemiz gerekiyor. Bunlar ne? Katılımcılık. Bunlar ne? Şeffaflık, liyakat, uzlaşmacılık ama maalesef bunlardan uzak bir çalışma sistemiyle bizleri her gün hem yargıda hem yasamada hem adalette, her yerde bir çöküşün içine sürüklüyorsunuz. Anlatılacak çok şey var ama sizin göz diktiğiniz bu üç beş dakikaya da sığmıyor bunlar diyorum ve önergemizi oylarınıza sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Altaca Kayışoğlu.