GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:114
Tarih:19.07.2017

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi öncelikle sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

490 sayılı yasanın 30'uncu maddesinde istediğimiz değişiklik önergesiyle ilgili söz almış bulunmaktayım.

Biliyorsunuz, görüşmekte olduğumuz yasanın, özellikle bu tasarının birçok eksiklikleri gidermeye yönelik olduğu bir gerçek ama adaleti gerçekleştirecek, gerçek anlamda yargı bağımsızlığını gerçekleştirecek düzenlemelerden kesinlikle çok eksik. Aslında bugün Adalet Bakanı burada olsaydı kendisine soracağımız çok sorular olacaktı. Yönlendireceğimiz, gerçekten kendisini düşünmeye davet edeceğimiz konuları ortaya koyacaktık ama karşımızda Adalet Bakanı yok, adalet yok, Maliye Bakanı yerinde oturuyor.

Yürütülen adalet tamamen saraya bağlı, kişiye bağlı bir anlayış çerçevesinde hukuk güvenliğinin de yok edildiği, yargı bağımsızlığının da yok edildiği bir ortamda yürütülmeye çalışılıyor.

Yargıda kritik kararlar veren, tutuksuz yargılama karaları veren hâkimleri, tahliye talebinde bulunan savcıları görev yerlerinden alan, onların yerlerini değiştiren ve bu hâkim ve savcıların üzerinde de baskı kuran bir yargı düzeni görüyoruz. Bu nedenle gerçekten yargı sistemi şu anda yerlerde sürünüyor. Böyle bir ortam içinde hâkim ve savcıların hem kanuna hem de vicdanına göre serbestçe karar vermesi kesinlikle mümkün değildir. Dolayısıyla kararların çoğu taraflı bir şekilde, yanlı bir şekilde verilmeye devam ediyor.

Bakın, bu çerçevede karar vermiş olan Antalya 2'nci Daire Başkanı, Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ'ı; yine, üyesi olan, Cumhurbaşkanına hakareti Anayasa Mahkemesine gönderen hâkim olan Mustafa Bağarkası'nı; yine, Soma davasına bakan Başkan Aytaç Ballı'yı; yine, FETÖ'nün kara kutusu olan, gerçekten FETÖ'nün imamı görevini yürüten Adil Öksüz'ü tutuklamaya sevk eden savcıyı, Cihan Ergün'ü başka yerlere sürgün ederek gerçek anlamda görevini yapmakta olan hâkim ve savcıların gerçek anlamda görevlerini yapmasına engel oluyorsunuz.

Mahkemelerin birçoğunda personel eksik, yetersiz; fiziki şartlar yeterli değil. Birçok adliyenin fiziki şartları yeterli olmadığı gibi, icra dairelerinin de çalışma alanları gerçekten çok kötü. Dolayısıyla böyle bir yapı içinde, böyle şartlar içinde adaletin gerçekleşmesi, adaletin verimli ve etkin bir şekilde görevini sürdürmesi kesinlikle mümkün değil.

Değerli arkadaşlarım, yargının üzerinde gerçekten müthiş bir siyasi baskı sürdürülmeye devam ediliyor. 16 Nisanda yapılan Anayasa değişikliğiyle yargıyı tamamen yürütmeye bağlamış durumdasınız. Birçok kararların yürütmeye, iktidara ve saraya bağlı olarak verildiğini herkes biliyor. Muhalif olan birçok akademisyenin gerçekten kimisini tutukladınız, kimisini görevden aldınız, kimisini ihraç ettiniz ve hayatlarına son verecek ve gerçekten hayatlarını karartacak kararlar veriyorsunuz. İbrahim Kaboğlu anayasa konusunda bir otoritedir. Bu kişiyi, bu hocayı görevden ihraç ettiğiniz gibi aynı zamanda pasaportunu iptal ediyorsunuz, maaşını kesiyorsunuz, yaşama hakkını âdeta elinden alıyorsunuz; yurt dışına ders vermeye gidecek, ona da engel olacak uygulamalar yapıyorsunuz. Kesinlikle böyle bir ortamda hukuk güvenliğini ortaya koymak, hukuk devletini ortaya koymak mümkün değildir diyorum, hepinize teşekkür ediyorum. Sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)